Sağlık emekçileri: Biz artık ölmek istemiyoruz
SES İstanbul-Aksaray Şubesi, Eyüpsultan Devlet Hastanesi Acil Servis önünde 1 Mayıs açıklaması yaptı, taleplerini sıraladı.
SES İstanbul-Aksaray Şubesi, Dev Sağlık-İş ve Gıda-İş, Eyüpsultan Devlet Hastanesi Acil Servis önünde 1 Mayıs açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklama öncesi oturma eylemi yapmak isteyen sağlık emekçileri, polis engeliyle karşılaştı. Engeli alkışlarla protesto eden sağlık emekçileri, "Güvenceli iş, insanca yaşam haklarımız ve hayatlarımız için yaşasın 1 Mayıs" pankartı açarak, taleplerini içeren dövizler taşıdı.
Sendikalar adına ortak açıklamayı SES İstanbul-Aksaray Şubesi Kadın Sekreteri Fadime Dursun gerçekleştirdi. Sağlık emekçilerinin Covid-19 salgınıyla başından beri en ön safta mücadele ettiklerini belirten Dursun, "Emeğimizin karşılığını almak içinde sesimizi duyurmaya çalıştık. Ancak bugüne kadar “Hakkınız ödenmez" diyen yetkililer sesimizi duymadı, tükenmişliğimizi görmezden geldi. Bugün de yine haklarımız ve hayatlarımız için buradayız" dedi.
'BİZE REVA GÖRÜLEN AÇLIK'
İstanbul'da dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 850 lira olduğunu söyleyen Dursun, "Yoksulluk sınırı 9 bin 274 lira iken işçi ve emekçiler, tüketim maddelerine yapılan zamlar altında eziliyor. Hazine bakanlığının kendi açıklamasına göre ülkede 2020 yılında kredi ve kredi kartı borçlu sayısı 34 milyon kişiye yükseldi. Düşük ücretlerle çalışan, ağır vergi yükü altında ezilen, ücretsiz izin ve kısa çalışma ile gelir kaybı yaşayan işçi emekçiler gırtlağına kadar borca batmış durumda! Ocak ayından itibaren her ayın başında doğalgaza yapılan zam bile iktidarın emekçileri değil sermayeyi ve zenginleri düşündüğünü kanıtlıyor. Faturalar cep yakıyor. İşçiler Kod-29 ile işten atılıyor ve yaşam mücadelesi verirken borçlarını ödeyemeyip intihara sürükleniyor. İktidarın tam destek verdiği bankalar, büyük patronlar ve müteahhitler servetlerine servet katıyor. Bize reva görülen ise yoksulluk sınırının oldukça altında açlık sınırının çok az üstünde ücretler oluyor" diye konuştu.
'HAKLARIMIZI VE İNSANCA ÇALIŞMAK İSTİYORUZ'
"Sağlık alanında da farklı istihdam biçimleriyle bizi ayrıştırmaya çalışan sağlık sistemiyle karşı karşıyayız" diyen Dursun, "Aynı işi yapıyoruz, ancak aynı özlük, mali ve sosyal haklara sahip değiliz. Yediğimiz yemeklerden bile tasarruf yapılmaya çalışılıyor, 3.80 lira civarında yemek, 1.5 lira gibi bir ücrete kahvaltı reva görülüyor. Dolayısıyla 24 saat kesintisiz çalıştığımız halde yediğimiz yemeğin besin değeri oldukça düşük oluyor. Zaten tükendiğimiz, çalışmaya takatimizin kalmadığı günlerde pandemi nedeniyle diğer kamu çalışanlarına tanınan haklardan yararlanmıyoruz. Engelli, kronik hastalığı olan, hamileliğin 24. haftasına kadar olan ve kanser hastalığı geçirmiş olan arkadaşlarımız idarenin inisiyatifiyle, acil ihtiyaç sebebiyle çalıştırılıyor. Dönüşümlü çalışmayı talep etmemize rağmen idari birimler dışında buna müsaade edilmedi. Atamasını bekleyen sağlıkçıların ataması yapılsaydı ve işçi alımı yapılsaydı bu durumu yaşamak zorunda kalmazdık. 13 aydır alanda bu koşullarda çalıştırılan ve Covid-19'a yakalanan yüzlerce arkadaşımız bu ihmaller yüzünden hayatını kaybetti. Biz artık ölmek istemiyoruz, haklarımızı ve insanca çalışmayı istiyoruz" dedi.
Dursun, 1 Mayıs'a girerken sağlık emekçilerini, talepleri etrafında birlik olmaya, örgütlenmeye ve mücadeleye çağırdıklarını söyledi.