5 Ekim 2024 Cumartesi

Hırvatistan ve Türkiye'de özel birlikler mültecilere işkence yaparak geri itiyor

Yunanistan'dan sonra Hırvatistan ve Türkiye ve İngiltere'de de mültecilere yönelik geri itme saldırısı yaşanıyor. Avrupalı gazeteciler, Hırvatistan sınırını geçen mültecilere işkence yapıldığını ve geri itme saldırısına maruz kaldırlarını dron görüntüleriyle belgeledi. Türkiye'de de 'Balyoz' adı verilen polis ekibinin GGM'ne götürdüğü mültecileri, Yunanistan sınırına götürerek geri ittiği ortaya çıktı.

Yunanistan'da mültecilere yönelik sıklıkla uygulanan geri itme saldırısının Hırvatistan, Türkiye ve İngiltere'de de uygulandığı ortaya çıktı. Gazeteciler, Hırvatistan'daki geri itme saldırısını Hırvatistan ile Bosna-Hersek sınırı ve Romanya-Sırbistan sınırında yaptıkları dron çekimlerini yayınlayarak duyurdu.

Alman Spiegel dergisi, Almanya Televizyon Kanalı ARD, Fransız Liberation gazetesi, Sırp Novosti gazetesi ve RTL Hırvatistan Lighthouse Report, SRF Rundscha ve ARD Viyana ofisi, 8 aydan fazla Hırvatistan ve Yunanistan'da araştırma yaptı.

MÜLTECİLERE İŞKENCE
Dronlarla sınır bölgelerinde çekim yapan gazeteciler, geri itme saldırısının yer aldığı görüntüleri yayımladı. Görüntülerde, maskeli ve üniformalı kişilerin coplarla Hırvatistan ile Bosna Hersek arasındaki nehirde bir grup mülteciyi Bosna-Hersek'e doğru ittiği görülüyor.

Görüntülerde geri itme saldırısına maruz kalan mültecilere işkence yapıldığı da yer alıyor. Mültecilerin ormanlık alanda işkenceye maruz kaldıkları görülürken, çığlıkları da duyuluyor.

Spiegel dergisi yayımladığı haberde, yüzü maskeli üniformalı özel kuvvetlerin Hırvatistan ve Yunanistan'dan geldiği ve kontra güç olarak konumlandıkları bilgisine yer verdi.

Hırvatistan devlet yetkilileri mültecilerin yalan söylediğini iddia etse de gazetecilerin yayınladığı 11 videoda yaşanan geri itme saldırısı belgelendi. Geri itme saldırısında yer alan yüzü maskeli üniformalı kişilerin İçişleri Bakanlığına bağlı özel bir birim olduğu, giydikleri üniforma ve kullandıkları copun Hırvat polisinin kullandıklarıyla aynı olduğu açıklandı.

GERİ İTME SALDIRISINDA YER ALANLAR PARA İLE ÖDÜLLENDİRİLİYOR
Mültecilere yönelik geri itme saldırısını gerçekleştiren birimin adının "Operasyon Koridor" olduğu öğrenildi. Bu birimde yer alanlara aylık yüzlerce euro ek ücret ödendiği öğrenilirken, "Operasyon Koridor" biriminde görev yapan ve gerçek ismini vermek istemeyen Goran Novak, mültecilere yönelik şiddeti doğruladı.

Novak, "Ormanda veya başka bir yerde sığınmacı bulduğumuzda, genellikle korku içinde yere yatarlar. Birimdeki memurlardan biri sık sık üzerlerinden geçer ve sopayla bacaklarına vurur. Zagreb'deki merkez, geri itme yapılıp yapılmayacağına karar verir" şeklinde konuştu.

TALİMAT HIRVATİSTAN İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN
"Operasyon Koridor"u biriminde yer alan başka bir polis ise, "Geri itmeler tabii ki yasal değil, bunu her polis bilir ama talimat en tepeden, İçişleri Bakanlığından geliyor" dedi.

Zagreb'deki Center for Peace Studies'ten Ana Cuca da, geri itme saldırısının münferit olmadığına, Hırvat hükümetinin politikası olduğuna dikkat çekti. Haberde, Boşnak bir sınır görevlisinin, Hırvat tarafında işkence yapılarak yaralanmış sayısız insanla karşılaştığı ve kışın karda donmuş insanları gördüğü yönündeki açıklamalarına da yer verildi.

HIRVAT İÇİŞLERİ BAKANININ ÖRTBAS ÇABASI
Hırvatistan İçişleri Bakanı Davor Bozinovic, yayınlanan görüntülere ilişkin soruşturma başlattıklarını açıklayarak, kendi sorumluluklarını örtbas etmeye çalıştı. Görüntülerde şiddet uygulayan kişilerin üniformalarında herhangi bir arma bulunmadığını iddia eden Bozinovic, "Kanun çiğnemek veya şiddet uygulamak Hırvat polisinin yapacağı şeyler değildir. Böyle bir durum ortaya çıkarsa mutlaka yaptırım uygulanmalı" yalanına sarıldı.

Gazetecilerin yayınladığı görüntülerde, Afganistan'dan gelerek 3 yıl önce Yunanistan'da bulunan Moria Kampı'na ulaşan daha sonra ailesiyle Hırvatistan'a giden 16 yaşındaki Nazila ve ailesinin yaşadıkları da yer alıyor. Görüntülerde, yüzleri maskeli 6 üniformalının mültecileri bir araçtan işkence yaparak indirdikleri ve Bosna-Hersek'e götürdükleri görülüyor.

Nazila, gazetecilere yaptığı açıklamada, kardeşine tekme atıldığını, parası ve cep telefonunun da gasp edildiğini aktardı. "Onlara Bosna'ya geri gitmek istemediğimizi söylediğimizde öfkeleniyorlardı" diyen Nazila, iltica talebinde bulunmalarına izin verilmediğini de söyledi.

YUNANİSTAN GERİ İTTİĞİ MÜLTECİLERE ATEŞ AÇTI
Geri itme saldırısının sadece Hırvatistan sınırında yaşanmadığı aktarılan haberde, "Ege Denizi'nde maskeli kişiler, sürekli bir şekilde sığınmacıları zorla denize götürerek botlara bindiriyor" denildi.

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden 21 Nisan'da Yunanistan'ın Sisam Adası'na hamile eşi ile ulaşan Junior Amba da polisten gizlenmek için tepeliklerin arkasında saklandıklarını ancak bir süre sonra gözaltına alındıklarını anlattı.

Daha sonra 26 mülteciyle denize götürdüklerini aktaran Amba, kendilerine yelek bile verilmeden bir şişme bota bindirildiklerini ve maskeli Yunan askerlerinin kendilerine ateşi açtığını söyledi.

İsmini vermek istemeyen Yunan sahil güvenliği için yüksek pozisyonda çalışan bir yetkili de mültecilerin MYA ve KEA adlı özel bir birim tarafından denize itildiklerini aktardı.

Bu birimlerde yer alan kişilerin tanınmamak için özel kıyafet giydiklerini anlatan yetkili, "Emirler yalnızca sözlü olarak iletilirdi. Yazılı belgeler yok. Amaç, inkar edebilmektir. Talimatlar yukarıdan, politikacılardan geliyor" dedi.

Benzer bir uygulama İngiltere'de de yaşanıyor. İngiltere, geçen ay yaptığı açıklamada, Fransa'dan İngiltere kıyılarına ulaşan mültecileri geri itmek için özel birimin eğitildiğini duyurmuştu.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmani ise İngiliz mevkidaşı Priti Patel'e yazdığı mektupta, tekneleri Fransız kıyılarına geri itme taktiklerinin "tehlikeli" olacağı konusunda uyarmış ve ülkesinin deniz hukukunu çiğneyen herhangi bir uygulamayı kabul etmeyeceğini vurgulamıştı.

MÜLTECİLER YUNANİSTAN SINIRINA BIRAKILIYOR
Türkiye'de de geri itme saldırısı farklı bir yöntemle uygulanıyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube'ye bağlı polislerden oluşan 'Balyoz' isimli bir ekip gözaltına alıp Geri Gönderme Merkezi'ne (GGM) getirilen mültecileri, Yunanistan sınırına bırakıyor.

Ankara'nın Altındağ ilçesinde 20 Ağustos'ta 'Balyoz' adı verilen ekip tarafından gözaltına alınan 30 mülteciden kimlikli olanlar serbest bırakılırken kimliksizler, GGM'ye teslim edildi. GGM'ye götürülen mülteciler 'Balyoz' adı verilen polis ekibi tarafından Yunanistan sınırına bırakıldı. 

20 Ağustos'ta gözaltına alındıktan sonra GGM'ye götürülenler arasında bulunan 16 yaşındaki Afganistanlı A.K, yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı. A.K, 23 Eylül akşamı saat 21.00'da kendisinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 100 mültecinin başka bir ilde bulunan GGM'ye götürüldüğünü, 24 Eylül'de sabah saat 08.00'dan akşam hava kararana kadar dolmuşlarda bekletildiklerini, daha sonra telefonları toplanarak, parmak izlerinin alındığını söyledi.

A.K., devamla şunları anlattı: "Biz 100 kişiyi 25'erlik gruplar halinde 4 farklı dolmuşa bindirdiler. Yaşları benim gibi küçük olanları yetişkinlerle eşleştirip öyle dolmuşlara dağıttılar. Her otobüse 4-5 polis ve jandarma bindi. Üniformalıydılar. Polisler bize, 'sizi Yunanistan sınırına götüreceğiz. Sınırdan nasıl geçeceğinizi söyleyeceğiz' dediler. 2-3 saatlik yolculuktan sonra her dolmuş Yunanistan sınırının ayrı yerine gitti. 2-3 saat süren yolculuktan sonra sınırı gözle gördük ormanlık bir alandı."

POLİSTEN 'GERİ DÖNMEYİN' TEHDİDİ
Yunanistan sınırına geldiklerinde polis ve jandarmanın kendilerini tehdit ettiğini aktaran A.K., "Bize, '15 dakikalık yürüme mesafeniz kaldı. Geri gelmeyin sakın' diyerek küfür ettiler. Biz sınıra doğru yürümeye başladık. Etrafta taksiciler vardı. Somali'den gelen mülteciler daha önce başlarına geldiği için bize engel oldular. 'Sınırı geçerken bizi öldürürler' dediler. Bu nedenle polis uzaklaşınca biz de geri döndük. Sarı taksilere binerken polis yeniden gelip taksileri uzaklaştırdı. Hava iyice kararınca taksiler tekrar geldi. Biz 5 kişi bir şekilde taksiye binmeyi başardık, Ankara'ya geldik" diye konuştu.

Polislerin kendilerini hangi şehir üzerinden Yunanistan sınırına bıraktığını bilmediğini ifade eden A.K., "Ama taksiciye sorduğumuzda, 'Çanakkale'deyiz' dedi. Nehir vardı" diye belirtti. A.K, 100 civarında mültecinin de kimliksiz olduğunu ve aralarında Afganistan, Suriyeli ve Somalilerin olduğunu söyledi.