14 Kasım 2024 Perşembe

Otlu'dan Meclis'te 'Atılım gazetesini sahiplenme' çağrısı

Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Atılım gazetesinin 30. yılına ilişkin konuşan DEM Parti milletvekili Otlu, Atılım'ın baskı koşulları altında 30. yılını kutladığını kaydetti. 8 Ekim 1994'te çıkan ilk sayısından bu yana Atılım'ın okuru olmaktan gurur  duyduğunu vurgulayan Otlu, "Türk ve Kürt halkından işçilere, kadınlara, gençlere, aydınlara, rejimin gadrine uğrayan tüm toplumsal kesimlere de Atılım'ı sahiplenme çağrısı yapıyorum" dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, Atılım gazetesinin 30. yılına ilişkin Meclis'te basın açıklaması düzenledi. Türkiye'de ilerici, devrimci ve sosyalist basın üzerindeki baskıya dikkat çeken Otlu, "8 Ekim 1994 yılında yayın hayatına başlayan Atılım gazetesi, bu topraklarda tam 30 yıldır varlığını sürdüren, özgür basın geleneğinin ve sosyalist gazeteciliğin önemli bir öznesidir. Atılım'ın yayın hayatına başlamasının üzerinden tam 30 yıl geçti. Ne var ki, bu 30 yıl içinde Atılım'ın ve Atılım emekçilerinin uğramadığı baskı kalmadı. 30 yıl önce çıkan ilk sayısı toplatıldığı gibi 30 yıl sonra çıkan sayıları da toplatıldı. Bütün bu yıllar boyunca Atılım gazetesi hakkında binlerce kez toplatma kararı verildi. Büroları basıldı, muhabirleri, editörleri, emekçileri gözaltına alındı, tutuklandı. Bütün bu süreç içinde gazetenin imtiyaz sahipleri ve yazı işleri müdürleri hakkında binlerce yıla varan hapis cezaları verildi. Atılım'ın bir dönem yazı işleri müdürü olan gazeteci Hatice Duman'a müebbet hapis cezası verildi ve Duman tam 21 yıldır tutsak" dedi.

'İKTİDAR DESTEKÇİSİ MEDYA GRUPLARINA ALAN YARATILDI'
Saray iktidarının Türkiye'nin demokraside çağ atladığı iddiasına işaret eden Otlu, yalnızca ilerici, devrimci, sosyalist basın üzerindeki baskılara bakıldığında bunun nemenem bir demokrasi olduğunun anlaşılacağını kaydetti. Otlu, "İktidar destekçisi medya grupları, yazarlar, gazeteciler için elbette bu iktidar bir özgürlük alanı yarattı. Erdoğan'ı ve partisini eleştirmedikleri, AKP-MHP iktidarının politikalarının propagandasını yaptıkları sürece herkes ve her şey hakkında yalan söyleme özgürlüklerini pervasızca kullandılar. İktidar olanaklarından fonlandılar, kamu bankalarından milyonlarca dolarlık krediler aldılar. Tüm bu imkanlar faşist politikaların, emekçi düşmanı uygulamaların üstünü örtmek ve sahte bir demokrasi algısı yaratmak için sınırsızca kullanıldı. Medya ve siyasi iktidarın bu denli iç içe geçmişliği elbette faşist, baskıcı bir rejimin doğal sonucuydu. Söz konusu başta sosyalist basın olmak üzere muhalif basın olduğunda ise iktidarın elindeki tüm güç ve imkanlar bu muhalif sesleri kesmeye dönük kullanıldı, kullanılmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı. 

'ÖZGÜR BASIN GERÇEKLERİ HALKA GÖSTERMEK İÇİN VAR'
Otlu, şöyle devam etti: "Gazeteciler tutuklanıyor, uzun yıllara varan cezalara çarptırılıyor. Basın-yayın dağıtımını kendi ellerinde tekelleştiren sermaye grupları, uzun yıllardır işçi sınıfı ve ezilenlerin sesi olan gazete ve dergilerin dağıtımını astronomik dağıtım ücretleri koyarak fiilen engelliyor. Sosyalist gazeteler henüz dağıtıma çıkmadan haklarında toplatma kararları veriliyor. Örneğin, Atılım gazetesinin aylardır her sayısı artık tebligat dahi gönderme ihtiyacı bile duymadan toplatılıyor. Binbir güçlükle ve emekle çıkarılan bu gazete ve dergilerin sokaktaki dağıtım çalışmaları polisin baskı, taciz ve engellemelerine maruz kalıyor. Sol, sosyalist yayın organlarının internet sitelerine sık sık erişim engeli konuluyor. Hatta geldiğimiz aşamada tek tek devrimci, sosyalist gazetecilerin kişisel sosyal medya hesapları dahi kapatılarak sansürün sınırları olabildiğince genişletiliyor. Hapishanelere her türlü politik İslamcı, iktidar yanlısı yayın alınırken sol, sosyalist gazete ve dergiler türlü gerekçelerle içeri alınmıyor ve politik tutsakların bu yayınlara kendi paralarıyla dahi erişim hakkı gasp ediliyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın verilerine göre bugün hala 13 gazeteci cezaevinde bulunuyor. Bütün bunların tek bir amacı var: İşçi ve emekçilerin, ezilenlerin haber alma hakkını ortadan kaldırmak ve dolayısıyla sömürü ve baskı düzeninin varlığını korumak. Özgür basının sesinin kısıldığı yerde egemen iktidarın yalan söyleme özgürlüğü başlar; sömürünün katmerlenmesi başlar; faşist uygulamalar başlar. Çünkü özgür basın tam da böyle bir düzenin gerçek yüzünün halka gösterilmesi için vardır."

'ATILIM GAZETESİNİN OKURU OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM'
Atılım gazetesinin 1994'te çıkan ilk sayısından bu yana okuru olmaktan gurur duyduğunu dile getiren Otlu, Atılım'ın bu baskı ve zor koşulları altında 30. yılına girdiğini söyledi. Otlu, şu ifadeleri kullandı: "Bütün bu yıllar, Atılım için denilebilir ki, soluksuz bir mücadeleyle geçti. Gazetenin bir sayısı dahi rejimin baskısı olmadan emekçilere ulaşmadı. Buradan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya soruyorum: Haftalardır her sayısı toplatılan Atılım gazetesi başta olmak üzere, ilerici, sosyalist basın üzerindeki bu baskı politikalarından umduğunuz nedir? Görevleriniz arasında sosyalist basını susturmak gibi tanımlanmış bir göreviniz mi var? Yıllardır sonuç alınamayan bu baskı politikalarını sürdürmekteki ısrarınızın nedeni nedir? Siz bilmez misiniz ki bu topraklarda gazete büroları bombalandığında, çalışanları kaçırılıp enselerine kurşun sıkıldığında, tutuklandıklarında bile bu ses kısılmadı? Buradan bir kez daha sesleniyorum: Başta Atılım gazetesi olmak üzere, sosyalist basın üzerinden elinizi çekin. Halkın haber alma hakkını kısıtlamaktan, işçilerin, kadınların, gençlerin gerçekleri görmesini engelleme çabasından vazgeçin. 30 yıl boyunca devrimci çizgisinden ödün vermeyen, işçi ve emekçi halklarımızın haber alma hakkını savunmaktan bir milim bile geri adım atmayan Atılım gazetesinin 30. yılını kutluyor, özgür basın geleneğinin bu müstesna örneğini selamlıyorum. Türk ve Kürt halkından işçilere, kadınlara, gençlere, aydınlara, rejimin gadrine uğrayan tüm toplumsal kesimlere de Atılım'ı sahiplenme çağrısı yapıyorum. Atılım gazetesinin emekçileri şahsında tüm özgür basın çalışanlarını da saygı ve sevgiyle selamlıyorum."