26 Aralık 2024 Perşembe

Semih Livane yazdı | Eziyet Yönetmeliği, hekimler ve hastalar 

Bu yönetmelik, halkın sağlık hakkını gasp etmekte ve sağlık emekçilerini güvencesizleştirmektedir.

Sağlık Bakanlığının, Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği adını verdiği düzenlemeye bizler sağlık emekçileri olarak "Eziyet Yönetmeliği" adını verdik. Bu düzenlemeyle hem birinci basamakta çalışan tüm sağlık emekçileri hem de halk büyük zararlar görecek. Çünkü bizler performans sistemini yoğun bakımlarda katledilen yenidoğan bebeklerden, şehir hastanelerinde bitmek bilmeyen yolsuzluklardan, halkın sağlığını öncelemek yerine özel hastane patronlarını ve edecekleri karları önceleyen sağlık politikalarından biliyoruz. Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği, sağlık sistemini piyasacı bir anlayışa teslim eden, sağlık emekçilerini güvencesizliğe, halkı niteliksiz sağlık hizmetine mahkum eden bir düzenlemedir. Bu yönetmelik, sağlıkta dönüşüm programının bir devamı olarak piyasa odaklı sağlık sisteminin ihtiyaçlarını karşılamaya hizmet etmektedir. Sağlıkta dönüşüm programı ile aslında AKP iktidarı muradını belli etmişti, sağlık emek ve meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen hız kesmeden devam etti, bu sayede sağlık hak olmaktan çıktı ve piyasada alınıp satılabilen meta haline dönüştürüldü.

14 Ekim'de Sağlık Bakanlığı tarafından basına sızdırılan yönetmelik değişikliği aslında sağlık alanındaki ciddi sorunları çözmek yerine daha çok derinleştirmiştir. Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri vermesi gereken birinci basamak sağlık kurumları zaten uzun zamandır, hasta yoğunluğu, rapor vb. angarya işler ve aşı eksikliği gibi nedenlerden dolayı tedavi edici sağlık hizmeti sunmak zorunda bırakılmıştır. Yönetmelik, birinci basamak sağlık hizmetlerinin temel işlevi olan koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini tamamen gözardı etmektedir, koruyucu sağlık hizmetlerinin düzenlenmesine veya öncelenmesine dair hiçbir düzenlemeyi içermemektedir ve halk sağlığı üzerinde kalıcı ve ciddi zararlar oluşturacaktır.

Bu düzenleme ile en temel koruyucu sağlık hizmetlerinden olan aşılamaya dair hiçbir çalışma yapılmamıştır. Aşı temini sağlanmamış ve aşı retlerine dair önlem alınmamıştır. Aşı reddi ile Kızamık gibi önlenebilir hastalıklar artış gösterirken, bir süredir Hepatit B ve tetanoz aşıları da artık temin edilememektedir. Yönetmelikte bu konuya dair hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durum halk sağlığını tehdit eden salgın hastalıklara sebep olacaktır.

Bu yönetmelik, hastalara ve koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan zamanı en aza indirerek yapılan işin niteliğine değil niceliğine önem vermiştir. Aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık emekçileri günde 80-100 hastaya bakmaya zorlanmakta, bu da koruyucu sağlık hizmetleri için yeterli zaman ayrılmasını imkansız hale getirmektedir. Bu da yetmezmiş gibi, bir aile hekimine kayıtlı olup da 6 ay boyunca aile hekimine görünmeyen kişiler üzerinden aile hekiminin maaşı kesilecek. Bir kişi yıl boyunca 7'den fazla herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurursa yine aile hekiminin maaşı kesilecek. Örneğin, kronik bir hastalığı olmayan kişi sağlık kurumuna başvurmayabilir veya uzmanlık gerektiren bir tedavi için kişi sık aralıklarla farklı sağlık kurumlarına gidebilir. Bu tür durumlarda aile hekimlerinin cezalandırılması art niyetten başka bir şey değildir.

Performans kriterleri, sağlık emekçilerinin iş yükünü artırmakta ve sağlık hizmetlerini nitelikten uzaklaştırmaktadır. Zaten uzun zamandır ebe ve hemşire eksikliği çeken aile sağlığı merkezlerinde bu yönetmelik ile istifalar ve iş yükü artacak ve sorunlar daha da derinleşecektir. Halk sağlığına hiçbir faydası olmayan performans kriterleri içermekte olan düzenleme, karmaşık formüllerle hesaplanmaya çalışılacak ve ulaşılması mümkün olmayan hedeflerden dolayı sağlık emekçilerinin maaşlarında ciddi anlamda kesintiler yaşanacaktır. Performans hedeflerinin karşılanmaması durumunda sağlık emekçilerinin sözleşme fesihleri idarenin keyfi kararlarına bırakılacak ve sağlık emekçileri ciddi bir güvencesizlikle karşı karşıya bırakılacaktır.  Bu yönetmelik emekçilerin temel haklarını gasp eden bir cezalandırma mekanizmasından başka bir şey değildir.

Bu yönetmelikle, aile hekimlerinin programlarına özel sağlık sigortaları veri tabanına sunulmak üzere Hastalık Yönetim Platformu (HYP) entegrasyonu kurulmuş olup, bu program ile hastaların tüm özel bilgileri özel sigortaların ve özel şirketlerin eline teslim edilecektir. Hastaların kronik hastalık verileri ticari sigorta şirketlerine açılacak, bu da sigorta primlerinde artışa ve hizmet kısıtlamalarına neden olabilecektir. Bu, hem veri güvenliğini ihlal etmekte hem de hastaların mahremiyetini tehlikeye atmaktadır. Kısacası hastalarımızın sağlık bilgileri, piyasa çıkarlarına teslim edilecektir.

Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği kapsamında, aile hekimlerinin ilaç yazma süreçlerine yönelik getirilen müdahaleler, hem hasta sağlığını hem de hekimlik mesleğinin bağımsızlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Yönetmelik kapsamında belirli ilaç gruplarının fazla yazılması durumunda hekimlerin maaşlarından kesintiler yapılacaktır. Özellikle antibiyotik, mide koruyucular ve ağrı kesici ilaçların reçete edilmesinde kısıtlamalar olacak ve bu durum özellikle kronik hastalıklarda ve antibiyotik tedavisi gerektiren durumlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır. Gerektiği halde antibiyotik kullanamayacak olan hasta, enfeksiyon durumunun ilerlemesiyle hastaneye yatmak zorunda kalabilecektir. Hastalar ise hekimlerin yeterli ilaç yazmadığını düşünerek tepkilerini doğrudan hekime ve sağlık emekçilerine yöneltecek ve sağlıkta şiddeti tetikleyecektir. Aynı zamanda ilaç reçete etme sürecindeki bu kısıtlamalar, hastaları kamu sağlık hizmetlerinden uzaklaştırarak, tedavi için özel sektöre yönlendirecektir. Bu da sağlık hizmetlerinin piyasalaşmasının başka bir göstergesidir.

AKP'li vekillerce geçen günlerde dile getirilen ve meclise sunulacak olan yeni bir düzenleme halkın sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştıracak ve sağlık hizmetlerini hak olmaktan çıkarıp piyasa kurallarına göre şekillendirecektir. Örneğin; Aile Hekimliğinde ücretsiz olan sürücü raporları, spor lisansları ve işe giriş raporları ücretli hale getirilerek, sağlık hizmetleri halkın temel hakkı olmaktan çıkarılmış ve ekonomik bir yük haline getirilmiştir. Ayrıca bu düzenleme ile ayakta tedavilerde katkı-katılım payları artırılırken, ikinci ve üçüncü basamağa aile hekimliği üzerinden sevk ile gidilmesi halinde katkı payının yarıya indirilmesi, sevk talebi ile başvuran hasta ile hekimi karşı karşıya getirecek ve sağlıkta şiddeti artıracaktır. Ek gelir isteyen aile hekimlerine mesai sonrası ek ücret karşılığında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamaları yapmaları istenmektedir. Kanıta dayalı ve bilimsel çalışmaları olmayan, güvenirliği ve etkinliği bilinmeyen hacamat ve sülük tedavisi gibi  uygulamaların aile sağlığı merkezlerinde yapılması bilimsel tıbba olan güveni zedeleyecek ve halk sağlığını tehdit edecektir ve bu uygulamaların yaygınlaşması ile olası zararların daha sık görülmesine neden olacaktır.

Bu yönetmelik, halkın sağlık hakkını gasp etmekte ve sağlık emekçilerini güvencesizleştirmektedir. Bu nedenle iş bırakma kararı alan başta SES ve TTB olmak üzere olan tüm sağlık emek ve meslek örgütlerinin talepleri şunlardır:
🔹Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. 
🔹Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar ASM sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. 
🔹Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. ASM'lerde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken, ASM'lerde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret aile hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile sağlığı çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır. 
🔹ASM'lerde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. 
🔹Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.