1000 kadın avukattan erkek şiddetine karşı tutum metni
"HSK, Adalet Bakanlığı ve Barolara sesleniyoruz. Artık beklemeye tahammülümüz yok" diyen kadın avukat ve stajyer avukatlar "Erkek Şiddetine Karşı Tutum Metni" yayımladı.
Kadın Avukat Dayanışması'nın çağrısıyla 1000 kadın avukat ve stajyer, 8 Mart'ı erkek egemen yargı ve baro pratiklerine karşı tutum belgesi yayınlayarak selamladı.
"Kadın avukatlar olarak isyandayız! Kadın Avukat Dayanışması olarak HSK, Adalet Bakanlığı ve Barolara sesleniyoruz. Artık beklemeye tahammülümüz yok" diyen avukatların şiddete karşı tutum metninin tamamı şöyle:
"Birden çok kadın meslektaşımızın Av.Muhittin Köylüoğlu'nun cinsel saldırılarına maruz kalmasını kamuoyuna açıklaması ve adli sürece taşıması üzerine dayanışma için bir araya gelen kadın avukatlar olarak; bu olayın ilk ve son örnek olmadığını bilerek, erkek egemen yargı ve Baro pratiklerinin karşısında, 8 Mart'ı selamlayarak sözümüzü daha yüksek sesle söyleme, bir tutum belgesi açıklama gereği duyduk.
Kadınlara yönelik şiddet ve özel olarak cinsel şiddet; kadınların ekonomik, sosyal, siyasal ve hukuki alanda eşitsiz koşullarda bulunmasının, kadınlar üzerinde sınıfsal ve cinsiyete dayalı tahakküm kurulmasının, kadınlara yönelik ayrımcılığın, kadınları zorla ikincil bir konumda tutmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biridir. Kadına yönelik şiddet, kadın avukatların mesleki gelişimi ve eşitliği için de büyük bir engel olarak karşımızda durmaktadır.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN BAROLAR DA YÜKÜMLÜDÜR
Anayasanın 10 ve 17. maddeleri, BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve ek İhtiyari Protokol, BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi, 2012 tarihli Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi devlete, kadına yönelik ayrımcılığın ve her türlü şiddetin önlenmesi görevini yüklemektedir. İstanbul Sözleşmesi'nin, devlet görevlilerinin kadına yönelik şiddetini yasakladığını, 'devlet dışı aktörler tarafından işlenen şiddet eylemlerini gereken özeni göstererek önlemek, soruşturmak, cezalandırmak' görevini yüklediğini, bu yükümlülüğün Barolar için de geçerli olduğunu hatırlatıyoruz.
Kadın avukatlar olarak, on yıllardır gerek Baro kurullarında ve gerekse çok çeşitli kadın örgütlerinde, kadının eşitsiz konumunu değiştirecek hukuksal, toplumsal mekanizmalar öneriyor, cinsiyetçi şiddete karşı mücadele ediyoruz.
Kadın avukatların, gerek yargı organları önünde, gerek Mahkeme/İcra Daireleri kalemlerinde, gerek avukatlık bürolarında ve gerekse Baro kurullarında çok çeşitli ayrımcılığa maruz kaldığını biliyoruz, deneyimliyoruz.
Ücretli çalışan, stajyer ve genel olarak kadın avukatlar olarak, meslek hayatımızın bir döneminde erkek müvekkil, hakim-savcı-kalem personeli veya erkek meslektaşların çeşitli düzeylerde cinsiyet temelli şiddetine maruz kalıyoruz.
ERKEK AVUKATLAR KORUNUYOR, YENİ ŞİDDETE ZEMİN HAZIRLANIYOR
Pek çok örnekte yaşadığımız gibi, kadın avukatlar da kendilerine yönelik erkek şiddeti karşısında yalnız bırakılmakta, adli ve disiplin soruşturmaları sürüncemede bırakılarak pratik olarak erkek avukatlar korunmakta ve yeni şiddet fiillerine zemin hazırlanmaktadır.
Kadın avukatlar olarak ilan ediyoruz ki artık 'İspatlayamazsın, benim çevrem geniş, sen zararlı çıkarsın' devri, şikayetlerin tozlu raflarda bekletilmesi devri kapanmıştır. Şikayetlerin takipçisi olacak, üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz.
ARTIK BEKLEMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK
Kadın avukatlar olarak isyandayız! Kadın avukat dayanışması olarak HSK, Adalet Bakanlığı ve Barolara sesleniyoruz. Artık beklemeye tahammülümüz yok.
• Yargı organlarının, HSK ve Adalet Bakanlığının sivil kişiler, adliye görevlileri, yargı mensuplarının kadın avukatlara karşı cinsel saldırı ve cinsiyete dayalı her türlü şiddetinin etkili şekilde soruşturulmasını ve cezalandırılmasını,
• Baroların avukatların mesleğini icrası sırasında her türlü ayrımcılığı yasaklayan ve erkek avukat şiddetini önleyici meslek etik ilkeleri oluşturmasını, cinsel saldırı ve kadına yönelik şiddet fiillerini özenle soruşturan, önleyici tedbirler alan, hızlı ve etkili yaptırımlara bağlayan bir disiplin hukuku oluşturulmasını, mevcut disiplin soruşturmalarının hızla sonuca bağlanmasını,
• Adli, idari ve disiplin soruşturmasının başlamasında 'kadının beyanı esastır' ilkesinin esas alınmasını; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığa karşı koruyucu ilkeler belirlenmesini,
• Hakim savcıların staj eğitimlerinde, Baroların Staj Eğitimi ve CMK eğitimlerinde görev alanların en az yarısının kadın olmasını,
• Hakim-savcı avukatların staj ve CMK eğitimlerinde 'toplumsal cinsiyet eşitliği' ve 'kadına yönelik şiddet' hakkında uluslararası sözleşmeler başta olmak üzere eşitlikçi eğitim konularının temel eğitim konuları olarak belirlenmesini, bu eğitimlerin kadın hareketinden hukukçular tarafından verilmesini istiyoruz.
TÜM MESLEKTAŞLARIMIZI SUÇLARI İFŞAYA, DİSİPLİN SÜREÇLERİNE TAŞIMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Artık etek boyu ölçen hakim, kadın tutukluya tasallut eden gardiyan, müvekkiline-stajyerine-ücretli çalışan kadın meslektaşına cinsel saldırıyı kendine hak gören avukat görmek istemiyoruz. Artık yargıda, avukat camiasında cinsiyetçi şiddeti olağanlaştıran tolerans, erkek dayanışması görmek istemiyoruz. Kadına yönelik cinsel şiddet, işkence düzeyine varan sistematik fiziki şiddetle ilgili şikayetleri dahi ceza soruşturmasını bekleme bahanesiyle 2 yıl boyunca raflarda bekleten, faili cesaretlendiren Baro yönetimleri, baro disiplin kurulları görmek istemiyoruz.
Cinsel ve cinsiyet temelli her türlü şiddete maruz kalan tüm meslektaşlarımızı bu suçu cesaretle ifşaya, yargıya, baro disiplin süreçlerine taşımaya çağırıyoruz. Kadın dayanışmasıyla, cinsel şiddet faillerinin hak ettiği şekilde cezalandırılmasının takipçisi olacak, tüm taleplerimizin gerçekleşmesi için ısrarcı olacak ve birlikte kazanacağız."
10 MART'TA ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPILACAK
Kadın Avukat Dayanışması, bu taleplerin kamuoyuna açıklamak için 10 Mart Salı günü saat 12.30'da Çağlayan Adliyesi C Kapısı önüne çağrı yaptı. Kadın Avukat Dayanışması, henüz imzasını atmayan kadın avukatlara da çağrıda bulundu.
İMZA FORMU:
https://forms.gle/kC5HALEr8uCBx58RA