Umut Erbay yazdı |Kobanê'ye sömürgeci işgal Suruç oturumuna yasak!...
"Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" diyerek Kobanê'ye doğru yola çıkan sosyalist gençler, Suruç katliamı sonrası "Kobanê sana yine geliriz" irade ve kararlığıyla Suruç için adalet mücadelesini başlattılar. Şimdi yıllardır halkların emek ve dayanışmasıyla savunulan, inşa edilen, Kobanê ve Rojava devrimini, faşist şefliğe karşı yeniden savunma zamanındayız. "Kobanê'yi DAİŞ'e karşı savunduk faşist şefe karşı da savunacağız" parolasıyla harekete geçme zamanındayız. ve Rojava'nın savunulması ve korunması, faşist şeflik rejiminin yenilgisi demektir. Tıpkı DAİŞ'in yenilgisi gibi.
Faşist şef Erdoğan, besleme çetelerine Taksim İstiklal Caddesinde yaptırdığı katliamın ardından, yaşamını yitiren çocukları, insanlarımızı kullanarak yeni katliamlarına girişti. Çocuk, kadın, yaşlı demeden gereğini yapın emriyle bilinen, kan ve katliamsız yaşayamaz duruma gelen faşist şef, Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye kentlerine, köylerine başlattığı işgal saldırılarıyla taze kan peşinde.
2015 yılı Temmuz'unda Ceylanpınar'da iki polisini öldürerek Reyhanlı, Ankara, Reyna, Sultanahmet ve daha pek çok katliamın startını veren faşist şef; şimdi de Taksim katliamını, Kobanê başta gelmek üzere Rojava'yı işgal saldırının gerekçesi kılıyor. Tüm dünya Taksim katliamının failinin faşist şeflik rejiminin ta kendisi olduğunu, DAİŞ'in 2015 yılında Kobanê'de aldığı ağır yenilginin, içinde kalan bir yara olduğu biliniyor.. Faşist şef yaşadığı çöküşü, Kobanê ve Rojava'ya sömürgeci işgal saldırılarıyla tersine döndürmek istiyor. DAİŞ eliyle düşüremediği Kobanê'yi kendisi düşürme hayali kuruyor.
Faşist şef, yaşadığı yenilgiyi ve emekçi halklarımızın Rojava'da kazandığı zaferi hatırlatacak her şeyi ortadan kaldırmak istiyor. Suruç katliamı ve ardından Suruç ailelerinin, sosyalist gençlerin irade ve emeğiyle yaratılan, birleşik bir mücadele mevzisine dönüştürülen 20 Temmuz Suruç İçin Adalet oturumu faşist şefin kabuslarını resmediyor. Sosyalist gençlerin öncülüğünde yürütülen "Beraber Savunduk Beraber İnşa Edeceğiz" kampanyası, faşist şefin DAİŞ barbarlığıyla birlikte yaşadığı yenilgiyi hatırlatırken; büyük bir irade ve kararlılıkla kazanılmış Suruç İçin Adalet Oturumları suçlarını deşifre ediyor. Bu mevzi, faşist şeflik rejimine karşı, tüm işçi, emekçi ve ezilen halklara adaletin sokakta, fiili meşru mücadeleyle koparılıp kazanılacağı gösteriyor. Faşist şef, tam da bu nedenlerle Suruç için adalet mücadelesi mevzisini ortadan kaldırmak istiyor. Suçları unutulsun, toplum hafızasızlaşarak kendisine biat etsin istiyor. Tıpkı Cumartesi insanlarımıza, 25 Ağustos 2018'de 700. hafta eyleminde, Galatasaray Meydanını kapatılarak, kayıplar mücadelesinin direniş mevzisini ortadan kaldırmak istemesi gibi.
Suruç için adalet mevzisine getirilen yasağın, Kobanê ve Rojava'ya sömürgeci işgal saldırılarıyla paralel olması tesadüf değildir. Suruç ile Kobanê arasında kopmaz bağlar vardır. Suruç'ta katledilmek istenen, Kobanê'de büyüyen devrim ve insanlığın gelecek umuduyla buluşmaya giden düştür. Kobanê'de yaşayan ise, 33 düş yolcusunun düşlerinin yaşamla buluşmuş, büyümüş halidir. Kobanê'ye sömürgeci işgal bombaları yağdırılırken aynı zamanda Suruç için adalet haykırışı da susturulmak istenmiştir. Kobanê, en güçlü hafıza duraklarından birinde, nefessiz kalsın istenmiştir. Faşist şef, Kobanê ve Rojava sömürgeci işgal saldırılarına karşı mücadele ile Suruç için adalet mücadelesinin birbirine kopmaz bağlarla bağlı olduğu bilinci yayılsın istemiyor. Kobanê gerçeği ile Suruç'un düşsel özleminin birliği yok olsun istiyor.
Rojava halkları, sömürgeci işgal saldırılarına karşı, insanlığın 21. yüzyıl umudunun ilk nüvesi olan devrimi savunma kararlılıklarını bir kez daha ilan ediyor. Rojava halkları sadece yaşam alanlarını savunmuyorlar, aynı zamanda insanlığın onur ve umudunu savunuyorlar. "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" diyerek Kobanê'ye doğru yola çıkan sosyalist gençler, Suruç katliamı sonrası "Kobanê sana yine geliriz" irade ve kararlığıyla Suruç için adalet mücadelesini başlattılar. Şimdi yıllardır halkların emek ve dayanışmasıyla savunulan, inşa edilen, Kobanê ve Rojava devrimini, faşist şefliğe karşı yeniden savunma zamanındayız. "Kobanê'yi DAİŞ'e karşı savunduk faşist şefe karşı da savunacağız" parolasıyla harekete geçme zamanındayız. Kobanê ve Rojava'nın savunulması ve korunması, faşist şeflik rejiminin yenilgisi demektir. Tıpkı DAİŞ'in yenilgisi gibi. Rojava halkları, sömürgeci işgal saldırılarına karşı ölüme meydan okurken; Türkiyeli işçi, emekçi ve ezilen halklar da yasaklara, faşizmin zor ve şiddetine meydan okumak zorunda. Kobanê ve Rojava'nın işgali demek, faşist şefin kendisini kalıcılaştırması demektir. Bu gerçeği görmemek ve buna uygun konumlanmamak fiilen faşist şefin değirmenine su taşımak demektir. Vatan, milllet edebiyatının yarattığı, şovenizm zehirlenip, ölü taklidi yapanlar, faşist şefin saray zaferine, sessiz alkış tutanlar olarak şimdiden konumlanabilirler.
Faşist şeflik rejimi ayakta kalmak için, her türlü kirli yöntemi deniyor, tüm katliam planlarını elbette hazırda bekletiyor. 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaşadığı yenilgi sonrası, uyguladığı terör ve katliamlar hala hatırdadır. Kobanê ve Rojava'ya sömürgeci işgal saldırıları, Başure Kürdistan'ındaki kirli işgal ve tasfiye savaşı, Suruç adalet oturumu ve her türlü demokratik eylem, etkinlik yasakları, sokaklarda sürdürülen işkenceci terör, faşist şefin seçim propagandasıdır. Sömürgeci işgal saldırılarına karşı mücadele, her zeminde faşizme ve onun yasaklarına karşı direnişle mümkün olacaktır. Faşist şeflik rejiminin, alışılagelen bir seçim faaliyeti yürüteceğini beklemek, onu gerçek anlamda tanımamak demektir. Ya da tüm bu katliam ve işgal saldırılarının ardından, faşist şefin sandıkta yenilgiyi almayı kabul edeceğini ve öylece gideceğini düşünmek, hayal dünyasında gerçeği yitirmiş olmanın körlüğüyle yol bulmaya çalışmak demektir. Bu yol çıkmazdır. Tek çıkar yol, faşist şeflik rejimine karşı, fiili meşru mücadele hattını büyütme yolundan, sokakları terk etmemektir.
Suruç için adalet mücadelesi mevzisinin savunulması, Kobanê ve Rojava'yı savunma ve sömürgeci işgal saldırılarına karşı mücadele ile birleştirilmelidir. Suruç için adalet mücadelesi, bugüne değin sokaklarda, mahkeme salonlarında dişe diş verilen fiili meşru mücadele ile sürdürülmüştür. Aradan geçen yedi yıla karşın, ilk günkü öfke ve inatla düş yolcularının düşlerine bağlılık sözleri verilmiştir. Faşist şeflik rejimi, şimdi düş yolcularının düşlerinin inşa merkezini bombalayarak sömürgeci işgale hazırlanıyor. 33 düş yolcusunun düşlerine sahip çıkmanın, düşlerin inşa merkezine bağlılık ve tam da o merkezin korunması anlamına geldiği bilinciyle hareket edilmelidir. Fiili meşru mücadele ile tüm alanlarda, mahallelerde, sokaklarda sömürgeci işgal saldırıları teşhir edilmeli, gençler başta olmak üzere işçi, emekçi, kadın, LGBTİ+'lar işgal saldırılarına karşı harekete geçmeye, sokağa mücadeleye çağrılmalıdır. Sömürgeci işgal saldırılarıyla insanlığın umudunun bombalandığı, geleceğinin yok edilmek istendiği; işgal saldırılarının, daha fazla yoksulluk, işsizlik, geleceksizlik ve faşizmin zaferi anlamına geldiği her zeminde haykırılmalıdır.
Suruç için adalet oturumları, faşist şeflik rejimine karşı, onun işgal ve katliam politikalarına karşı bir direniş mevzisidir. Bu mevzinin korunması, tüm toplumun, faşizm karşısında en önemli direniş ve mücadele mevzilerinden birinin korunmasıdır. Yedinci yılını dolduran bu mevzinin savunulması, sadece Suruç ailelerinin ve sosyalistlerin değil; tüm devrimci, ilerici ve emekçi sol hareketin sorunudur. 20 Aralık'da benzer bir yasaklamanın yapılması muhtemel. Bunu öngören bir hazırlıkla, 20 Aralık'a 20 Temmuz Suruç Katliamının yıl dönümü eylemleri düzeyinde bir hazırlık yapmak anın görevleri arasındadır.
Faşist şeflik rejimine karşı mücadele, aktif savunma hattından tüm yasak ve tehditlerinin yok hükmünde olduğu bilinciyle örülen direnişle kazanılacaktır. Sömürgeci işgal saldırılarına karşı, sokakları kuşatma yolundan ilerleyerek 20Aralık'ta Kadıköy Halitağa Caddesi mevzisi başta olmak üzere, "Suruç için adalet, herkes için adalet" haykırışını birçok merkezden büyütmek, faşist şeflik rejimine karşı, mevzilerimizi aktif savunmanın önemli bir dönemeci olacaktır. Tüm devrimci, demokratik, ilerici, yurtsever ve emekçi sol hareket düş yolcularının düşlerinin yaşadığı Kobanê ve Rojava'ya dönük sömürgeci işgal saldırılarına karşı mücadeleyle, Suruç İçin Adalet mücadelesinin mevzisini aktif savunmayla, faşist şefe ikinci ve ebedi yenilgisini yaşatmak için harekete geçmelidir.