21 Kasım 2024 Perşembe

Karadeniz neresi, Karadenizliler kim?

Karadeniz'e kıyısı olan Ukrayna, Romanya, Bulgaristan'da bir Varnalı, Odessalı ya da Burgazlının kendisini Karadenizliyim diye ifade ettiği duyulmuş bir şey olmadığı gibi Karadeniz'e kıyısı olan şehirlerden Tekirdağlı ya da İstanbullu birisi de ben Karadenizliyim demez. Ben Karadenizliyim demek 'Ben Türküm, Müslümanım' demektir. Karadenizliyim demek, Pontos Rum, Laz ve Ermeni geçmişini yok saymaktır.

DENİZ OLAN KARADENİZ
Karadeniz'in(1) yazılı kaynaklarda geçen ilk adı "Ahşena" olmakla birlikte sonradan Yunanlarca "Pelagos o Pontikon", "Pontus Euxinus" veya Yunan mitolojisinde Gaia'nın oğlu, Nereus'un babası olan deniz tanrısı Pontus'un adıyla anılmıştır.(2)

Romalılarca Latince "Mare Euxinum", "Mare Sarmaticum" ve "Pontus Tauricus", Ortaçağ Arap kaynaklarında "Bizans Denizi", "Trabzon Denizi", "Slav Denizi", "Pontus Denizi", Marko Polo haritasında "Helen Denizi" olarak anılır. Karadeniz kelimesi ise 14. yüzyıldan sonra aynı anlamıyla Batı dillerinde kullanılmaya başlanılır.

KARADENİZLİ(!)
Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya'da Karadeniz'e kıyısı olan şehirlerden örneğin Odessalı, Varnalı, Sivastopollu ya da Batumlu birisi kendisini Karadenizli olarak ifade etmez.

'Karadenizli' tanımı ya da 'Ben Karadenizliyim' ifadesi sadece Türkiye'de Karadeniz'e kıyısı olan şehirlerde yaşayanlar için kullanılır. Bu tanım ya da ifade, bölgede binlerce yıl yaşamış olanların ortak bir kimliğe sahip oldukları iddiası, daha doğrusu yalanıdır. Böylelikle o topraklarda binlerce yıldır yaşamış olan Pontoslu Helenlerin, Lazların, Ermenilerin varlığı inkar edilir. Ben Karadenizliyim demek 'Ben Türküm, Müslümanım' demektir. Karadenizliyim demek, Pontos Rum, Laz ve Ermeni geçmişini yok saymaktır.

Cumhuriyetle birlikte hızla hayata geçirilen asimilasyon politikaları sonucu, tüm Rumca, Ermenice, Lazca ve Gürcüce halk şarkılarına Türkçe sözler yazıp, Karadeniz müziği adı verilmesinin de sebebi budur. Yine Pontoslu Rumlara, Lazlara ve Ermenilere ait olan halk oyunlarına Karadeniz halk oyunları ya da folkloru adı verilmesi aynı nedenledir. Tabi Karadenizli denildiğinde ima edilen ortak kimlik Türklük, Karadeniz müziği ve Karadeniz Halk oyunları denildiğinde ima edilen Türk müziği ve Türk halk oyunlarıdır. Oysa ne orada yaşayanların çoğunluğu ne müzik ne de halk oyunları Türk'tür.
 
1941 ANKARA COĞRAFYA KONGRESİ
6-21 Haziran 1941 tarihinde Ankara'da cumhurbaşkanı İsmet İnönü himayesinde dönemin Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) Hasan Ali Yücel başkanlığında düzenlenen Coğrafya Kongresi'nde alınan kararla Türkiye 7 ana coğrafi bölgeye 21 coğrafi bölüme ayrılır. Bu yedi bölgeye, Marmara, İç Anadolu, Ege, Akdeniz, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu adları verilir. 

Kongre sözde bir coğrafya kongresidir ve bölgeler coğrafi özellikler esas alınarak belirlenir. Ancak kongrede alınan en önemli kararlardan biri de dağ, ova, yayla, akarsu vb. yerlerin adlarının değiştirilmesidir.

Osmanlı döneminde hatta Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Lazistan, Kürdistan, Rum bölgesi gibi sözcüklerin yerini artık Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu isimleri alır. Trakya terimi, Marmara Bölgesi içinde yer alır ve kullanılmaz. Tarihi Batı Ermenistan toprakları Doğu Anadolu, Pontos, Karadeniz bölgesi olarak isimlendirilecek, Küçük Asya ise artık, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesi olarak anılacaktır.

Türkiye'de çoğu yerde bölge sınırları ile idari sınırlar uyuşmaz. Osmanlı döneminden beri idari sınırların belirlenmesinde hidrografik havzaları esas alan "akar bakara göre sınırın çizilmesi" ilkesi genel olarak uygulanmıştır.

Karadeniz'e kıyısı olan Ukrayna, Romanya, Bulgaristan'da bir Varnalı, Odessalı ya da Burgazlının kendisini Karadenizliyim diye ifade ettiği duyulmuş bir şey olmadığı gibi Karadeniz'e kıyısı olan şehirlerden Tekirdağlı ya da İstanbullu birisi de ben Karadenizliyim demez. Türkiye Cumhuriyeti devletinin coğrafi bölgelerinden biri olduğuna göre pekala böyle bir tanımlama yapılabilir diye düşünülebilir belki. Ama bir İzmirlinin ben Egeliyim, bir Mersinlinin ben Akdenizliyim ya da bir Ankaralının ben İç Anadoluluyum dediği de duyulmuş bir şey değildir.

KARADENİZLİLİK SADECE PONTOS VE LAZİSTAN'DA YAŞAYAN İNSANLAR İÇİN ÜRETİLMİŞTİR
Her şeyden önce resmi tarih ve resmi ideoloji için yüzyıl önce Pontoslu Rumlara karşı gerçekleştirilen soykırım ardından zorunlu göç, mülklerin gasp edilmesi hiç sözü edilmemesi gereken konulardır. Bu tarihsel haksızlıkla yüzleşmemek için yapılması gereken tek şey inkardır. İşte Karadenizlilik tanımı tam da bu inkarın kendisidir. Böylelikle değil yüz yıl önceki haksızlık, binlerce yıllık tarih yok sayılmış olacaktır.

Özünde Türklüğü ifade eden ama bir etnik kimliği ifade eder gibi kullanılan Karadenizlilik aynı zamanda Pontos'un komşusu Lazistan'ın, Lazların ve bu coğrafyada yaşamış diğer etnik kimliklerin de inkarına hizmet edecektir.

1) Karadeniz, 8.350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara Denizi hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi'ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence, Mankalya, Burgaz, Varna, Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorossiysk, Soçi, Sohum, Poti, Batum, Hopa, Trabzon, Samsun, Ordu, Giresun, Sinop ve Zonguldak'tır.

2) Özhan Öztürk. Pontus. Nika Yayınları (3. Baskı) Ankara, 2016, s.19-21