Direnen madenciler açlık grevine başladı: Biz de mi ölelim
Direnişin 50. gününde yaptıkları tüm görüşmeler ve çağrıları yanıtsız kalan madenciler açlık grevine başladı. Bağımsız Maden-İş üyesi madencilerin Enerji Bakanlığı önüne yürümesi engellenirken, işçiler polis saldırısına uğradı. Kurtuluş Parkında ablukada tutulan madenciler 50 gündür neden direndiklerini bir kez daha hatırlattı ve talepleri karşılanana kadar açlık grevinde olduklarını duyurdu.
Bağımsız Maden-İş üyesi madenciler 50 gündür talepleri için direniyor. AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na ait madende çalışan madenciler işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, maaşlarının Soma'nın ortalamasına çekilmesi ve sendikalı olduğu için işten atılan arkadaşlarının işe geri alınması talepleriyle başladıkları direnişi sürdürüyor.
ENERJİ BAKANLIĞI ÖNÜNE YÜRÜMEK İSTEYEN MADENCİLERE POLİS SALDIRDI
Seslerinin duyulması için günlerce maden ocağı önünde nöbet tutan, direnişi İstanbul'a Nasıroğlu'na ait Bodrum'daki lüks otellerin önüne taşıyan madenciler son olarak 25 Eylül'de Soma'dan Ankara'ya yalın ayak yürümüştü. Bugün Enerji Bakanlığı önüne yürümek isteyen madencilere polis saldırdı.
BİR MADENCİ BAYGINLIK GEÇİRDİ
Polis saldırısında yaşanan arbede esnasında madenci Arif Doğan, baygınlık geçirdi. Yere düşen ve uzun süre kendine gelemeyen Doğan, alana getirilen ambulansla hastaneye kaldırıldı.
'TEK BAŞINA NASIROĞLU'NUN KONUŞMASIYLA MI BİZİ YARGILAYACAKSINIZ'
İşçiler bugüne dek madendeki kölece çalışma koşullarını, alınmayan İSİG önlemlerini ve Bağımsız Maden-İş'e üye oldukları için işten atıldıklarını hem yazılı hem de görsel belgelerle kanıtladı. Buna rağmen AKP'li Nasıroğlu Meclis'te yaptığı konuşmada "bu iş yerinde hiç iş cinayeti yaşanmamıştır", "hiçbir işçi sendikalı olduğu için işten atılmamıştır" diyerek işçileri yalanladı, direnen işçileri ve dayanışma içinde olanları ise kriminalize etmeye çalıştı. Nasıroğlu'nun yalanlarını hatırlatan madencilerden Eyüp Can, "Ferhat bey Mecliste yarım saatlik konuşma yapıp Cumhurbaşkanımız bana bu hakkı verdi demiş. Cumhurbaşkanım bir katil bile mahkemede yargılanırken savunması isteniyor. Siz tek başına Ferhat Nasıroğlu'nun konuşması ile mi bizi yargılayacaksınız? Yoksa bizi dinleyecek misiniz? Patronlardan yana mısınız, işçilerden yana mısınız" diye sordu.
'YASA ÇIKARIYORSUN KENDİN ÇİĞNİYORSUN'
Madenciler önlerine kurulan barikatın önünde yatarak eylemlerini sürdürdü. "Bir milletvekili 81 milyondan fazla biz insan değil miyiz" diye tepki gösteren işçiler alın teri için hakkı için 50 gündür direndiklerinin altını çizdi. Hakkını isteyen işçinin önüne barikat kuranlara tepki gösteren direnenler, "Biz de biliyoruz adaleti. Yasa çıkarıyorsun kendin çiğniyorsun. Tek bir yasa bıraktılar, garibanın kafasına kurşun sıkma. Bunu da çıkarın da rahatlayın. 50 gün oldu. Yaşamak istiyoruz diyerek direniyoruz. Karşımızda polis dışında bir muhatap yok, o halde önce bizi çiğneyeceksiniz." ifadelerini kullandı.
'BİZ DE Mİ ÖLELİM'
Abluka altında direniş sürerken işçiler de kısa kısa açıklama yaptı. Madencilerden Durmuş Olgunsoy, 13 Mayıs 2014 günü çalışmadığını, gelen telefon üzerine madene gittiğini söyledi. Yerde uzanan arkadaşlarını işaret eden Olgunsoy, "O gün de böyle yerlerde yatıyordu 301 tane arkadaşım. Soğuk hava depolarına koydular. Önüme bir televizyon koyup tek tek fotoğraflarını gösterdiler. Biz de mi ölelim" diye sordu.
6 Şubat deprem katliamında yaşananları hatırlatan maden işçisi Erdinç Demirtaş, eline geçen parayı alarak deprem bölgesine yardıma gittiklerini belirtti. Depremde, afette halkın ihtiyacı için koştuklarını dile getiren Demirtaş, yürüttükleri çalışmayı aktardı.
MADENCİLER AÇLIK GREVİNE BAŞLADI
Çankaya'daki Kurtuluş Parkı'nda direnişlerine devam eden işçiler talepleri karşılanana kadar açlık grevi başlattıklarını duyurdu. İşçiler, "Biz bugün Fernas'ta yüksek ölüm riski olduğuna dair hazırladığımız raporu Enerji Bakanlığı'na sunmak ve denetleme yapmalarını talep etmek amacıyla yürümek istedik ancak önümüz kesildi. Şu an itibariyle bir çözüm gelene kadar, sonuç elde edene kadar yemek yememe kararı aldık. Açlık grevindeyiz. Basına, milletvekillerine, kamuoyuna derdimizi tane tane anlatmaya çalıştık ama hiçbir sonuç elde edemedik. Meclis'te grubu bulunan bütün partilerle görüşmeler yaptık ve bakanlıklar düzeyinde daire başkanlarıyla görüştük. Kimse bize yanlış bir şey yaptığımızı söyleyemedi ama çözüm de getiremedi. Şu saat itibariyle siyasilerle, basınla, yetkilerle iletişimi bırakıyoruz ve çözüm geliştirilene kadar geri adım atmayacağız. Tek bir lokma yemeyeceğiz, tek bir kelime konuşmayacağız. Bu meselenin Türkiye'nin en önemli meselelerden biri olarak ele alınmasını talep ediyoruz."