Aynur Ege Dîcle yazdı | ENKS ve karşı devrimci pratiği
ENKS, Kürt ulusal kimliği üzerinden siyaset yapıyor görünüyor. Bunu dar ulusalcı, milliyetçi bir çizgide yapıyor olması ideolojik mücadelenin konusu olsa da bundan öte rol üstlenmiş durumda.
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) geçtiğimiz günlerde Qamişlo'da Birleşmiş Milletler Temsilciliği (BM) önünde bir basın açıklaması yaptı. Rojava'da bir açıklama yapılıyorsa gündeminin Rojava devrimine dönük saldırılara karşı olabileceği ilk akla geliyor. Zira yüreği Rojava ile birlikte atan, devriminin kazanımlarından mutluluk duyan, sorunlarının çözümüne kafa yoranların da yakından takip ettiği gibi Türk devleti tarafından her gün askeri işgal saldırıları yapılıyor. Gerici, kapitalist devletlerce ekonomik ve siyasi ambargo kuşatma saldırısı sürüyor. Devrimi içeriden çürütmeye dönük "özel savaş" politikalarıyla gençlik uyuşturucu batağına sürüklenmek isteniyor. Özelde genç kadınlar seks işçiliğine zorlanıyor. Gençliğin Avrupa'ya göçü için teşvik politikası uygulanıyor. Fakat ENKS'nin protestosu bunların hiçbirine dair değildi.
Gündemi, Özerk Yönetimin özel şirketleri kapatacak tarzda akaryakıta yaptığı zam oldu. Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim topraklarında her gün SİHA, İHA'larla, sınırdan bombardımanla yapılan suikast saldırılarıyla halkımız, devrimin öncüsü yurtseverler, komünistler hedef alınırken, çocuklar bombalarla katledilirken ENKS bunların hiçbirini görmedi. Sokağa çıkıp demokratik bir tepki göstermedi. Emperyalist, sömürgeci devletlerin devrimi tasfiye politikalarına karşı ne halkı aydınlatma çalışması yaptı. Ne de devrimin karşısında olanlara dönük tek bir söz söylemedi. Tersine devrimin ilk günlerinden itibaren devrimin kazanımları karşısında yer aldı. Devrim lehine değil, aleyhine çalıştı. Halk içinde bu çizginin propagandasını yaptı. Bugüne gelindiğinde bu pratiği devam ediyor. Akaryakıt zamlarına karşı Özerk Yönetime karşı sokağa çıkıyor.
ENKS KARŞI DEVRİMCİDİR
Üstelik bunu da kirli ayak oyunlarıyla yapıyor. Halkın yurtsever duygularını, değerlerini kullanarak halkı sokağa çıkarıyor. Eleştirimiz ENKS'nin çağrısıyla sokağa çıkan halkımıza değil. Halkımıza sözümüz, gerçeklere gözünü kapatmamaları, kimin dost kimin düşman saflarında yer aldığını iyi anlamalarıdır Sözümüz, esasen KDP'nin girişimiyle 2011 yılında kurulan, onun Rojava kolu olan ENKS yönetimine.
ENKS karşı devrimci sıfatını hak etmiştir. Devrimin belli bir anından itibaren tüm politikası, pratiği bu çizgi doğrultusunda olmuştur. Yazımızın sınırları elverdiğince bunu anlatmaya çalışacağız.
ENKS, Kürt ulusal kimliği üzerinden siyaset yapıyor görünüyor. Bunu dar milliyetçi bir çizgide yapıyor olması ideolojik mücadelenin konusu olsa da bundan öte rol üstlenmiş durumda. ESAD sömürgeci rejimini tarumar eden Rojava devriminin, Kürt halkının ulusal demokratik, özgürlükçü mücadelesinin karşısında durmuş, büyük bedeller ödenerek elde edilen devrim kazanımlarına karşı karalama kampanyası yürütmüştür. Bunu da sömürgecilerle, emperyalistlerle iş birliği halinde gerçekleştirmiştir.
Devrim başta Kürt halkı olmak üzere halklara anadilde eğitim hakkını kazandırmış, üç dilli bir toplumsal yaşamın gelişimi sağlanmıştır. Bunu her alanda pratikleştirmiştir.
ENKS, Kürt halkının katilleri MİT ile birlikte 2016'dan itibaren Antep, İstanbul ve Ankara'da farklı tarihlerde çok sayıda toplantı yapmıştır. ENKS toplantılardan sonra Kürtçenin resmi dil olmasının karşısında durmuş, ezen ulusun, sömürgeciliğin dili olan Arapçanın resmi ve anadil eğitiminde devam etmesi için propaganda yürütmüştür. "Suriye'de Kürtçe değil, Arapça eğitim olmalı, öyle ki Suriye'de Kürtlere gerekli olan Arapça ile eğitim diplomasını almış olmaktır" fikrini savunmuştur. Dönemin ENKS başkanı İbrahim Bıro, Türkiye'de ve Güney Kürdistan'da televizyon kanallarında bunu propaganda etmiş, eylemlerde taleplerini dile getirmiştir. Halkı, devrimin bu kazanımına karşı sokaklara çıkmaya çağırmıştır.
İşgalci Türk devleti tarafından YPG-YPJ'nın karşısında kurulan ve Musul, Batufa alanlarında özel olarak eğitilen "Roj peşmergeleri"nin Rojava'ya geçişinin gizli planlamalarını yapmışlardır.2
Finansmanının Türkiye tarafından sağlanacağı Brüksel'de ENKS'ye bir bürosunun açılarak Avrupa'nın imkanlarıyla karşı devrimci propagandaya zemin oluşturulmuştur. Kürt öğrencilerin Türkiye'de okumaları için planlamalar yapılmıştır. Böylece sömürgeci politikaların hizmetinde işbirlikçi, ajanlaştırılmış bir gençlik nesli yaratma hedeflenmiştir. Devrimi tasfiye planlarında ENKS üstlendiği görevin karşılığı ise üyelerinin 20 bin dolar alması olmuştur. 3
Yine ENKS temsilcilerinden İbrahim Biro ve Kamîran Haco, KDP aracılığıyla Türk devleti temsilcileriyle İstanbul'da birkaç kez bir araya geldi. Devrim karşıtı propaganda için TV kanalı açılması planlandı. Türkiye temsilcileri ENKS'lilere 20 bin dolar verdi. Deşifre olan toplantı belgelerinde yer aldığı gibi Rojava devriminin siyasi kuvvetlerinden biri olan PYD'nin siyaseten tasfiye edilmesi üzerine konuşuldu. Türk tarafının ENKS'ye PYD karşısında "yerel ve meşru bir yönetim" olarak tanınmasının sağlanması için destek verecekleri4 belirtildi. Şart olarak da ENKS'nin Efrîn'deki işgalci saldırılara göz yumması istendi. ENKS'nin Türk devleti tarafından kurulan "Kürt Birliği" toplantısına katılması planlandı. Böylece devrime büyük emekler vermiş PYD'nin karşısında "Kürt Birliği" ve ENKS'nin uluslararası diplomaside önü açılmak istendi.
ENKS'nin karşı devrimci pozisyonu daha geçmişe dayanıyor. Serêkaniyê, El Nusra ve bilumum çeteler tarafından işgal edildiğinde, YPG-YPJ ve komünist savaşçılar çetelere karşı topraklarını savunuyordu. ENKS kuvvetleri ise işgalci çeteleri kesk û sor û zer bayraklarıyla karşılamıştır. Bu durum o günlerde çetelere savaşa katılanlar tarafından ENKS adına utanç duyularak anlatılır.
Kobanê, sömürgeci Türk devletinin desteklediği DAİŞ tarafından kuşatıldığında, faşist şef Erdoğan "düştü düşecek" diye umutla bekliyordu. Dört parçadan Kürt gençleri, yurtsever halkımız, komünistler, enternasyonal devrimciler ise can pahasına savundular. Binlerce kahramanlık örneği ile Kobanê DAİŞ'ten temizlendi. ENKS yöneticileri ise aynı süreçte yüzünü Türkiye'ye kaçmakta bulduğu gibi kentin inşa sürecinde karşı devrimci faaliyetlerini halk içinde sürdürmekten imtina etmemiştir. Özerk Yönetime karşı halkı sokaklara çıkartmaya kalkışmış, KDP'nin de imkân ve olanaklarını devreye sokarak Avrupa'ya göç için çalışmıştır.
Efrîn, sömürgeci Türk devleti tarafından işgal edilirken ENKS işgale karşı bir mevzi hazırlığında dahi yer almadı. Bırakın silah başına geçmeyi, bir taş dahi eline alıp sömürgecilere atmadı. Tersine, ENKS'nin eski lideri İbrahim Biro ve temsilcisi Fuad Eliko öncülüğündeki kuvvetleri Efrîn işgalinde faşist Türk ordusuna destek verdi. İşgali izleyen aylarda, ENKS ve MİT ortaklığında Antep'te "Afrin Ulusal Kurtuluş Kongresi"ni topladılar.5 Fuad Eliko tarafından "Efrîn halkının kendi kendini yönetmesi için anlaşma sağlandı" yalanıyla, işgali meşrulaştıran çağrılar yapıldı. İbrahim Biro ise Türk devletinin ve KDP'nin sağladığı tüm imkan ve olanaklarla Rojava Özerk Yönetim'in lağvedilmesi için çağrılar yaptı.6
Kent, işgalci Türk devleti ve çetelerince işgal edilirken asimilasyon politikası hızlandırıldı. Türkçe müfredata uygun okullar açıldı, eğitimler verildi.7 Kürtler kendi topraklarından göç etmek zorunda kaldı. Kentin demografik yapısını değiştirmek için farklı ülkelerden, çete bölgelerinden aileler yerleştirildi. Kente sömürge vali atandı, sözde "halk meclisleri" kuruldu. Hemen hemen her gün Kürt halkına, kadınlara, gençlere türlü işkenceler dayatılırken ENKS bunlara sessiz kalmıştır. Sözde "halk meclisi" ise işgalci politikaların yanında konumlandı.8
Efrîn'in gerçek sahipleri yaşananlar nedeniyle göç ederken, ENKS Türk devletinin öncülüğünde kurduğu "Efrîn Ulusal Özgürlük Hareketi" ile Şehba ve Halep'e göç eden halkı işgal bölgelerine çekmek için özel çalışmalar yürüttü. Devrim karşıtı "Suriye Muhalefeti" adlı oluşumla birlikte Efrîn'de köy muhtarlarından da destek alarak halk içinde sömürgeci politikalar doğrultusunda çalışmalar yürüttü. Türk devleti, işgal altındaki Cerablus bölgesinde göç eden Efrîn'li Êzidilerle toplantılar gerçekleştirdi. Aynı süreçlerde Türkiye ve ENKS, Almanya ve Türkiye'de yaşayan ENKS'lilerden oluşan "Ulusal Özgürlükçü Hareket" adlı bir oluşum kurdu. Bu örgütlenme halk içinde işgali meşrulaştırma propagandasını görevi üstlendi. Sömürgeci devlet işgal bölgelerinde bir yandan demografik yapıyı değiştirirken, bir yandan da asimilasyon politikasını sürdürdü. Kendisine boyun eğmiş, biat etmiş, ulusal bilincinden, kültüründen, değerlerinden uzaklaştırdığı bir Kürt toplumu yaratmayı amaçlıyor. ENKS'nin de bu planda özel görev üstlendiği açık. 9
ENKS, Efrîn'de toplumsal, ulusal bilinci, direniş kültürünü yok etmek, "şükran" duygusunu geliştirip sömürgecilere bağlamak için yardım kuruluşları adı altında çalışmaların yürütülmesini teşvik etti/ediyor. İşgalciler ve çetelerce halkın topraklarına el konuldu. Kürt halkının mülkiyeti yağmalandı. İşgali meşrulaştırmak için ENKS'ye bağlı kişiler ve oluşturulan yapılanmalar da özel görev üstlendiler. Faşist Türk devletinin hedefi Efrîn'i işgalle sınırlı değildir. Misak-ı Milli politikalarına bağlı ilhak planıdır. Yapılanlar bu temeldedir bugüne kadar.
ENKS'nin sömürgeci, faşist Türk devletiyle dirsek teması Grê Spî, Serêkaniyê işgal süreçlerinde sürmüş, aynı masada oturup devrimin yenilgisi için planlar yapmışlardır. ENKS'nin karşı devrimci ve işbirlikçi pozisyonu bugün de çeşitli biçimlerde sürüyor.
1 kaynak için :www.Lekolin.org -ENKS ve MİT 16 defa buluştu_ İşte o görüşmelerin detayları – Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi _ Lekolin
2 AGK
3AGK
4 AGK
5 AGK
6 AGK
7 HAWAR Haber Ajansı
8 www.Lekolin.org
9 www.Lekolin.org