Baker: Filistin Devletini ve kendi kaderini tayin hakkını tanıyın
FDHKC Dış İlişkiler Sorumlusu Baker, "Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin halkını ekonomi, sağlık gibi tüm alanlarda desteklemeye, İsrail işgalini destekleyen ülkelerde gösteriler ve protestolar düzenlemeye, hükümetlerine İsrail'i boykot etmeleri, yatırımlarını geri çekmeleri, yaptırımlar uygulamaları, Filistin Devleti'ni ve kendi kaderini tayin hakkını tanımaları için baskı yapmaya çağırıyor. FDKC, Filistin halkının kendi topraklarındaki kaderini tayın etme ve mültecilerin geri dönüş hakkı için mücadele ediyor" dedi.
Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC) Dış İlişkiler Sorumlusu Fouad Baker, Filistinli direniş örgütlerinin Hamas öncülüğünde siyonist İsrail'e karşı hamlesi ardından süren savaşa ilişkin değerlendirme yaptı.
'AKSA TUFANI YENİ BİR MÜCADELE DÜZEYİ'
Baker, şunları söyledi: "Aksa Tufanı saldırısı Arap-İsrail çatışmasında yeni bir döneme işaret ediyor ve Gazze'nin savunma stratejisinden yüksek isabet ve etkinlikle karakterize edilen saldırı stratejisine geçişini simgeliyor. Aksa Tufanı, İsrail güvenlik ve askeri sisteminin zayıflığını ortaya koymuştur. Aynı zamanda Filistin ulusal haklarının savunması ve Filistinli mahkumların serbest bırakılması açısından yeni bir mücadele düzeyi ifade ediyor. Aksa Tufanı, Filistin halkının mücadelesi ve sömürgeci ve ırkçı Siyonist rejime karşı ulusal direnişi, başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin ulusal devletinin kurulması, Filistin halkının kendi toprakları üzerinde kendi kaderini tayin hakkı ve mültecilerin geri dönüşü amacıyla başlatıldı.
'FİLİSTİNLİ SİVİLLERE KARŞI DAHA FAZLA KATLİAM VE SUÇA BAŞVURUYOR'
"Bu eylem, İsrail'in önerilen tüm çözümleri reddetmesi ve Filistinlilerin ulusal haklarını gasp etmesi, Filistin meselesini İsrail lehine sona erdirmek isteyen İbrahim Anlaşmaları da dahil olmak üzere tüm bölgesel yerleşimlerin ve uluslararası ittifakların başarısız olması nedeniyle gerçekçi bir çözüme yol açmayan müzakereler nedeniyle onlarca yıldır görmezden gelinen Filistin sorununu bir kez daha uluslararası topluma dayattı. İsrail güvenlik sisteminin başarısızlığa uğramasının ve İsrail hükümetinin ABD ve Avrupa'nın desteğine rağmen prestijini yeniden kazanamadığının teşhir olmasıyla, dünyaya hala güçlü olduğunu kanıtlamak için Filistinli sivillere karşı daha fazla katliam ve suça başvuruyor. Bu nedenle Gazze Şeridi'ni kuşatmaya, gıda ve ilaç girişini engellemeye ve uluslararası toplumun İsrail'in suç gerçeğini görmesini engellemek için iletişim ağlarını ve elektriği bombalamaya başvurdu. Batı Şeria'ya gelince, Filistin halk direnişinin tırmanması ve Gazze Şeridi ile bütünleşmesiyle birlikte İsrail, daha fazla yasadışı yerleşim inşa etmek, Filistin topraklarını İsrail egemenliğine katmak ve uluslararası topluma bir oldubitti politikası dayatmak için Filistinli gençleri tutuklama ve katletme yoluna başvurdu.
BOYKOT ÇAĞRISI
"Lübnan'a gelince, İsrail işgal hükümetinin mesajı açıktır. Lübnan direnişinin uluslararası yasalara uymaması halinde İsrail'e karşı çok cepheli bir savaş tehdidinde bulunmasının ardından, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki Filistin direnişini desteklemediği için Lübnan direnişini tehdit etmektedir. Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin halkını ekonomi, sağlık gibi tüm alanlarda desteklemeye, İsrail işgalini destekleyen ülkelerde gösteriler ve protestolar düzenlemeye, hükümetlerine İsrail'i boykot etmeleri, yatırımlarını geri çekmeleri, yaptırımlar uygulamaları, Filistin Devleti'ni ve kendi kaderini tayin hakkını tanımaları için baskı yapmaya çağırıyor. FDKC, Filistin halkının kendi topraklarındaki kaderini tayın etme ve mültecilerin geri dönüş hakkı için mücadele ediyor. ABD-İsrail ablukasının ardından Gazze Şeridi'ne sağlanabilecek en önemli şey mali destek ve Filistinli sivillere gıda ve ilaç da dahil olmak üzere yardım gönderilmesidir."
*Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC) Dış İlişkiler Sorumlusu Fouad Baker'ın değerlendirmesi Ivana Benario tarafından ETHA için Türkçe'ye çevrilmiştir.