22 Kasım 2024 Cuma

Dip dalgalardan fal açmak

Bir dip dalgasından bahsedilecekse, duyguların bu biçimdeki dönüşümü ve cesaretin kitleselleşmesi dipten gelen dalgadır. Ancak ve elbette bu dalga aynı zamanda, ana kitlesi örgütsüz olan kendiliğinden bir yükseliştir. Varlığı hakikattir. Bununla birlikte derhal kendini göstermesi de mümkündür.
AKP'nin OHAL'i kaldırmayı kabul etmek zorunda kalması, seçim öncesi ilk önemli başarıdır. OHAL'i sürdürmeyi vadeden AKP'nin geri adımı önemlidir. Bunun cari duygusal kazancı küçümsenemez.
 
Bu kabul, seçim kararı ile birlikte gaf üstüne gaf yapan, ideolojik hegemonya kuramayan, aktif kitlesini dahi heyecanlandıramayan ve bu nedenle kitleleri azarlayan iktidarın baş aşağı gidişinin tescilidir.
 
İktidar kendi kendinin taklidine mahkum. Yeniye dair tek söz yok. Duygusal çöküş ve inanç kaybı tam da budur. Yanı sıra otoriter despotluk şartlarında dahi itirazını açıkça ifade edebilen insan sayısı da ümit vericidir. Korku ile kuşatma, polis-adliye işbirliğiyle susturma taktiği kendi sınırına varmıştır.
 
Bir dip dalgasından bahsedilecekse, duyguların bu biçimdeki dönüşümü ve cesaretin kitleselleşmesi dipten gelen dalgadır. Ancak ve elbette bu dalga aynı zamanda, ana kitlesi örgütsüz olan kendiliğinden bir yükseliştir. Varlığı hakikattir. Bununla birlikte derhal kendini göstermesi de mümkündür.
 
Böylesi dönemlerde aslolan, tek tek olgulardan çok, olayların karakteri ve gelişmenin yönüdür. Bugünün dipten gelen dalgası asıl olarak yarın kendi asıl rolünü oynayacaktır. 
 
Durum şudur: HDP'nin baraj altında bırakılması stratejisi çökmüştür. Bu saatten sonra herhangi bir hileyle HDP'nin baraj altına itilmesini milyonlar kabullenemez.
 
AKP'nin kendi yolunun sonuna geldiği de bir başka hakikat seçimin teknik sonucundan daha önemli olan bu gerçek, bize, bir sonraki döneme hazırlanmak gerektiğini de hatırlatmalıdır. Kişi eksenli bir yapı olarak AKP'nin geleceği yoktur. Akımlar, fikirler yaşar diğerleri geçer gider. AKP ikincilerdendir.
 
Buna karşın, AKP'nin yarışı bırakması ihtimal dahilinde dahi değil. Son ana dek asılacaktır. Nitekim son haftaya en çok bildiği indirme 'vaadi' ve diğeri CHP'yi hedef tahtasına koyma taktiğidir.
 
İkili hücum taktiği Türklük ve Ümmetçilik arasında mekik dokuyan bir dil ve eylem hattı demektir. AKP bundan hiç imtina etmedi, etmeyecektir. İlki ile Türkleri ve ikincisiyle mütedeyyin kitleleri kendine razı etmeye odaklanmıştır.
 
Burada bir hile var. Optik kaydırma ile asıl meseleler perdeleniyor. Ve örneğin CHP tarihinde çok sayıda örneği bulunan faşist veya faşizan, elitist, despotik uygulamaya gönderme yapılıyor. Yarına ilişkin konuşamayan iktidarın bu hilesinde garipsenecek şey yok. Cesamet kaybını bu tür yollarla azaltmaya çalışacaktır.
 
Tabi kötülük odağı olarak dövülen CHP'ye karşı, darbe ile devrilen ve bununla birlikte despotlukla CHP'yi aratmayan Menderes iktidarına methiyede bulunmak tipik "sağ" siyaset dilidir. Son mitinge, zaman tünelinden çıkıp gelen ve kendisiyle birlikte "93 Konsepti'ni hatırladığımız" Tansu Çiller'in iktidara desteği hazindir. Bir o kadar manalı olan bu hazin destek "terörü destekleyenlerin listesi elimde" cümlesi ve devamında yaşananları da hatırlatır. AKP'nin belli tarihsel şartlardaki evrimi derken kast ettiğimiz tam da budur. Tarihte bireylerin şahsi özellikleri, yetersizlikleri, takıntıları, arayışları talidir ve süreçleri bu tür iyilik-kötülük gibi genel geçer ifadelerle açıklanamaz. AKP ve Erdoğan bunun en elverişli örneklerindendir.
 
İktidarın ikili hücum taktiği eşliğinde, giderek daha sık tekrarladığı ihtiyat kuvveti "huzur" kelimesinde saklı mealen "ne lüzum var ağzımızın tadını kaçırmaya, böyle iyiyiz" denmektedir. Burada asıl hedef bir kaç puanlık oya tekabül eden yüzer gezer seçmen kitlesidir. "İdeolojisiz", "işine bakan" kendince hayatını yaşayan ve kimsenin kendilerine dokunmadığı zannına kapılmış bu nüfus grubu 7 Haziran seçim sonuçları ve ardından yaşananlarla tedirgin ediliyor. İktidar adeta bencilliklerine güvendiği bu kitle üzerinde oynamaya devam edecektir.
 
Bu teknik detayla kıyalanamayacak kadar önemli olana Kürt ulusal sorununun boylu boyunca ortada olması ve burjuva siyaset arenasının hiçbir bileşenince çözülemeyecek kadar kendine özgü bir biçim almasıdır. Pirsus'ta yaşananlar bu devasa sorunun bir bileşeni olarak da önemlidir. Kürdistan halkının özsavunmaya ne denli muhtaç olduğu ve bu arada rejimin bütün bileşenlerinin, rejimin öteden beri ihlal edilmiş resmi kabulleriyle ödeşme, imkanı taşımadıkları tek bir örnekte dahi görülmektedir. 
 
Devlet hak çelişkisinin iki bileşeni Kürtlerin ulusal özgürlük sorunu ile bütün ezilenlerin faşizme karşı adalet, özgürlük özlemi, bunlar sağlanana dek bakidir. Ne bir türev idare şekli olarak faşizm ne kapitalizm yazgımızdır. Tarihsel olarak ömrünü doldurmuş kapitalizmi fiilen aşacağız. Bir yazgıdan bahsedilecekse dünyanın bütün ezilenlerinin yazgısı budur ve Marxist Leninist öncü kendi varoluşunu tam da buna kilitlemiştir.