Metin Botan yazdı | Moskova üçlü görüşmesi: Devrimi tasfiye planı
Suriye rejimi her ne kadar Türkiye ile siyasal düzeyde masaya oturmuş olsa bile çözüm o kadar kolay değildir. Özellikle faşist Türk burjuva devletiyle çelişkileri kısa dönemde çözülecek türden hiç değildir. Bundan dolayı bu görüşmenin devamı gelse bile yakın dönemde hedeflerine ulaşması çok zordur.
Türkiye ile Suriye'nin 11 yıl aradan sonra savunma bakanları ve istihbarat başkanları düzeyinde Moskova'da görüşmesi kuşkusuz ki yeni bir durumdur. Gelişmeleri daha doğru anlamak için bu görüşmenin öncesine bakmakta fayda var.
Rojava devrimini bütün saldırılara, işgallere, katliamlara rağmen yenilgiye uğratamayan sömürgeci Türk burjuva devleti ve onun faşist şefi Erdoğan yıllardır 'katil' dediği Esad'dan randevu almak için Rusya'nın kapısını epey bir zamandır aşındırmaktaydı. Bunu başaramayınca istihbarat başkanları düzeyinde görüşmeleri başlattılar. Ayrıca Ağustos 2022'de Tahran'da, Rusya, Türkiye ve İran'ın katıldığı bir toplantı yaptılar. Yine aynı dönem, Soçi'de Türkiye-Rusya görüşmesi oldu. Bunlar basına yansıyanlar. Bütün bu sürecin sonunda bir plan oluşturuldu. Merkezinde Kürtleri ve Rojava devrimini hedef alan bir plan. İşte bu plan doğrultusunda Rusya'nın denetiminde Moskova'da, Türkiye ve Suriye devletleri savunma bakanları düzeyinde bir toplantı gerçekleştirdi. Basına yansıdığı kadarıyla Türkiye'nin işgalciliği ve ona bağlı islamcı faşist çeteler ve mülteci sorunları da görüşüldü.
SÖMÜRGECİ İŞGALCİ FAŞİST TÜRK DEVLETİNİN AMACI
Sömürgeci faşist Türk devletinin, Kürt halkının; Kürdistan ve her yerdeki kazanımlarını yenilgiye uğratmak için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Faşist Türk devletinin en büyük korkularından birisi Kürt halkının özellikle de Rojava'nın bir statü elde etmesidir. Bunu engellemek için El Nusra'dan DAİŞ'e, Suriye Milli Ordusu'ndan (SMO), Heyet Tahrir el Şam'a (HTŞ) hemen hemen bütün çete gruplarını kullanarak Rojava devrimini ezmeye çalıştı, ama başaramadı. Başaramadığı için faşist işgalci ordusunu devreye soktu, yine olmadı. Şimdi de Şam'la anlaşarak bunu yapmaya çalışıyor.
Rojava devrimini yenilgiye uğratamamanın arayışıdır sömürgeci faşist Türk burjuva devletini 'katil' dediği Esad'la bugün masaya oturmak zorunda bırakan. Faşist Türk burjuva devleti bu hamlesiyle Kürt halkına karşı düşmanlığını yeni bir evreye taşımak istiyor. Fakat işler hiç de o kadar kolay değil ve olmayacak.
Yıllardır beslediği, silahlandırdığı, katliamlar, işgaller yaptırdığı hem rejime hem Rusya'ya hem de Avrupa'ya karşı koz olarak kullandığı faşist politik islamcı çeteler bu durumdan hiç de memnun değil. Ve her an silahları kendisine doğrultabilir. Dün bunu yaptılar çünkü. Her ne kadar himaye etseler de, çetelerin hepsine söz geçiremediği de bir başka gerçek.
Sömürgeci Türk burjuva devletinin diğer bir önemli çelişkisi Suriye iledir. Faşist Türk burjuva devleti; Suriye'nin ve Rojava'nın topraklarının önemli bir bölümünü işgal etmiştir. Bu işgal ilhaka dönüşmüştür. Cerablus'u, El Bab'ı, Girê Spî'yi, Serêkaniye'yi, Êfrin'i sınır illerindeki valileriyle doğrudan yönetmektedir. Bütün kurumlar asimilasyoncu ve işgalci-ilhakçı bir tarzda çalışmaktadır. Ve görünen odur ki işgal ettiği bu bölgelerden Şam istedi diye hemen çekip gitmeyecektir. Derdi, işgali ve ilhakı Misak-ı Milli ruhuna uygun olarak kalıcı hale getirmektir. Türk burjuva devletinin bu planını iyi bilen Şam, Türkiye ile masada kolay kolay kalıcı bir çözüm geliştiremez.
Faşist şef Erdoğan seçim öncesi Esad'la resim çektirmek için can atmaktadır. Bu pek mümkün olmayacak gibi görünüyor. Zira Esad Erdoğan'a bir "Seçim zaferi vermeye niyetim yok" diyerek oyunu görmüştür. Faşist şef Erdoğan'ın Esad'la görüşmesi kuşkusuz ki seçimlerde ona puan kazandırabilir. Ama faşist şefin bu hamlesinin merkezine seçim konursa yanlış olur. Faşist AKP-MHP iktidarının planı unutmayalım ki devlet planıdır. Bunun da merkezinde Kürtlere karşı düşmanlık vardır. Kürtlerin her nerede olursa olsun kazanımlarını yok etmek vardır. Bu gerçeği CHP özgünlüğünde ve Millet İttifakı (altılı masa) gerçekliğinde de görmek gerekir. Bunların yıllardır Şam'la-Esad'la görüşülsün söylemi tabii ki Rojava'nın hayrına olan bir şey değildir. Şam'ın hedefi Rojava devriminin tasfiyesi ve çok sınırlı kültürel özerkliktir. Görüşün dedikleri ve onayladıkları Şam'ın bu planıdır.
RUSYA NEYİN PEŞİNDE?
Aslında bu sürecin merkezinde duran, hem Suriye'yi hem Türkiye'yi masaya oturtan Rusya'dır. Rusya öncelikli olarak kendi çıkarından bakmaktadır. Çünkü Ukrayna ile yürüttüğü ilhak ve işgal savaşının merkezinde ABD, NATO ve Avrupa Birliği durmaktadır. Bu savaşta da oldukça zorlanmaktadır. Bu zorluğu Türkiye'nin de içinde yer aldığı devletlerle ekonomik, siyasi ve askeri ilişkileri geliştirerek aşmaya çalışmaktadır. Ukrayna cephesinde zorlanan Rusya Türkiye'yi yanına çekerek ABD'nin hem Ukrayna'da hem de Suriye'de etkisini sınırlamak istemektedir. Bunun için de Türkiye'ye tavizler vermektedir. Rusya'nın Türkiye'ye rüşvetidir Efrîn, Serêkaniye, Girê Spî'nin işgali.
Rusya 2015'ten itibaren Suriye'de siyasi, ekonomik ve askeri hegemonya kurmuştur. Bu alanı tutabilmek için Suriye'nin güçlenmesine ihtiyacı vardır. Bu da, Esad rejiminin Suriye'deki bütün alanlarda egemenlik kurmasıyla olanaklıdır. Faşist Türk devletinin himayesindeki çetelerin ve işgal ettiği toprakların geri alınması bunlardan bazılarıdır. Diğeri de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin tasfiyesidir. Suriye ve Türkiye'nin savunma bakanlarının ve istihbarat başkanlarının görüşmesi Rusya'nın bu anlamıyla Rojava devrimini ehlileştirme planının parçalarından birisidir.
Rusya, Rojava devriminin kazanımlarını demokratik, halkçı özerk yapısını revize etmek ve en geri sınırlara çekmek için uğraşmaktadır. Rojava devrimini, Şam'ın isteklerini kabule zorlamak için Türkiye'nin saldırılarını ve işgalciliğini bir koz olarak kullanmaktadır. Rojava devrimini bu kozla hizaya getirmeye çalışmaktadır. Rusya, Türkiye ve Suriye devletlerinin savunma bakanlarının görüşmeleri özünde Rojava devrimine yönelik bir tehdittir.
SURİYE HAYAL GÖRMEYE DEVAM EDİYOR
Şam, hala, Kürtlerin kazandığı örgütlülüğün, özgürlüğün, bilinç değişiminin, toplumsal altüst oluşun, yeni bir kültürel yaşam inşa edişin ve kadın devriminin neleri geri dönülmez bir biçimde değiştirdiğinin ve yarattığının farkında değil ya da görmezden geliyor. Ve hala sömürgeci akıldan ve ruhtan besleniyor. Bundan dolayı da Kürt halkıyla masaya oturup, Kürtlerin en demokratik haklarını ve özerk yönetimlerini tanıyarak kalıcı, demokratik bir birlik ve gelecek inşa edeceği yerde sömürgeci ve emperyalistlerin koridorlarında dolaşıyor. Ama nafile. Rejim için bu da çıkmaz yoldur.
Suriye rejimi her ne kadar Türkiye ile siyasal düzeyde masaya oturmuş olsa bile çözüm o kadar kolay değildir. Özellikle faşist Türk burjuva devletiyle çelişkileri kısa dönemde çözülecek türden hiç değildir. Bundan dolayı bu görüşmenin devamı gelse bile yakın dönemde hedeflerine ulaşması çok zordur.
Emperyalist ABD, Rusya, Türkiye, Suriye toplantısına kısık bir sesle katılmadığını/onaylamadığını açıkladı. Şam rejimi ve Esad için zamanında faşist şef Erdoğan'ın söylemleri hala kullanılıyor, ama bunun gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. Dünyanın en eli kanlı faşist, monarşik, gerici diktatörlüklerle çıkarları söz konusu ise kol kola girdiğini her türlü ilişki geliştirdiğini bilmeyen yoktur. O yüzden 'diktatör Esad' falan boş laflardır, asıl olan Rusya'nın egemenlik alanlarını sınırlamaya çalışmaktır. Ayrıca ABD Özerk Yönetimi de tanımaktan çok uzaktır.
Son söz: Rusya, Türkiye, Suriye savunma bakanlarının ve istihbarat başkanlarının görüşmesi ve bir süreci resmi olarak başlatmaları Kürtlere, Rojava devrimine ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimine karşı yapılmış bir hamledir. Bu toplantılardan kısa sürede sonuç elde edilmesi çok zordur. Özellikle Suriye ve Türkiye'nin çelişkileri çok derin ve keskindir. Türkiye, hem Suriye için hem Kürtler için işgalcidir. İşgalciliğinden kolay kolay vazgeçmeyecektir.
Unutulmaması gereken en önemli gerçek ise halkların iradesidir. Esas hesaba katılması gereken Rojava devriminin devrimci özneleridir; örgütlenmiş, özgürleşmiş, silahlanmış halklarıdır, kadın devrimidir. Kürt halkının, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin iradesidir. Bu halklar, Rojava devrimini ve onun ortaya çıkardığı değerleri korumakta ve savunmakta kararlıdır. Önce bu iradenin kırılması gerekir. Bu irade kırılmadan faşist, sömürgeci, işgalci halk düşmanı planlar uygulanamaz. Son sözü; devrimin kurucusu, inşacısı, can feda savunucusu ezilen halklar ve kadınlar söyleyecektir.