5 Ekim 2024 Cumartesi

ÇHD Genel Başkanı Kozağaçlı ve Timtik tahliye edilmedi

ÇHD Genel Başkanı Kozağaçlı ve üyesi Barkın Timtik'in duruşması görülüyor. Hakkında tahliye kararı veren hakimlerin sürüldüğüne dikkat çeken Kozağaçlı, ölümsüzleşen Ebru Timtik'in vasiyetinin adalet olduğunu ve bunun için mücadele edeceğini kaydetti. Ebru Timtik'in sözlerini duruşma salonunda yineleyen Avukat Timtik de avukatlık mesleğini devletin istediği gibi yapmadıkları için tutuklandıklarını, öldürüldüklerini belirtti. Mahkeme heyeti tutukluluğun devamına karar verirken, duruşmayı da Eylül ayına erteledi. 

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile ÇHD üyesi Barkın Timtik hakkında Yargıtay'ın verdiği bozma kararının ardından davanın yeniden görülmesine bugün başlandı. İki avukat hakkında daha önce açılan bir dosya da bu yargılama ile birleştirilmişti.

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Kozağaçlı ve Timtik hazır bulunurken, Avrupa'dan hukuk örgütleri ve çok sayıda milletvekili de takip etti.

KOZAĞAÇLI: BU DOSYALAR AÇIKKEN BİRLEŞTİRİLMELİYDİ
İlk olarak söz alan avukat Selçuk Kozağaçlı beyanında, "Yargıtay ilamı, Bölge Adliye Mahkemesi kararları, mahkemenizin kararları, birleştirme kararları bana tebliğ edilmedi. Tutuksuz olduğum bir dosyaya beni tutuklu olarak dahil etmişsiniz. Şimdi diyorsunuz ki ne diyorsun? Bu dosyada tek bir doğru karar verildi o da İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıkken bu dosyaların mükerrer olduğu gerekçesiyle birleştirme istendi. Bu dosyalar açıkken birleştirilmeliydi. Bu yanlış karar ancak Yargıtay'dan kısmen dönebildi. Bu arada Ebru yaşamını yitirdi, Aytaç sakat bırakılmaya çalışılıyor. Arkadaşlarımız hükümlü duruma düşürüldü. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasını sizin mahkemenizdekiyle daha evvel birleştirmiş olsaydı, şu an Ebru yaşıyor olurdu. Aytaç sakat bırakılmamış olurdu" dedi.

TİMTİK: BU DOSYANIN ARKASINDA BİR AVUKATIN CANI VAR
Avukat Barkın Timtik de "Birleştirmeyi zaten kabul etmişsiniz, bu aşamadan sonra bize Yargıtay kararı hakkında ne düşündüğümüzü sormanız usule uygun hale getirmez. İşin içinden çıkmanız çok zor, bu dosyanın arkasında bir avukatın canı var çünkü. Gitti giden... Artık usuli olarak bu dosyayı yoluna koyamazsınız. Herhangi bir beyanda bulunmuyorum" diye konuştu.

'BU DOSYA BENİM İÇİN MÜKERRERSE OYA ASLAN, ÖZGÜR YILMAZ İÇİN NEDEN DEĞİL?'
Duruşma, Kozağaçlı'nın savunmasıyla devam etti. Davanın 9. yılında olduklarını dile getiren Kozağaçlı, hiçbir aşamada tahliye istemediğine dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Bu dosyadan 7 yıldır tutuksuz yargılanıyorum. Celse arasında 2014'te adli kontrolsüz, örgüt yöneticiliği suçlamasından salıverildim. Vareste tutulmayı talep etmedim, ondan fazla kez yurt dışına gittim ve döndüm. Her duruşmasına katıldım. Beni yargılamadan kaçmakla itham etmek yanlış. Eğer biz senin vereceğimiz cezanın infazında kaçacağın için tutuklu tutuyoruz derseniz bu ihsas-ı reydir, suçtur. Bu dava ile yüzde 70 benzer olan başka bir dosyadan yargılandık, tutukluluğumuzun nedeni o dosyadır. Hüküm kuran mahkeme son sözümü sormadı. Akın Gürlek, sizin 9 yıldır incelediğiniz dosyayı 4,5 ayda mükerrer yargılama yaparak bitirdi. Kararı gıyabımda boş salona okudu. Yani size 'yargılama böyle yapılır' dedi. Bu dosya benim için mükerrerse Oya Aslan için, Özgür Yılmaz için neden mükerrer değil?"

'BENİ TAHLİYE EDEN 6 YARGIÇ SÜRÜLDÜ'
Savcılığın katalog suç olmasını tutukluluğun devamına yeterli gerekçe olarak gösterdiğine dikkat çeken Kozağaçlı, "Oysa 9 yıldır süren bu davada katalog suç tanımı ancak karine teşkil eder. Gerekçe değil. Mahkemenizin kaçma ve saklanma gerekçelerini somutlaması gerekir. 'Bu insan kaçakçılarıyla iletişime geçti, görünüşünü değiştirdi, uçak bileti aldı' gibi somut olguların bulunması lazım. Ama burada somut olgu yok. Beni tutuklu tutmak için gerçek nedenleriniz olabilir. Birisi size demiştir ki bunları bırakırsanız canınızı yakarız. Bugüne kadar beni tahliye eden 6 yargıç da sürüldü ve tenzil-i rütbe ile indirildi. Bunlar karara yazılamayacağı için kaçma şüphesi yazıyorsunuz. Bu dosyada benim hakkımda 3 kere yakalama kararı çıktı. İlkinde ben yurtdışındaydım, televizyondan bineceğim uçağın sefer sayısını bildirip geldim. 4 saat boyunca IŞİD'in roket attığı bir yolu kaçak jiple geçerek havalimanına ulaştım. Normalin 3 katı bilet parası vererek ülkeye dönmeme rağmen mahkeme, 'kaçma ve saklanma' şüphesi gerekçesiyle beni tutukladı" dedi. 

'EBRU'NUN BİZE VASİYETİ VAR: ADALET'
"Üç kez kendim ifade vermeye adliyeye gelmeme rağmen tutuklandım. Bunu ahmaklık olarak değerlendirebilirsiniz ama bu hukuksuzluğu teşhir etmemiz de gerekiyordu" diyen Kozağaçlı, şu ifadeleri kullandı: "2018'de tahliye edildikten sonra adliyeye geldim, mahkeme heyeti salonu terk etti, beni tekrar gözaltına aldırdılar. Ve yine kaçma şüphesi nedeniyle tutuklandım. Bu kararların karar olmadığını biliyordum. Ama Ebru daha bir güzel biliyordu, asla teslim olmadı. Anayasayı ve AYM'yi tanımadığını cesaretle ifade edebilecek kadar hukukun dışına çıkmış bir kişinin bile kararlarına uymak gerekir diye mi düşünüyorum? Hayır, bu kararları tanımamak her avukatın mesleki görevidir. Biz niye tutuklandık diye ölüm orucu yapmayız, ama bize adil davranılmazsa, onurumuza saldırılırsa direniriz. Beni niye tutukladınız demedi Ebru. Tanıklarımı niye dinlemedin, delillerimi niye toplamadın dedi. Ebrunun bize bir vasiyeti var: Adalet. O yüzden son olarak şunu demek gerekir; bize İnsan onuruna yakışmayacak şekilde davranırsanız, adil olmazsanız biz teslim olmayız."

EBRU TİMTİK'İN SÖZLERİ TEKRARLANDI
Avukat Barkın Timtik de desteğe gelenleri selamladı. Ölüm orucunda ölümsüzleşen Ebru Timtik'in sözlerini hatırlatan Barkın Timtik, "Ebru'nun talepleri için mücadele eden meslektaşlarım burada, onları, yurtdışından gelen meslektaşlarımı selamlıyorum. Bugün Ebru'nun sözlerini dillendirmek istiyorum. Biz siyasi sebeplerle tutukluyuz, mesleğin ifasıyla bağdaşmayan herhangi bir fiilimiz yok. Bize somut bir olay hiç yönlendirilmedi. Bu sözde davalar ile sadece özgürlüğümüz çalınmadı bizden canımız alındı. Davanın esasına dair bütün sözler Ebru tarafından söylenmiştir" dedi. 

TİMTİK: MESLEĞİMİZİ DEVLETİN İSTEDİĞİ GİBİ YAPMADIĞIMIZ İÇİN YARGILANIYORUZ
Ebru Timtik, "İstanbul 37. Ağır Ceza mahkemesi başkanı tarafından savcılık makamının defalarca mütalaa vermeye 'zorlandığı' bir yargılama süreci geçirdik. Mahkemenin siyasi iradenin sözcüsü olma rolünü Yargıtay da sürdürmüştür. Dünyanın pek çok ülkesinde avukatlar öldürüldü tutuklandı. Türkiye'de de avukatların en güvensiz olduğu bir süreçten geçiyoruz. Ancak biz hakim ve savcıları hukuka uygun davranmaya adaletli olmalarını sağlamaya devam edeceğiz. Biz mesleğimizi müvekkillerimizin hakkını savunmak yerine 'devletin istediği gibi' yapmadığımız için yargılanıyor, tutuklanıyor ve öldürülüyoruz."

Ebru Timtik'in eski savunmalarına atıf yapan Barkın Timtik, "Ben sosyalistim ve halkların kurtuluşunun ancak sosyalizm ile mümkün olacağına inanıyorum. Bunu avukatlık mesleği ile nasıl bağdaştırırsınız? Patronların değil, işçilerin avukatlığını yaparak, katil erkeklerin değil öldürülen kadınların avukatlığını yaparak, yoksulların, ezilenlerin, halkın avukatlığını yaparak… Biz bu ülkenin değerleri ile büyüdük. Biz kötülüğü çirkinliği sömürüyü bitirmek isteriz. Gücümüz yettikçe. Aktardığım bu sözler, bunlar için hayatını ortaya koyan birisinin, avukat Ebru Timtik'in sözleridir."

Duruşma, Selçuk Kozağaçlı ile Barkın Timtik'in avukatları Several Ballıkaya, Oğuzhan Topalkara ve Hasan Fehmi Demir'in savunmalarıyla devam etti.

TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Karar için verilen aradan sonra mahkeme, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik'in tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Kararın ardından, duruşma salonunda bulunanlar "Ebru Timtik ölümsüzdür" sloganları attı.

Bir sonraki duruşma, 15 Eylül'de görülecek.