5 Ekim 2024 Cumartesi

Kobanê davası: Kürt sorunu güvenlikçi politikalarla çözülemez

Kobanê davasının 5. duruşması 2. gününde ifade veren RTÜK üyesi Ürküt, IŞİD'n yaptığı katliamları ve hak ihlallerini anlattı. Duruşmaya 21 Ekim'e kadar ara verildi. 

IŞİD'in Kobanê'ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014'te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê davasının 5. duruşması 2. gününde Sincan Hapishane Kampüsü'nde görüldü.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya HDP milletvekilleri, Abdullah Koç, Sait Dede, Şevin Coşkun, Züleyha Gülüm, Semra Güzel, Kemal Peköz, İmam Taşçıer, HDP Ankara il ve ilçe üye ve yöneticileri, çok sayıda avukat ile izleyici katıldı. Sincan Hapishanesi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı hapishanelerde tutulan siyasetçiler, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Önceki duruşmalarda tahliye edilen yerine kayyum atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen duruşma salonunda hazır bulundu. Yine önceki duruşmalarda tahliye edilen HDP geçmiş dönem milletvekili ve Prof. Emine Beyza Üstün, SEGBİS'te oluşan teknik sorun nedeniyle duruşmaya katılamadı. Tutuksuz yargılanan diğer siyasetçiler ise bulundukları şehirlerde SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.

Kimlik tespitiyle başlanan duruşma, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt'ün davanın esasına ilişkin savunma yapmasıyla devam etti. HDP'de yer aldığı görevlere dair bilgi veren Ürküt, aynı suçlamayla ikinci kez Kobanê dosyası kapsamında tutuklandığını ifade etti. Hakkında hiçbir delil bulunmaksızın yalnızca HDP MYK üyesi olmasından dolayı bir yıldır cezaevinde hukuksuz bir şekilde tutulduğunu belirtti.

IŞİD'in Irak'ın Musul kentine yaptığı saldırıyı hatırlatan Ürküt, 70 bin kişilik Irak ordusunun yenilgiye uğradığını ifade etti. Ürküt, "Musul işgalinden dolayı uluslararası güçler harekete geçti ama IŞİD saldırılarına devam ediyordu. Çok sayıda Türkmen'i katletti. Kendisine biat etmeyen herkesi soykırıma uğrattı. Musul işgalinin kendisine sağladığı üstünlük ile Şengal'e saldırdı. Şengal'de 5 bin erkek katledildi. 6 bin kadın ve çocuk köle olarak esir alındı. BM, 2014 tarihinde tüm devletleri ve halkları IŞİD'e karşı birlikte mücadele etme çağrısı yapmıştı. Türkiye'de de çok sayıda kurum ve kişi bu çağrıyı yaptı. IŞİD vahşetinin yanı sıra yerinden göç ettirilen milyonlarca insan açlık, barınma sorunlarıyla yüz yüze kalmıştı. Göç etmiş insanlara yardım etmek ve Kobanê'ye destek için Suruç sınırına insanlar gitmeye çalıştı" diye konuştu.

Çözüm sürecinde istenmeyen karanlık güçlerin devreye girdiğini belirten Ürküt, aynı karanlık güçlerin 6-7 Ekim olaylarında da açığa çıktığını dile getirdi. Ürküt, "Bu provokasyonun asıl amacı nedir? Oslo, Özal sürecinde olduğu gibi Kürt sorununun demokratik çözümünün önüne geçmek amaçlanmıştır. Bu provokasyonun arkasındaki asıl güç, Oslo Sürecini akamete uğratan güçlerdir. Kürt sorunun yalnızca güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceği açıktır" dedi.

Dosyada derhal beraat kararının verilmesi gerektiğine vurgu yapan Ürküt, "Çünkü AİHM Büyük Daire, Demirtaş kararında söz konusu tweetlerin şiddet çağrısı içermediğini teyit etmiştir. Biz bu nedenle derhal beraat kararının verilmesini talep ediyoruz. AİHM kararını derhal uygulayın, çünkü hukuki sorumluluk altına giriyorsunuz" dedi.

Israrla HDP MYK'sında bir şeylerin arandığına işaret eden Ürküt, şunları söyledi: "Rutin parti toplantısı devasa bir yargılama konusu yapılmaktadır. Yargılama konusu aslında siyasi parti faaliyetidir. Siz bu dosyadan el çekmelisiniz. Çünkü siyasi parti faaliyeti kapsamındaki bir yargılamayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yürütür. Zaten Anayasa Mahkemesi'nde dava da açıldı. Dolayısıyla sizin bu dosyadan el çekme yönünde karar vermeniz gerekiyor."

Avukat Ürküt'ün savunmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmaya 21 Ekim'e kadar ara verdi.