24 Kasım 2024 Pazar

141 sayfalık rapora tepki: Kadın örgütleri hedef gösteriliyor

Şule Çet davasının karar duruşmasına günler kala sanık Çağatay Aksu'nun ailesi bazı AKP ve MHP milletvekillerine 141 sayfalık dosya gönderdi. "Kamuoyunu yönlendiren kişiler ve örgütler hakkında inceleme" başlıklı raporda, Çet davasıyla ilgili haber yapan, yazı yazan gazeteciler; paylaşım yapan milletvekilleri, davayı izleyen kadın örgütleri hedef gösterildi. Raporda ismi geçen ÖGK Merkezi Koordinasyon üyesi Tanya Kara, "Bu rapor adalet mücadelesi yürüten kadınları karalamak ve bu mahkemenin takibini yapan gündemleştiren kadın örgütlerini hedef göstermek için hazırlanmıştır" dedi.

Ankara'da bir plazanın 20. katından aşağı atılarak katledilen üniversite öğrencisi 23 yaşındaki Şule Çet davasının beşinci duruşması 20 Kasım'da Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

Savcılığın mütalaasını açıklamasının beklendiği beşinci duruşma öncesi sanık Çağatay Aksu'nun yakınları tarafından bazı AKP ve MHP milletvekillerine 141 sayfalık dosya gönderdi.

Dosyanın başlığında "Şule Çet Davasının gerçek olay örgüsü, kamuoyu nasıl yanıltıldı, resmi belgelerle dava dosyasının gerçekleri" ile "Kamuoyunu yönlendiren kişiler ve örgütler hakkında kapsamlı bir inceleme, basın yansımaları" ifadeleri dikkat çekti.

RAPORDA AKSU AİLESİNİN İMZASI VAR
Aksu ailesinin imzasının olduğu raporun amaç kısmında "Bu raporun hazırlanma amacı, kamuoyunun yoğun ilgisi altında sürmekte olan Şule Çet davasının gerçeklerini sizlere resmi belgelerle anlatabilmek ve Temmuz 2018'den günümüze müşteki avukatları Umur Yıldırım, Onur Tatar ve Ferhat Gebeş ve onlarla hareket eden SGDF, ÖGK, Kadın Savunma Meclisleri'nin ortak Twitter hesabı Şule Çet İçin Adalet hesabından yayılmak suretiyle ve çok sayıda basın organı ve bazı siyasi tarafların desteği ile dosya gerçekleri ile hiçbir şekilde bağdaşmayan tek taraflı haber ve beyanlarla kamuoyunun nasıl yanlış yönlendirildiğini bilgilerinize belgelerle sunabilmektir" ifadeleri yer aldı.

EİNSTEİN'E ATIF YAPIP MİLLETVEKİLLERİNİ RAPORA KOYDULAR
Albert Einstein'in, "Ön yargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur" sözüne atıfla başlayan raporda "Yalan haberlerle halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek bir insanlık suçudur" ifadelerine yer verildi.

"Masumiyet Karinesi İhlali" başlığı altında Şule Çet davasına ilişkin sosyal medya hesaplarından paylaşım yapan milletvekillerinin attığı mesajlar da raporda yer aldı. CHP milletvekilleri Necati Tığlı, Alpay Antmen, Sezgin Tanrıkulu, Gamze Taşcıer, Müzeyyen Şevkin, Mahmut Tanal ve Akif Hamzaçebi'nin yanı sıra HDP eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Meral Danış Beştaş raporda yer aldı.Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav'ın da HDP milletvekili olarak yer alması ise dikkat çekti.

GAZETECİLERİ SUÇLADILAR
Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım'ın, gazeteci Ayşe Arman, ARTI TV'den Erk Acaer'e verdiği röportaj, Bianet'in hazırladığı "Çet Cinayeti Kronolojisi" adlı dosya haber ile birlikte bugüne dek Çet davasına ilişkin yazılan pek çok haber ve köşe yazısı raporda yer aldı.

"Şule Çet davasının tek taraflı olarak ele alındığı, masumiyet karinesini ihlal eden köşe yazarları" başlığının altında, Fevzi Kızılkoyun, Erk Acaer, Ayşe Arman, İnci Hekimoğlu, Burcu Yıldırım, Evrim Kepenek, Alican Uludağ, Fatih Altaylı, Pınar Doğu, Işıl Özgentürk, Cengiz Semercioğlu, Nagehan Alçı ve Ece Üner yer aldı. Yabancı basından bazı örnekler başlığı adı altında ise Die Zeit- Can Dündar, Sigma Turkey, Al Monitor ve Sputnik News'e yer verildi.

YILDIRIM: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Hazırlanan rapora ilişkin Gazete Duvar'a konuşan Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, "Yargıyı etkilemeye teşebbüs" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacaklarını ve "Bu süreç midemizi bulandırdı. Tüm usulsüzlükler bu davada denendi. Biz bir kalıba sokulmak isteniyoruz ve hükümete karşıymış gibi yansıtılıyoruz. Bu bir kadın cinayeti ve tecavüz dosyası. Biz bunu duruşma öncesi son çırpınışlar olarak değerlendiriyoruz. Umarım adalet yerini bulacak" dedi.

ÖGK ÜYESİ TANYA KARA: ŞULE ÇET DAVASI TÜM ADALET ARAYIŞÇILARININ DAVASI
Çağatay Aksu'nun ailesinin hazırladığı dosyada ismi geçen Özgür Genç Kadın (ÖGK) Merkezi Kordinasyon üyesi Tanya Kara, rapora ilişkin ETHA'ya konuştu. Kara, "Şule Çet, 29 Mayıs 2019 tarihinde tecavüz edilerek bir plazanın 20. katından atılıp katledildi. Katilleri Çağatay Aksu ve Berk Akant, Şule Çet'in intihar ettiğini söyleyerek cinayetin üzerini örtmeye çalıştılar. Olay yeri inceleme, olay yerinden alması gereken DNA örneklerini olaydan hemen sonra almadı. Şule'nin dava dosyasında tek bir yargılanan dahi yoktu. Sosyal medya üzerinden Şule'nin o gece arkadaşlarına attığı mesajlar yayınlandı. Şule'yi tanıyanlar ve yakınları bunun bir cinayet olduğunu söylediler. Bunun üzerine bizlerde hızla harekete geçtik. Kadınları katledip 'intihar etti', 'psikolojisi bozuktu' gibi gerekçeler gösterip üzerini kapatma çabaları daha önce birçok dava takibinde sayısızca karşımıza çıkan deneyimlerimizden" dedi.

Bundan kaynaklı kadınlar olarak gerçek adaletin peşinde, katillerin yargılanmasını ve gerekli cezanın alınmasını istediklerini ifade eden Kara, "3 ay ellerini kollarını sallayarak dışarıda özgürce dolaşmalarını değil yargılanmalarını istedik. Ve bunu kadınlar olarakta başardık. Biz bu davanın kamuoyunda gündemleşmesini ve kadınların adalet mücadelesini birlikte daha güçlü örgütlemesinin yollarını hep aradık" diye belirtti.

"Çünkü bu ülkede her ay katledilen onlarca kadın var" diyen Kara şöyle konuştu: "Şule ilk değildi sonda olmayacaktı. Şule'nin katledilişinden sonra 4 duruşma görüldü ve bizlerde bu duruşmaların hepsine kadınlar olarak en güçlü ve örgütlü biçimde katıldık. Mahkeme salonunda adeta tiyatro sahnelerine şahitlik ettik. Bir tecavüz dosyasında adli tıp kurumundan kaybolan iç çamaşırı, odadan alınmayan DNA örneklerinin bir sene sonra alınması, dudak okuma uzmanının bir sene sonra bulunması, Şule'nin psikolojık sorunları olduğu, maddi sıkıntılarından ve okul not ortalamasından kaynaklı intihar ettiği ve bunun gibi birçok yalanla gerçeklerin üzerini kapatmaya çalışma. Yargılama süreci boyunca kadınlar olarak bunların hepsine tanıklık ettik. Bu mahkeme sadece kadınların değil tüm adalet arayışcıların mahkemesidir."

Şule Çet ve katledilen tüm kadınlar için adalet arayışlarını sürdürdüklerini kaydeden Kara, "Onlarca şehirde buluşmalar gerçekleştirdik. Mahkemeye birçok şehirden kadınlar olarak katılım gösterdik davanın takipçisi olduk. Tüm bunlar erkek yargıyı ve onun kurumlarını oldukça rahatsız etmiş olacak ki 5. duruşmaya giderken 141 sayfalık sözde bir rapor hazırlayarak bu dayanışmayı adalet mücadelemizi ilmik ilmik ören kadınları, gazetecileri ve avukatları hedef aldı, ifşaa ederek gerçeklerin üzerini kapatmaya çalıştılar" diye belirtti.

'BU RAPOR KADIN MÜCADELESİ YÜRÜTENLERİ HEDEF ALIYOR'
"Sözde gerçekleri anlatan raporun içerisinde ne mi var?" diye soran Kara, şunları kaydetti: "Bu rapor adalet mücadelesi yürüten kadınları karalamak ve bu mahkemenin takibini yapan gündemleştiren kadın örgütlerini hedef göstermek için hazırlanmıştır. Biz bu mahkemenin kamuoyunda yaygınlaşmasını sağlayanlarız, bu doğru. Raporu hazırlayanlar kadınların örgütlü gücüne ve yapısına saldırmaya çalışmaktadır. Kadın katliamlarının ardından her zaman 'kadın cinayetleri politiktir' dedik ve demeye devam edeceğiz. Biz kadınlar elbette erkek şiddeti ve mahkemelerde erkekten yana işleyen hukukun karşısındayız. 141 sayfada bu mahkemeyi gündemleştirmek isteyen herkesin yani gazetecilerin, avukatların, kadın örgütlerinin ve temsilcilerinin  kamuoyuna yaptığı açıklamaların gerçeği yansıtmadığından söz edilmiş. Siyasi partilerin ve kadın örgütlerinin bu davanın neden takipçisi olduğu sorulmuş. Sorulan soruların cevapları oldukça açık, bu ülkede kadınlar erkekler tarafından katlediliyor ve bu cinayetlerin üzeri hızla örtülüyor. İyi hal indirimleri uygulanıyor, katiller tacizciler başka suçlar işlemeye devam ediyor. Adalet için mücadele eden adalet arayan herkeste bu mücadelede birleşiyor. İki gün önce Rabia Naz'ın babası Şaban Vatan ve gazeteciler gözaltına alındı. Kızı için adalet arayan ve bunu gündemleştirenleri gözaltına alanlar neden rabia naz'ın ardından bir dosya dahi açıp incaleme başlatmadılar? Kim bu dosyaların üzerlerini kapatanlar? Adalet arayanları gözaltılarla, ifşa yöntemleriyle karalamak ve geröeklerin üzerini bir sır perdesiyle örtme çabanız boşuna biz başardık bu davaların hepsi bütün adalet arayışçılarının davası olmuştur. Ne istismarın ne de kadın katliamlarının üzerini örtemeyeceksiniz. İfşa yöntemleriyle bizi bu davadan değil vazgeçirmek aksine adalet mücadelemizin haklılığını ve meşruluğunu bir kez daha ortaya koymuş oldunuz."

20 KASIM'DAKİ DURUŞMAYA ÇAĞRI
20 Kasım saat 10.00'da Ankara Adliyesi önünde olacaklarını söyleyen Kara, "Bu dava tüm kadınların ve adalet arayışçıların davasıdır. Duyarlı kamuoyunu ve adalet arayışçılarını 20 Kasım'da ankara adliyedine bekliyoruz" diye çağrı yaptı.

ŞULE ÇET İÇİN ADALET: BU DAVA VİCDANLARIN DAVASIDIR
Çağatay Aksu'nun ailesinin hazırladığı dosyaya ilişkin Şule Çet İçin Adalet twitter hesabından paylaşımda bulundu. Yapılan paylaşımlar şöyle:

"Sona gelinen davamızda Şule'nin katil zanlılarından Çağatay'ın annesi şimdi de hakim ve savcıları, milletvekillerini etkilemek için 150 sayfaya yakın 40 bin TL vererek profesyonelce hazırlanmış bir belgeyi milletvekillerine sundu.

"Denediği hiçbir yol işe yaramayan Gülümser Aksu, önce savcı zannettiği insanların dolandırıldığı mağdur bir anne rolüne bürünmüş, şimdi ise milletvekillerini etkilemeye çalışmıştır.

"Ama unuttuğu bir nokta var ki, kadın cinayetleri, kadına şiddet, çocuğa şiddet bu ülkedeki tüm bilinçli insanların karşı çıktığı ve önünde dimdik durduğu olaylardır. Siyasi bir olgu olmayan bu davada Aksu ailesi yine parasını boşa harcadı, yine yanlış adım attı.

"AKP ve İYİ Parti'den bir çok milletvekilinin takip ettiği davayı sadece CHP ve HDP destekliyor imajı verilerek bundan menfaat elde etmeye çalışanlar unutmasın ki bu dava vicdanların davasıdır! Kadınların davasıdır! Siyaset üstüdür!

"Duruşmaları takip eden AKP'li vekilleri Mücahit Arınç, Arife Polat Düzgün, Özlem Zengin ve danışmanlara teşekkür ederiz. Kadın Meclisleri Başkanı Gülsüm Kav'ı HDP milletvekili olarak göstererek yapmak istediklerini ellerine yüzlerine bulaştırmışlardır."