GÜNCEL
Bizim nesil gezegeni mahvetti hesap soran çocuklara selam olsun
İnkar ettiler çünkü kabul etmek iyi olduğuna inandıkları her şeyi sorgulamaları anlamına geliyordu. Eğer bilim haklıysa, arabaları haksızdı. Eğer bilim haklıysa, yurt dışında yaptıkları tatilleri haklı olamazdı. Ekonomik büyüme, artan tüketim, doğru olduğuna inanarak yetiştikleri tüm bu sistem yanlış olmak zorundaydı. Bilimin yanlış, kendi hayatlarınınsa doğru olduğuna inanarak yaşamak daha kolaylarına geliyordu.
Bugün ülke çapında çocuklar derslere girmedi ve iklim değişikliğine karşı eylemler yaptı. Bu yazı benim onlara mesajım.
İklim için gençlik grevi bana 30 yıllık iklim aktivizmimde hissetiğimden daha fazla umut verdi. Bu hafta yaşanmadan önce her şeyin çoktan bittiğini sanıyordum. Bizi yönetenlerin ilgisizliğinin ve düşmanca tavrının, bizim neslin çoğunun pasifliğinin iklimsel çözülmeyi ve ekolojik yıkımı önlenemez kıldığını düşünüyordum. Şimdiyse yıllardan beri ilk kez, akıntıyı tersine çevirebileceğimizi düşünüyorum.
Benim neslim ve benden önceki nesiller sizi hayal kırıklığına uğrattı. Nesiller arası adaletin temel ilkesini kavramakta başarısızlığa uğradık. Bu ilke şuydu; insan hayatinin değeri değişmezdir. Başka bir deyişle, henüz doğmamış birinin hayatı, hali hazırda yaşayan birinin hayatından daha değersiz değildir. Biz sizin hayatlarınızın hiç önemi yokmuş gibi yaşadık, sanki karşılaştığımız kaynaklar, kullanımımızın gelecek nesle etkisini fark etmeksizin bizim ve yalnızca bizimmiş gibi davrandık. Böylelikle aç gözlüğümüzü sizin geleceğinizle doyuran yamyam bir ekonomi yarattık.
Şu bir gerçek ki, benim neslimdeki insanların suçları eşit değil. Genel anlamda konuşacak olursak, bizim toplumumuz psikopatlar tarafından yönetilen özgeci (alturist) bir toplum. İnanılmaz zenginlikteki çok az sayıda insanın ve onların fonladığı yıkıcı politikacıların bizim yaşam destek ünitelerimizi yok etmelerine izin verdik. Kimileri diğerlerinden daha suçlu olsa da, Dünyayı soyan oligarklara meydan okumakta ve onların gayrimeşru iktidarını devirmekteki başarısızlığımız ortak bir başarısızlıktır. Birlikte, size büyük ölçüde ve belirleyici bir dönüşüm gerçekleşmezse çok yakında yaşanamayacak hale gelecek bir dünya miras bıraktık.
Her gün evlerimizde sizlere etrafı dağıtırsanız toplamanız gerektiğini söylüyoruz. Size kendi hayatlarınızın sorumluluğunu almanız gerektiğini anlatıyoruz. Ama bu nasihatları kendimiz uygulamakta başarısız olduk. Sizin gelecekte temizleyeceğinizi umarak, kendi dağınıklığımızı görmezden geliyoruz.
Bazılarımız denedi. Kendi neslimizin sizin yaptıklarınızı yapması için onlara ilham vermeye çalıştık. Ama toplamda, omuz silkmelerle ve kayıtsızlıkla karşılaştık. Senelerce, benim yaşımdaki insanlar sorunun varlığını inkar etti. İklimsel çözülmenin varlığını inkar ettiler. Soy tükenmelerinin olduğunu reddettiler. Dünya’nın yaşayan sistemlerinin çöküşünü inkar ettiler.
İnkar ettiler çünkü kabul etmek iyi olduğuna inandıkları her şeyi sorgulamaları anlamına geliyordu. Eğer bilim haklıysa, arabaları haksızdı. Eğer bilim haklıysa, yurt dışında yaptıkları tatilleri haklı olamazdı. Ekonomik büyüme, artan tüketim, doğru olduğuna inanarak yetiştikleri tüm bu sistem yanlış olmak zorundaydı. Bilimin yanlış, kendi hayatlarınınsa doğru olduğuna inanarak yaşamak daha kolaylarına geliyordu.
Birkaç sene önce, bir şeyler değişti. Bilimi inkar etmek yerine, bazı insanların “Tamam, bu gerçek. Ama artık bir şeyler yapmak için çok geç.” dediklerini duydum. İnkarları ve umutsuzlukları arasında bir an bile “Bu gerçek, öyleyse bir şeyler yapmalıyız” dedikleri hiç olmadı. Umutsuzlukları inkarın farklı bir formuydu; eskisi gibi hayatlarını sürdürebilmek için kendilerini kandırmak için bir yöntem. Eğer harekete geçmenin anlamı yoksa, en temel inançlarını sorgulamalarına da gerek yoktu. Benim neslimin inkarı, bencilliği, günü kurtarmacılığı sebebiyle bu elimizdeki son şans.
Torunumun başına geleceğinden korktuğum felaketler şimdiden başımıza geliyor; böcek popülasyonları yok oluyor, kitlesel soytükenmeleri, orman yangınları, seller, yoğun sıcak hava dalgaları, kuraklık. Size miras bıraktığımız dünya işte bu. Tüketimimiz tavana vururken düşünmeyi başaramadığımız henüz doğmamış nesillerin ilki sizinkisi.
Fakat bu mücadelede uzun süredir bulunanlarımız sizi yalnız bırakmayacak. Bizim yükseltmemiz gereken itirazı siz yükselttiniz ve biz şimdi sizinle dayanışma içindeyiz. Yaşlı olan biz ve genç olan siz olsanız da, bize önderlik edecek olan sizsiniz. Size en azından bunu borçluyuz.
Sizin kararlılığınız ve bizim deneyimimizi birleştirerek, hayatı inkar eden ve bizi yıkıma ve hatta bunun da ötesine sürükleyen bu sistemi devirebilecek büyüklükte bir hareket inşa edebiliriz. Birlikte yeni bir yol istemeliyiz.
*Bu yazı The Guardian sitesinde yayınlanmış, Barış Can Altıok tarafından çevrilmiştir.