Nehir Doğan yazdı | Baharın gelişini isyanla karşıladık
Kadınların direnişine ve direngenliğine sahne olan sokaklar bu yıl da aynı tanıklığı yaptı. Batman'dan İzmir'e, Amed'den İstanbul'a, Van'dan Eskişehir'e, Siirt'ten Adana'ya, Dersim'den Fındıklı'ya kitlesel, yaygın ve polisin barikatına, yasaklarına karşı alanlar doldu. Farplas'ta direnen kadınlarla buluşma, Migros işçilerinin kazanımla sonuçlanan direnişi umudu, coşkuyu ve kararlılığı biledi. İzmir'de, İstanbul'da, Ankara'da alanlara yansıdı. Birimizin direnişinin hepimize nasıl güç verdiğini gördük, yaşadık. Kadın/feminist isyan, bu düzeni kadınların değiştireceği, yıkacağı iradesi sadece sloganlarda değil Taksim'de, İzmir'de, Ankara'da, Amed'de, Antalya'da, Adana'da yıkılan polis barikatlarında, paçavraya çevrilen yasak kararlarında somut pratiğe dönüştürüldü.
Zam, vergi soygunu, yoksulluk, kriz, işsizlik, kadın düşmanlığı derken faşizm; 2022 yılı için nasıl bir tablo hazırladığını ilan etmişti. Bu tabloya Aysel Tuğluk başta olmak üzere hasta tutsakların ölüme mahkum edilmesi, Garibe Gezer'in işkence edilerek intihara sürüklenmesi, HDP Milletvekili Semra Güzel'in dokunulmazlığının kaldırılması, özsavunma hakkını kullandığı için hayatta kalan Çilem Doğan'ın cezasının Yargıtay tarafından onanması gibi bir dizi saldırı eklendi. İşsizlik ordusu her gün binlerce kadını bünyesine katarken, hayat pahalılığı nedeniyle kadınlar en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. Ekmek kuyrukları açlığın resmine dönüşürken, evdeki bakım işleri kadınların yükünü artırdı.
Egemenlerin ezilenlere sunduğu gelecek daha fazla sömürü, baskı ve kadın düşmanlığı olurken hesaba katmadıkları şey direnişler, öfke patlaması, isyan ve mücadele kararlılığı oldu. Migros işçileri, Farplas, Pas South gibi birçok fabrikada kadınlar direniş çadırı kurdu, fabrikayı işgal etti, zılgıtlarını ve sloganlarını erkek egemen kapitalist düzeni sarsacak şenliğe dönüştürdü. Direne direne kazandı haklarını, kadın işçilerin dayanışma inceliklerini sergiledi, patrona da erkek egemenliğine de boyun eğmeyeceğini gösterdi. "Aysel Tuğluk serbest bırakılsın", "Semra Güzel irademdir" diyerek faşizmin kadınların siyaset yapma hakkına yönelik saldırılarına karşı tek yürek oldu. 90'lı yıllarda gözaltında cinsel tacize ve işkenceye dair hafızasının ve mücadele kararlılığının hala canlı olduğunu göstererek Garibe Gezer için binler oldu aktı sokağa. 2022 8 Mart'ını öfkeyle, isyanla, direnişle, yeni bir düzen kurma enerjisiyle gün gün hazırladı. 8 Mart günü fabrika önlerini, okulları, sokakları, mahalleleri, kentleri eylem alanına çevirdi. "Her gün 8 Mart, her yer direniş" sloganı hayat buldu. Geceler, sokaklar, meydanlar kadınların direnişi ile kazanıldı.
Her yıl kadınların direnişine ve direngenliğine sahne olan sokaklar bu yıl da aynı tanıklığı yaptı. Batman'dan İzmir'e, Amed'den İstanbul'a, Van'dan Eskişehir'e, Siirt'ten Adana'ya, Dersim'den Fındıklı'ya kadar kitlesel, yaygın ve polisin engellemesine, barikatına, yasaklarına karşı alanlara çıktı. Bir hafta boyunca şenlikler, buluşmalar, faklı salon etkinlikleri ile hazırlanıldı 8 Mart'a. Farplas'ta direnen kadınlarla buluşma, ziyaretler mücadeleyi büyütme iradesinin önemli bir yanıydı. Migros işçilerinin kazanımla sonuçlanan direnişi umudu, coşkuyu ve kararlılığı biledi. İzmir'de, İstanbul'da, Ankara'da alanlara yansıdı. Kadınların sloganında, dövizlerinde selam oldu yayıldı. Birimizin direnişinin hepimize nasıl güç verdiğini gördük, yaşadık. Yoksulluğa, zamlara, ekonomik krize duyulan öfke belirgindi. Kadın/feminist isyan, bu düzeni kadınların değiştireceği, yıkacağı iradesi sadece sloganlarda değil Taksim'de, İzmir'de, Ankara'da, Amed'de, Antalya'da, Adana'da yıkılan polis barikatlarında, paçavraya çevrilen yasak kararlarında somut pratiğe dönüştürüldü. Barikatları yıktılar, Taksim'de her sokağı eylem ve direniş alanına dönüştürdüler, vapurdan, otobüslerden sokaklara kadar susmadılar, 8 Mart coşkusunu sloganlarla, halaylarla, ajitasyonlarla herkese ulaştırdılar.
Faşist AKP'nin kadın bedenine yönelik politikalarına, şarkı sözlerine, kıyafetlerimize, cinsel yönelimlere yönelik saldırılarına, kadın katillerinin korunmasına karşı mizahın politik diliyle yanıt verildi. "Eşcinsel meşcinsel vardır", "Hür doğdum hür yaşarım sana ne", "Aradığın makbul kadın direnişte", "Hey uzun bakma öyle sileceğiz seni bir kalemde", "Tanrım eril kullarını sen affetsen ben affetmem" diyen sayısız döviz, kadının ve direnişin rengini yansıttı. Deniz Poyraz, Aysel Tuğluk, Figen Yüksekdağ başta olmak üzere birçok kadın yanı başımızdaydı. Öfkesi öfkemiz, mücadele iradesi kararlılığımız oldu.
İzmir'de farklı saatte yapılan iki yürüyüşe rağmen kalabalık, coşkulu ve öfkeli olan kadın ve LGBTİ+'lar kurulan iki barikatı da direnişle açtırdı. Yağan yağmura rağmen dağılmayan, "Kadınlara değil katillere barikat" diyenler yüklenip yıktı polis barikatlarını. İstanbul'da her yıl onlarca barikatla kapatılan Taksim ve ara sokaklar; yan yana gelen, halay çeken, sloganlarla coşan kadın ve LGBTİ+'ların eylemleri ile yankılandı. Kararlılık, öfke ve yan yana gelme iradesi gözaltı saldırısına, polisin tacizlerine rağmen öne çıktı. Taksim, kadın isyanına büründü.
Faşizmin Kürt düşmanı özel yasaklarının uzun zamandır hakim olduğu, sokakta en ufak politik eylemin bastırıldığı, gözaltı ve tutuklama saldırılarının rutinleştiği, kadın derneklerinin kapatıldığı, polis ve asker üzerinden kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırıların özel bir politikaya dönüştüğü Kürdistan'da bu yıl 8 Mart, faşizme isyanın günü oldu. Bir haftaya yayılan eylem ve etkinliklerde buluşan kadınlar, başta seçilmiş kadın vekiller şahsında iradesine sahip çıkacağını ve AKP'nin savaş politikalarına sessiz kalmayacağını bir kez daha ilan etti. Polisin keyfi yasakları, alana alınmayan dövizler, kurulan barikatlar, alana gelmeye çalışan kadınların engellenmesi kadınların direnişi ile boşa çıkarıldı. Uzun bir zaman sonra sokaklar "Jin, jiyan, azadî" sloganları ile şenlenirken faşizm bir kez daha Kürt kadın iradesini kıramayacağını anladı. Amed'de barikata yüklenen ve direnişi gülümsemesi ile doğallaştıran barış anneleri, "Kürdistan faşizme mezar olacak" sloganının dayandığı iradeyi bir kez daha gösterdi.
Bütün coşkusu, militanlığı, kararlılığı, iradesi ile kadınlar erkek egemen kapitalist sistemin işbirlikçisi AKP'ye duyduğu öfkeyi büyüttü. Kadın isyanının güncelliğini ve yıkıcılığını alanlara taşıdı. Yeni bir dünya kurma iradesine ve kararlılığına sahip olduğunu, bunun hiçbir yasağın, engellemenin, barikatın durduramayacağını bir kez daha gösterdi. Faşizmin kadın emeğini, bedenini, cinselliğini bastıran, yok sayan politikalarına karşı mücadele edeceğini bir kez daha ilan ederken, on yıllardır biriktirdiği deneyimi ve kazanımı mücadeleyi büyütmenin kaldıracı yaptı. 8 Mart'ta bir kez daha işçi, emekçi, genç, yaşlı, Kürt, Alevi tüm kadınlar yeni bir toplumsal düzen kurma kararlılığında birleşti ve birbirinden güç aldı. Özetle havaya düşen cemre isyan oldu, direniş oldu yağdı faşizmin üstüne.