Ziya Ulusoy yazdı | Faşizm ve meslek birlikleri
TTB'yi başından beri Perinçekçiler ve ulusalcılara varan geniş bir cephe kurarak ele geçirmeye çalıştı; başaramadı. Baro'yu ulusalcılardan devşirdiği Feyzioğlu aracılığıyla ele geçirmeye çalıştı; başaramadı. Kürdistan belediyelerini gasp etme yöntemini şimdi meslek birliklerine uyguluyor. TTB'yi savunmak demokratik kitle örgütlerinin, faşizme karşı olan herkesin ortak görevi. Örgütlü halkın direnişi faşizmi yenebilecekse, direniş varolanları korumaktan başlar. Ayrıca kitle örgütlerindeki demokratik ve sosyalist mevziler onlarca yıllık mücadele sürecinde kazanıldı, bir çırpıda kaybedilmemeli.
Erdoğan-Bahçeli çetesi yargıya emrederek TTB'nin Merkez Konseyi üyelerini görevden alma kararı aldırdı. Erdoğan meslek ve kitle örgütlerindeki demokratik mevzilere düşmanlığını hiçbir zaman azaltmadı. Faşizm, temel amacı olan halkı teslim almak için, zor ve yasağı işçi ve ezilenlerin kitle örgütlerine de yöneltir.
Bunu iki yolla yapar, sendikalar ve kitle örgütlerinde etkili değildir, o durumda yasak ve zindan yöntemini uygular. Örneğin Hitler faşizmi ve askeri faşizm bu yöntemi uyguladı. Ya da az çok kitle örgütleri mevzilerine sahiptir, antifaşist ve sosyalist işçi ve diğer kitle örgütlerini ele geçirerek faşist sendikalar ve kitle örgütlenmesinin hakimiyeti altına alır. Mussolini bu yöntemi uyguladı.
Elbette bu iki yöntemin iç içe uygulandığı durumlar da faşizm deneyimlerinde var.
Erdoğan faşizmi, geçmişten bugüne Hak-İş, Memur-Sen gibi islamcı kitle örgütlerine sahipti ve kendi iktidarının dayanağı yapmaya devam ediyor. 12 Eylül faşizmi gibi Türk-İş yönetimini iktidarının destekçisi yaptı. Ortağı MHP geçmişteki ülkücü işçi ve meslek örgütleri yerine mevcut sendikalar içinde mevzi tutma taktiğini uyguladı, kısmen mevzi kazandı.
Erdoğan Millet Bahçelerini Mussolini'nin spor, tiyatro, kültür derneklerini faşistlerin yönetimi tekelinde toplamasından öğrenerek kurmayı deniyor. Başaramadı ama devletin olanaklarıyla özellikle geniş gençlik kitlelerinin toplanacağı arka bahçe yaratmak istiyor.
Örgütlü halk ile birlikte faşizme karşı direniş zaferler kazanabilir. Erdoğan-Bahçeli çetesi bu bilinçle kitle ve meslek örgütlerindeki demokratik ve sosyalist mevzileri tasfiye etmekte ısrar ediyor.
TTB, TMMOB başta gelmek üzere demokratik meslek birliklerini bu çete ele geçirmeye çalışıyor. Bunu geçmiş yıllarda da denedi. TTB'yi başından beri Perinçekçiler ve ulusalcılara varan geniş bir cephe kurarak ele geçirmeye çalıştı fakat başaramadı. Baro'yu ulusalcılardan devşirdiği Feyzioğlu aracılığıyla ele geçirmeye çalıştı fakat başaramadı. Her başarısızlıktan sonra, saldırıyı sürdüreceğini dile getirdi.
Şimdi yeniden yeniden deniyor. Kürdistan belediyelerini gasp etme yöntemini şimdi meslek birliklerine uyguluyor. TTB'yi savunmak demokratik kitle örgütlerinin, faşizme karşı olan herkesin ortak görevi. Örgütlü halkın direnişi faşizmi yenebilecekse, direniş varolanları korumaktan başlar. Ayrıca kitle örgütlerindeki demokratik ve sosyalist mevziler onlarca yıllık mücadele sürecinde kazanıldı, Erdoğan-Bahçeli çetesinin saldırısı karşısında bir çırpıda kaybedilmemeli.
Faşist çetenin TTB'yi gasp etmesini engellemek, elbette işçi ve kamu emekçisi sendikalar başta gelmek üzere, bütün demokratik kitle örgütlerinin, örgütlü olmayan halkı da seferber edeceği eylemleri ve direnişleriyle mümkün.
Erdoğan-Bahçeli çetesi, emperyalist ve yerel burjuvazinin özellikle kolay amacına ulaşamadığı durumlarda uygulayageldiği salam yöntemini uyguluyor. Önce en sert direniş güçlerini ezmek için saldırırken, demokratik kitle örgütleri ve sendikalara saldırıyı sonraya bırakıyor. Demokratik kitle örgütleri ve sendikalardaki mevzilere, yasal demokratik ve sosyalist partilere sıra gelince her birini tek tek hedef alarak saldırıyor. Önce "bölücü" şartlandırmasıyla Kürt hareketinin demokratik mevzilerine ve örgütlenmelerine saldırarak sonuç almaya çalıştı, çalışıyor. Sonra "terörist" şartlandırmasıyla devrimci harekete saldırdı, sonuç almaya çalışıyor. Şimdi meslek örgütlerindeki antifaşist mevzilere saldırarak sonuç almaya çalışıyor. Yarın da işçi ve kamu emekçisi sendikalarından faşizme karşı olanlara ve diğer demokratik, sosyalist partilere saldıracak.
Erdoğan-Bahçeli çetesinin saldırılarına karşı direniş barikatı şimdi TTB'yi korumada kuvvetlice kurulursa, çeteye yenilgi tattırılırsa, buradan esinlenilerek faşizme karşı kitle direnişleri hızlanır ve güçlenir.
Faşist militarizmin terörüne karşı dağlarda, kentlerde, işgal alanlarındaki direnişe, kitle direnişinin ivmelendirilmesi eklenir, yaratacağı özgüven ve sinerjiyle faşizme karşı mücadele büyür.
Direnişin başarısı eylemlerin kitleselliğini yükseltmekten de geçer. Her direniş kitle seferberliği çalışmasının ürünü olmalı ve kitleleri seferber edebilecek yakıcı güncel sorunlara öncelik verilmeli.
Şimdi faşist çetenin saldırısına karşı direniş mevzisi TTB'yi korumaktır. Eylemin kitleselliğini büyütmek ise yeni ve daha güçlü direnişlerin manivelası olacaktır.