Ölümsüzlerimizin izinde daima ileri!
Ölümsüzlerimizin izinden daima ileri şiarının bugünkü anlamı, önümüze sıralanan somut ve kapsamlı devrimci görevlere hızla hazırlanmaktır. Ölümsüzlere bağlı bir devrim savaşçısı olarak bütün zor anlarda ve dönemeçlerde kendi yönünü ve eylemini bir namlu gibi dosdoğru çizmektir. Ölümsüzlerimiz gibi kararlı olmaktır. Onlar gibi cesareti ve fedayı kuşanmaktır.
"Ey ömrünü destan gibi yürüyenler/Yaşayan kimdir gerçekte/Ölen kim/Yaşarken bile tükenenler mi/Yılgın yılgın düşenler mi/Yoksa çekilip tarihin burçlarına/Bayrak bayrak ölümsüzleşenler mi.." Ölümsüz yoldaşlarımızı andığımız Kasım ayındayız. Bir kez daha parti ve devrim davasının en yüce değerleriyle buluşuyoruz. Ölümsüzlerimizle bir bütün oluyoruz. Bir öncü parti müfrezesi olarak bütünleşiyor, tek bir beden ve ruh oluyoruz. Yürüyen kavgamızın en önünde her zaman ölümsüz yoldaşlarımız var. Onlar düşmana attığımız ilk tokat, ilk kurşundur. Elimizde bayrak, beynimizde bilinç, kavgamızın en güçlü ve yenilmez silahlarıdır.
Dosta düşmana karşı göndere çekilmiş bayraklarımız olan ölümsüz yoldaşlarımızla, kavgayı birlikte omuzluyor ve ileri taşıyoruz. Ölümsüzlerimizin aynasından kendimize, devrime, partiye, mücadeleye bakıyor ve daima ileri diyoruz. Daima ileri devrimci komutunu ölümsüzlerimizin vasiyetinden alıyoruz. Onların "bizleri aşın yoldaşlar, devrim ve sosyalizm mücadelesini zafere taşıyın" çağrısından alıyoruz. Ölümsüzlerimizin "bir mısra boyu" devrimci ve destansı hayatlarından devrimci bir bilinç olarak damıtıyoruz daima ileri komutunu. Ve bir devrimci hayat felsefesi olarak kavrıyor ve uyguluyoruz. Bir kavga andına dönüştürüyoruz. İşte bir Kasım ölümsüzler zamanı uğrağında daha yine ölümsüzlerimizle böyle buluşup kavilleşiyoruz. Onların gözlerinin aynasına bakıyor, güç alıyor ve devrimci inancın kuşanmışlığı ve ferahlığıyla; "Yoldaşlar daima ileri" diyoruz. Çünkü durmak ve duralamak devrimci kavganın ve hayatın yarasıdır.
Ölümsüzlerimiz adına da dövüşmeyi en anlamlı görev ve sorumluluk kabul eden komünist savaşçılar olarak daima ileri komutu bize ne anlatıyor?
Her şeyden önce daima ileri şiarı ölümsüzlerimizin izinden yürümeyi, onlar gibi yaşamayı, onlar gibi savaşmayı anlatır ve emreder. Devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenler, dövüşenlere davayı ve kavgayı emanet bırakır. Boşalan mücadele görevlerini omuzlamaya çağırır. Sınıf savaşımımızın devrimci diyalektik yasasıdır. Düşen devrimcinin yerini dövüşen sıra neferi alır. Devrim ve komünizm bayrağı elden ele geçer. Kavganın sürekliliği hayatın bilcümle kollarında savaşıp ölümsüzleşenlerimizin can feda eylemleriyle sağlanır. Zafere kadar daima ilerlemenin yasası böyle kurulur.
Daima ileri şiarı devrimci bir sırat-ı müstakimde ileri doğru yürümeyi ifade eder. Bu parti çizgisinde devrimci yürüyüşten başka bir şey değildir. Ölümsüzlerimizin yürüdüğü yol ve çizgidir. Adanmış hayatların çizgi devrimciliğidir. Daima devrimci kalmayı ve devrimci gelişimi örgütleyerek ilerleyen devrimciliğin kulvarıdır/rotasıdır. Ölümsüzlerimiz daima ilerlemenin ve gelişimin en canlı kanıtlarıdır. Daima ileri yürümenin devrimci kılavuz bilgileri ölümsüzlerimizin devrimci hayatlarında verilidir. Kendi devrimci gelişimlerini yöneterek daima ileri şiarını ete-kemiğe büründüren ölümsüzlerimizin hayatlarından ve eylemlerinden öğrenmek gerekiyor. Ölümsüzlerimizin hayatlarından öğrenmek yüzeysel değil, yüksek nitelikte devrimci bir eylemdir. İdeolojik olduğu kadar yöntemseldir.
Ölümsüzlerimizin izinden daima ileri yürümenin ilk ve temel koşulu tam da ölümsüzlerimizin hayatlarında ve eylemlerinde verili olan bu devrimci diyalektiğin kavranmasıyla sağlanabilir. İlerlemenin ve devrimci gelişmenin diyalektiğini istisnasız tüm ölümsüzlerimizin hayatlarında bulabiliriz. Ölümsüzlerimizin devrimci hayatlarına baktığımızda ilk göreceğimiz hakikat her birinin daima ileriye doğru ve kendine özgü bir gelişim gösteren devrimci hayat öyküleri ve tarihleridir. İlerlemenin az ya da çok, sınırlı ya da kapsamlı biçimde eşitsiz gelişiminden bağımsız, bu devrimci değişim ve gelişim öyküleri çok somut ve öğreticidir.
Bir nefer ya da önder hiç fark etmez. Devrimci gelişmenin ve ilerlemenin diyalektik yasası daima adanmış devrimci hayatlarda işler ve devrimci kişiliklerini biçimler. İster Marks, Lenin, Mao, Kollontay, Clara, Che Guavera, Kaypakkaya, Kemal Pir, Bayram Namaz, Yeliz vd. devrimci önderlerin hayatlarına bakalım, isterse çoğu adsız kahraman olarak ölümsüzleşen on binlerce devrim savaşçısının öykülerine bakalım aynı hakikat karşımıza çıkar. Devrimci hayatlar daima bir değişim, gelişim ve ilerlemeyle kendini meydana getirir. Devrim savaşçısı var oluşunu amaçlı, kasıtlı ve bilinçli biçimde inşa eder. Hep ileriye doğru ve daha üst düzeyde gelişimini örgütler.
Ölümsüzlerimiz de bir devrimci geleneğin içinde ve kendinden önceki ölümsüzleri örnek alarak daima ileriye doğru yürüdüler. Devrimci gelişimlerini sınıf savaşımının potasında ve mücadelenin ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda örgütlediler. Onlar devrimci kopuşlar ve ileri sıçramanın çok zengin örneklerini yarattılar. Sınırlı devrimcilikten sınır tanımaz devrimcilik düzeylerine sıçrayan ölümsüzlerimiz bize devrimci gelişmenin pusulasını verirler.
İşte "ölümsüzlere bağlılığın komutanı" Bayram Namaz (Baran Serhat) yoldaş böyle bir özgürleşme ve önderleşme pusulasıdır örneğin. Bir devrim neferi olarak başladığı hayatını daima ileriye taşıyan pratiğinde davaya, kavgaya ve ölümsüzlere bağlılık, onun devrimci sıçramalarla gelişip yükselen devrimci önderlik gerçeğinin kurucu devrimci diyalektiğini anlatır. Devrimci bir önder olarak gelişiminde ölümsüzlerimizle kurduğu içsel ve devrimci ilişki, Baran Serhat'ın daima ilerlemesinin arka planını oluşturur. Ölümsüzlere bağlılığı lafzi değil eylemlidir.
Ölümsüzlerin izinden daima ileriye yürümek için devrimci pusulamız Baran Serhat gibi yine ölümsüzlerimiz olacaktır. Daima ilerlemek en devrimci örneklere sımsıkı sarılmak ve kendine sağlam kılavuz ipleri bulup kavganın doruklarına tırmanmaktır; en zorlu, kapsamlı ve ağır görevleri omuzlamaya kendini bilinçle hazırlamaktır. Ölümsüzlerimizin kendini yıkma ve kurma eylemlerinden öğrenmektir. Öğrenerek dövüşmek dövüşerek öğrenmektir.
Ölümsüzlerimizin izinden daima ileri şiarının bugünkü anlamı, önümüze sıralanan somut ve kapsamlı devrimci görevlere hızla hazırlanmaktır. Ölümsüzlere bağlı bir devrim savaşçısı olarak bütün zor anlarda ve dönemeçlerde kendi yönünü ve eylemini bir namlu gibi dosdoğru çizmektir. Ölümsüzlerimiz gibi kararlı olmaktır. Onlar gibi cesareti ve fedayı kuşanmaktır. Hedefine bir kurşun gibi yönelmek ve kilitlenmektir. İlerlemek demek, kendinde kopuşu, sıçramayı ve inşayı örgütlemektir. İlerlemek eleştiri ve özeleştirinin dönüştürücü gücüne yaslanmaktır. Devrimci eleştiri ve özeleştiriyi devrimci değişim ve gerçek bir ilerlemenin motoru olarak işletmektir. İlerleme ve değişimle kendi devrimci gelişimini yönetmektir. Zayıflıklarıyla yüzleşip hesaplaşmaktır.
Gelişiminin önündeki iç engelleri aşmak için durmadan mücadele etmektir. İlerlemek demek bir ağır ölüm seti olarak devrim savaşçısını bitiren bürokratizme, statükoya, yetinmeciliğe, mazeretçiliğe ve konformizme karşı amansız mücadele yürütmek, yenilenmek ve devrimci sıçramayı başarmaktır. Verili olanı yıkıp yeniden kurarak daha ileri bir nitelik düzeyi kazanmaktır. İlerlemek demek, devrimci kapasitelerimizi genişletmek ve verili niteliklerimizi yükseltmektir. İlerlemek devrimci gelişmede derinleşmektir. Düşüncede, duyguda, emekçilikte, partide, yoldaşlıkta, halkçılıkta, savaşta derinleşmektir. Devrimci iddiayı, özgüveni ve enerjiyi bilinçle örgütlemek, misliyle büyütmek ve kavgada önderleşmektir. İlerlemek demek, kendini ideo-politik, örgütsel ve türlü yetenek ve devrimci meziyetlerle donatmaktır. Kendini, partiyi ve ezilenleri devrimci kurtuluşun silahlarıyla donatıp güçlendirmektir.
Politik islamcı faşist şeflik rejiminin tasfiyeci saldırıları altında dövüşerek ilerliyoruz. Ölümsüzlerimizin izinde yürüyor ve devrim için dövüşüyoruz. Devrim için bedeller ödeyerek yürüyoruz. Bu Kasım uğrağında ML komünist savaşçılar olarak ölümsüzlerimizi iki boyutlu bir çalışma kapsamıyla anıyoruz. Ölümsüzlerimizden öğrenmek ve devrimci birikimlerimizi özümseyip nitelik kazanmak ideo-politik çalışma zeminimizdir. Bu çalışmayla komünist savaşçılar olarak ölümsüzlerimizle buluşuyoruz. İç eğitimler, atölyeler, mezar anmaları, yazılarla özgürlük pusulalarımızı anlatma, ölümsüzlerimizin ailelerini ziyaret etmekle öğrenmeyi önceliyoruz. İkinci çalışma zeminimizde ölümsüzlerimizi kitlelere tanıtıyoruz. Kavga değerlerimizi işçi sınıfı ve ezilenlerle buluşturuyoruz. Sokak yazılamaları, ev toplantıları, anmalar vb. tüm buluşma biçimleriyle ölümsüzleri kitlelere taşımayı ve bir bilinç olarak örgütlemeyi hedefliyoruz. ML komünistler için şimdi ölümsüzlerimizi ezilenlerin kavga bayrağı yapmanın, mücadele görevlerine sımsıkı sarılmanın zamanıdır. Ölümsüzlerimizin izinden daima ileri yoldaşlar!
*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 08 Kasım tarihli 141. sayılı başyazısı.