8 Ocak 2025 Çarşamba

Hatimoğulları: Halkın ferasetine güvenmeliyiz

Grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, "Bu toplum, bizler çok önemli deneyimlere ve tarihsel birikimlere sahibiz. Halkın ferasetine güvenmeliyiz. Bu birikim asla küçümsenmemelidir" dedi ve herkesi onurlu bir barış için sorumluluk almaya çağırdı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yarının 8 Ocak, Evrensel muhabiri Metin Göktepe'nin katledilişinin yıldönümü olduğunu hatırlatan Hatimoğulları, "Metin Göktepe ve onun şahsında katledilen bütün basın emekçilerini, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'i saygıyla anıyorum" dedi.

Mücadeleyle dolu bir seneyi geride bıraktıklarını söyleyen Hatimoğulları, emeği ve eşitliği esas alan mücadelelerini devam ettireceklerini söyledi. "Türkiye, Ortadoğu ve dünyada halklar, işçiler, emekçiler, kadınlar, doğa ve insan hakları savunucuları, ezcümle bütün ezilenler ve sömürülenler çok bedel ödedi. Ama hiçbir zaman pes etmedik, hep ayakta kaldık. Dimdik ayakta durduk ve direndik" diyen Hatimoğulları, 2025'in adalet, eşitlik ve barış yılı olması için çalışacaklarını kaydetti.

'AKLIMIZA GELEN HER ŞEYE ZAM YAPTILAR'
Peş peşe açıklanan zam ve vergilere işaret eden Hatimoğulları, "İğneden ipliğe aklımıza gelen her şeye zam yaptılar. Otoyol köprü geçişleri ücretleri, emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, ehliyet ve kimlik ücretleri, trafik cezaları ve pasaport harçları tam yüzde 44 oranında artırılmış durumda. Yeni yıl ile birlikte harçlar, cezalar ve vergi ödemeleri yaklaşık yüzde 50; ev kiraları ise yüzde 60 oranında arttı" dedi.

Bu süreçte emekçinin payına ise yoksulluk ve sefalet düştüğünü söyleyen Hatimoğulları, "2024 yılı için açlık sınırı 21 bin lira olarak belirlenmiş Aralık ayında. Yoksulluğun sınırı ise 69 bin TL olarak belirlenmiş. Açlık ve yoksulluk sınırının oranları böyleyken, 2025'te belirlenen asgari ücret 22 bin 104 lira. Bunu gerçekten asgari ücretli nereye harcasın? Soruyoruz ve sormaya da devam edeceğiz. Bu kürsüden asgari ücretlinin hakkını savunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Belirlenen asgari ücretin açlık ve sefalet ücreti olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, "DEM Parti olarak asgari ücretin 35 bin TL olması gerektiğini söyledik ve sene içerisinde enflasyon artış oranı da göz önünde bulundurularak 4 kez artırılması gerektiğini ifade ettik. Burada bunun bir kez daha altını çiziyoruz" dedi.

'EKMEK MÜCADELESİNİ YÜKSELTME ZAMANI'
İnsanların evine ekmek götüremediğini dile getiren Hatimoğulları, "Pahalılığın kaynağı kendileri değilmiş gibi utanmadan sıkılmadan bir de çıkıp yurttaşa fahiş fiyatları boykot etme çağrı yapıyorlar. İnsanın aklıyla alay edercesine diyorlar ki fahiş fiyatları boykot edin. Merak etmeyin, ey Saraylılar! Zaten yurttaş doğal boykotta, çünkü yurttaşın alım gücü kalmadı. Emekçiler, insanca ücret ve vergide adalet istiyor. Bu ülkenin işçileri, emekçileri, yoksulları, sendikaları, emek-meslek örgütleri olarak hep beraber güçlü bir ses çıkarmazsak, 2025 yılı 2024'ten daha kötü geçecek. 50 milyon yurttaş doğru düzgün ekmeğe, karın tokluğuna ulaşamıyorsa burada detaylı bir sorun vardır. O halde ekmek mücadelesini yükseltme zamanı" ifadelerini kullandı.

'AİLE HEKİMLERİNİN YANINDAYIZ'
Aile hekimlerinin "eziyet yönetmeliğine" karşı iş bırakma eylemini selamlayan Hatimoğulları, "Para, performans ve cezalandırma dayatması olmadan sağlık emekçileri çalışabilmelidir. Halkın sağlık hakkına erişebilmesi sağlanmalıdır. Bu eziyet yönetmeliği derhal geri çekilmelidir. Bunun için parlamentoda gerekli girişimleri biz DEM Parti olarak da yapacağız. Aile sağlık merkezleri ticarethane, hastalar müşteri, sağlık emekçileri ise köle değildir. Bu şiarla mücadele eden aile hekimlerinin sonuna kadar yanındayız" dedi.

'DEMOKRATİK BİR SURİYE İSTİYORUZ'
Suriye'de gelişen süreci takip ettiklerini belirten Hatimoğulları, halkların, tüm etnik ve inanç kimliklerinin, kadınların eşit ve özgür yaşayacağı demokratik bir Suriye'nin inşa edilmesinin önemini vurguladı. "Ancak Suriye'de ne yazık ki Adalet Bakanı olarak atanan kişinin huzurunda kadınlar alenen infaz edildi. Bunu kabul etmek mümkün değildir" diyen Hatimoğulları, Suriye'de tek reçetenin demokratikleşme olduğunu dile getirdi.

Kobanê'ye dönük tehditlerin devam ettiğine işaret eden Hatimoğulları, "Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırıları asla kabul etmiyoruz. Suruç ve Nusaybin'de halklar nöbette. Neden nöbette biliyor musunuz? Çünkü sınırın öte yanında soydaşlarının, akrabalarının katledilmesini istemiyorlar. Çünkü sınırın öte yanında İHA'ların, SİHA'ların patlatılmasını istemiyorlar. Çünkü sınırın öte yanında demokratik bir Suriye'nin inşa edilmesini istiyorlar. Çünkü sınırın öte yanında barış istiyorlar" dedi.

'SURİYE'DE AZINLIKLAR TEHDİT ALTINDA'
Suriye'de Arap Aleviler başta olmak üzere farklı halklar ve inanç kesimlerine saldırıların da arttığına dikkat çeken Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Demokratik bir Suriye istiyoruz. Alevisiz, Kürtsüz, Hıristiyansız, Dürzisiz, Türkmensiz, Arapsız Suriye olamaz. Bugün Suriye'de eğer yaşayan azınlıklar bu kadar ağır tehdit altındaysa, buna dünya halkları ve dünyadaki güçlerin en yüksek düzeyde duyarlılık göstermesi gerekiyor. Alevilerin kaçırılması, kutsallarının yakılması ve katledilmesine karşı Türkiye'deki Alevi canların ve demokratik güçlerin yaptığı bazı etkinlikler ve protestolar üzerine kimileri çıkıp 'Siyasal Alevilik' diye bir şey uydurdu. 'Siyasal Alevilik' uydurmasını ortaya atan, bu mücadeleyi kriminalize etmeye çalışan ve nefret söylemini yayan fitne zihniyetinin ta kendisidir. Bu tehdit ve hedef göstermeleri Türkiye tarihinden de biliyoruz."

DEM Parti heyetiyle PKK lideri Abdullah Öcalan arasındaki görüşmeye değinen Hatimoğulları, herkesin üzerine büyük bir sorumluluk düştüğünü söyledi. Siyasi partilerle İmralı heyetinin görüşmelerinin devam ettiğine işaret eden Hatimoğulları, "DEM Parti olarak sayın Öcalan'ın İmralı kapılarını biraz da olsa aralayarak bütün dünyaya duyurduğu tarihi mesajın arkasındayız. Barışın tesis edilmesi için üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları, bu sürecin bir öznesi olarak yürütmeye hazırız" dedi.

'HEP BİRLİKTE BARIŞ TRENİNİN YOL ALMASINI SAĞLAYALIM'
Öcalan'ın barışın aciliyetine dair vurgularda bulunduğunu dile getiren Hatimoğulları, "Bizlerin bütün çabası demokratik bir zeminde onurlu bir barış içindir. Süreç nasıl işlerse işlesin, bizler onurlu bir barışı savunmaya, onurlu bir barışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Kürt sorununun demokratik temelde çözülmesi, savaş siyasetini bitirir, milliyetçi çatışmaları önler ve en önemlisi de ölümleri bitirir. Hepimizin en büyük arzusu barışın olması, kanın durması ve ölümlerin bitmesi değil mi zaten? Meclis tarihi bir görevle karşı karşıyadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi 21. yüzyılda barışın trenini kaçırmamalıdır. Bu yüzden çağrımız, parlamentoda bulunan bütün siyasi partileredir: Gelin, hep birlikte bu trenin yol almasını sağlayalım. Tüm sivil toplum örgütleri, meslek odaları, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, aydınlar, yazarlar ve gazetecilerin vereceği katkı da o kadar önemlidir."

'HALKIN FERASETİNE GÜVENMELİYİZ'
Ortadoğu'nun demokratik ve barışçıl geleceğinin bir "kandırma/kandırılma" meselesine indirgenemeyeceğinin altını çizen Hatimoğulları, "Tüm tarafların büyük bir tarihsel birikimi ve tecrübesi var. Kandırma/kandırılma denkleminden bakarak edilgen, bekleyen, izleyen bir halde siyaset yapamayız. Siyaset etkin olmalıdır. Siyaset barışın kapılarını aralamalıdır. Siyaset aktif olmalıdır, dinamik olmalıdır. Olmayanı olabilir bir seviyeye getirmeye çalışmalıdır. Siyasetin görevi budur. Böyle düşünen dostlarımıza da şunu söylemek isterim. Bu toplum, bizler çok önemli deneyimlere ve tarihsel birikimlere sahibiz. Halkın ferasetine güvenmeliyiz. Bu birikim asla küçümsenmemelidir. Bu güvenle toplumu barışa doğru hep birlikte yönlendirebilmeliyiz. Sayın Öcalan'ın bu süreci etkin bir biçimde yürütebilmesi için, bu gelişme ve görüşmelerin barışla taçlanabilmesi için yapılması gereken en önemli iş tecridin derhal kalkması ve sayın Öcalan'ın halklarla buluşacağı bir zemine kavuşmasıdır" dedi.

Görüşmeler oluyor diye rehavete kapılmama çağrısı da yapan Hatimoğulları, "Onurlu ve kalıcı bir barışı tesis edebilmek için, siz değerli halklarımızın, demokrasi güçlerinin ve barış sevdalılarının geçmiş dönemden daha çok çalışması ve alanlarda demokratik mücadelesini vermesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Demokratik zeminde bir barışın inşası için daha çok çalışacak, daha çok emek vereceğiz. Bu çağrımız da bütün siyasal ve toplumsal dinamikleredir. Bu tarihsel dönemeci hep beraber değerlendirebiliriz. Sürecin başarısı için dönemsel hesaplara takılmadan bu sürecin sahiplenilmesi ve emek verilmesi önemli bir anlam taşımaktadır. O halde hep birlikte elimizi taşın altına koyalım" ifadelerini kullandı.