Aydın Akyüz yazdı | Birlik devriminin rotasında süreklilik ve kopuşlar
30 yıllık tarihinde, en zor dönemeçlerde bile parti, çizgi ve yapı sürekliliğini korumayı başardı. Sürekli yenilenerek 21. yüzyılın partisini inşa etme uğraşını sürdürdü. Yeniden yapılandırılma doğrultusunda büyük bir mesafe aldı. Önyargılara teslim olmadı, ruhsal yorgunluk ve umutsuzluk girdabına kendini kaptırmadı. Süreklilik ve kopuş ile evrim devrim diyalektiği parti tarihinin mayasıdır.
Komünistlerin birliği, partinin literatüründe yerinde bir ifadeyle Birlik Devrimi olarak yer aldı. Bu atılım her şeyden önce bir zihniyet devrimiydi. Kendini amaçlaştıran rekabetçi gruplar dünyasından bir kopuştu. Devrim amacı önündeki geri çekici bağları koparıp atmada niteliksel bir sıçramaya, bütün eksiklik, yetmezlik ve geri yanları kazıyıp atmaya girişti. Öncellerin, Anka kuşu misali yanıp harmanlanan küllerinden daha atak, daha dövüşken ve daha bilge bir yeniden doğuştur; bir rönesanstır.
ÖZNE BİREY, ÖZNE-KOLEKTİF DİYALEKTİĞİ
Birlik Devrimi, yıllara yayılan iç mücadele ve hazırlığın ürünüydü. Kolektif bilinç ve ruhun ayağa kalkışıydı. Birlik, yöntemde eksiksiz bir kolektivizmin ürünüydü. Kolektife kendini yapış tarzı olarak kolektivizmi armağan etti. Birlik Olanaklarını Değerlendirme Toplantısı, özne birey-özne kolektif diyalektiğinin yüzeysel ve kaba kavrayışlarından, dogmatik kalıplardan arınma, organik bütün olarak yeniden kuruluşun yöntemini oluşturdu. Başka bir sıçrama alanıdır. Literatürümüzde, "kolektif etkin birey" olarak kavramlaştırılarak kalıcı bir forma dönüştürüldü. Kuşkusuz bunun biçimleri deneyimler ışığında sürekli geliştirildi. Ne kolektivizm ne de bireyin öne çıkarılması adına kolektivizmin felce uğratılmasına, yarı anarşizan eğilimlere kapı aralanmasına imkan verilmedi. Kolektif yaşamda kendiliğinden özneleşme, bilinçli özneleşmenin farklı düzeyleri ve bunlar arasındaki organik birliği kurmada bilinç gelişimi hep sürdürüldü.
STRATEJİ-TAKTİK ANLAYIŞINDA VE POLİTİKA YAPIŞ TARZINDA SIÇRAMA
En büyük sıçramayı strateji-taktik anlayışında ve politika yapış tarzında gerçekleştirdi. Buna 20. yüzyılın sonlarından itibaren sınıf mücadelesinde iradenin artan önemi ve iradenin kavranışında yaptığı sıçramayı ekleyebiliriz. Genel geçer doğruların ötesine geçerek yaşadığı coğrafyanın sınıf mücadelesi deneyimlerine dayanarak bunları yaptı.
Politika yapış tarzındaki sıçrama, başka bir ifadeyle yeni tarzın belirgin özelliklerinden biri öncü çıkıştı. Kitlelerin en önünde dövüşmek, gerekli görüldüğünde birkaç adım öne çıkarak sınıf mücadelesinin tıkanan kanallarını ana güçlerine dayanarak açma yolunda yürüdü. Bunun bir ayağı özgüçlerine dayalı öncü çıkışlar yapmak ve politik refleks vermekse, diğer ayağı aylar süren kampanyalar yoluyla yaygın ajitasyon propaganda faaliyeti yürütmek, tek bir noktaya odaklı biçimde bütün güçlerini hareket halinde tutarak, potansiyel güçleri harekete geçirmektir. Hem çizgide hem de politika yapış tarzında süreklilik en önemli başarılarından biridir.
Bunlara zamanla kitlelerle birlikte politika yapma, dini hassasiyeti olan kesimlere gitme yol ve yöntem arayışı, onlar için ajitasyon propaganda dili geliştirme vb. hattından yürüyerek politika yapış tarzını geliştirdi.
ARA DÖNEMİN ENTERNASYONALİZMİ
Birlik Devrimi, tarihsel bir momentte gerçekleşti. Bu momentin ayaklarından biri '89-'90 çöküşünde uluslararası komünist hareketin bir döneminin kapandığının kesinleşmesidir. Bir ara dönem içinde olduğumuzun açığa çıkmasıdır. Birlik Devriminin zihniyetlerde meydana getirdiği sıçrama ile yeni dönemin ihtiyaçlarına cevap için bir temel kurulmuş, ilk adımları atılmıştır. Strateji-taktik anlayışında, politika yapış tarzında, kendini yapış tarzı olarak kolektivizmi temel almasıyla yeni döneme giriş yapmıştır. Bunların hepsi 30 yıllık deneyimler ışığında sürekli gelişerek derinleşti. Kapsamı genişledi, kimi yeni biçimler kazandı.
Uluslararası komünist hareket yapısal krizle karşı karşıyadır. Devrimin bütün temel sorunlarını eski cevaplar karşılamıyor artık. Yeni cevaplar bulmak gerekiyordu. Birlik Devriminin en büyük başarısı bu sorunların çözümü için yeni bir önderlik bileşimi oluşturmasında ve yapısal yenilenmeye ve değişip dönüşmeye açık bir zihniyet ve kolektif anlayış yaratmasındadır.
Komünist hareketin yapısal krizinin birinci ayağı; tarihsel evrimin biriktirdiği ve giderek kronikleşen sorunlarıydı. İkinci ayağı; kapitalist emperyalizmde meydana gelen niteliksel dönüşümlerin açığa çıkartılmasıydı. Bunlara, kadın özgürlük mücadelesi, ulusal ezilmişlik ve sosyalist inşa deneyimlerinin eleştirel bir çözümlenme ihtiyacını da eklemek gerekir.
Komünist hareket yeniden yapılandırma ihtiyacıyla karşı karşıyadır. Parti bu sorunu kendisinden başlayarak, kendi durumuna müdahale ederek çözmeye girişti. Bu sorunun çözümüne tek tek partiler şahsında başlanır, sorunun nihai çözümü ancak uluslararası alanda tamamlanabilir. Bu da bizi enternasyonalizm meselesine getirir. Burada çözüm bekleyen iki olguyla karşı karşıya kalındı. Birincisi, uluslararası komünist hareketin onlarca yıla yayılan birlikten yoksun oluşudur. Önceki enternasyonallerden devralınan sorunlarla birleşerek ideolojik ve teorik birliğini kaybetmiştir. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz ara dönemde sadece komünistleri değil bu potansiyeli taşıyan marksizm iddialı bütün parti, çevre ve bireyleri muhatap alan ve birlikte yürüyen geçiş dönemi enternasyonal anlayışını formüle etmek gerekiyordu.
Uluslararası bölgesel konferanslar, bu düzeylerde kurulan ve kurulmaya çalışılan antiemperyalist, antifaşist, antisömürgeci, cins özgürlükçü mücadele birliklerinin kurulması perspektifi geliştirildi. Birlikte çalışma, beraber politika yapma, dünya ve bölge devrimini birlikte çözme hattından yürümeyi esas aldı. Politik mücadelenin ateşi içinde yeni yakınlaşmalar örgütlemek bazılarıyla ayrım çizgilerinin kalınlaşarak açığa kavuşması gerekir. Aynı şekilde doğrudan politik mücadelenin ateşi altında yakınlaşmalar kadar ayrılıkları da sınamadan geçirerek yeni bir komünist enternasyonalin önü açılabilir.
Tabii ki bu perspektif sadece komünist enternasyonal amacına bağlı değildir. Yanı sıra uluslararası güncel politik sorunlar etrafında olabildiğince geniş bir potansiyeli açığa çıkararak, sınıf mücadelesini büyütmek bakımından da gereklidir.
EMPERYALİST KÜRESELLEŞME
Diğer yandan günümüzün dünyasını aslına uygun biçimde yorumlamak onu değiştirmenin mihenk taşıdır. Emperyalist küreselleşme analizi ve bölgesel devrim tespitiyle birleşik devrim anlayışı genişletilerek cevap olundu. Bu sıçrama uluslararası komünist hareket için önemli bir eşiktir.
KADIN DEVRİMİ
Birlik Devriminin kadın eşiklerinden biri de kadın özgürlük mücadelesini ele alış ve öne çıkartma biçimiydi. Komünist kadınlardan başlayarak emekçi kadınları özneleştirme temel parolaydı. Kadın komünistlerin özneleşmesi noktasında engellerin kaldırılması prensibi benimsendi. Kadın komünistlerin mücadeleleriyle ve yetkinleşmeleriyle açılan kanallar genişletilerek, kadın özgürlük mücadelesinin en ileri programı olan kadın devrimine sıçrattı.
ULUS VE ULUSAL TOPLULUKLAR
Birlik sürecinde ezilen ulusal toplulukların uğradığı tarihsel haksızlığın altı çizildi. Zamanla perspektifini daha da derinleştirdi. Bu haksızlıkları bütün boyutlarıyla açığa çıkarıp yüzleşti/yüzleştirdi. Günümüze kadar süren ve güncelliğini koruyan yanlarını güncel politikanın ve programının konusu yaptı. Bu coğrafyanın sosyalist geleneğinin Mustafa Suphi ve TKP öncesi Ermeni, Rum, Yahudi ve Bulgar kökenlerini açığa çıkarıp sahiplendi.
Ezilen ulus, ulusal ve dinsel toplulukların yaşadığı baskı ve zorbalığa karşı cepheden bir tutum alındı. Birlik Devrim ile yapılan sömürge tespiti, açık ve net olarak sosyal şovenizmle arasındaki duvarı daha da kalınlaştırdı. Sosyalist yurtseverlik çizgisiyle sadece dışarıdan enternasyonal bir dayanışma olarak değil, aynı zamanda ezen ulusun burjuvazisine ve devletine karşı mücadeleyi yükseltmede kendine rol biçti. Kendi tarihi içinde birleşik devrim perspektifini genişleterek diğer üç parçanın sosyalist yurtsever öznesi olduğunu ilan etti.
Ortadoğu devriminin programı, stratejik güzergahı, özne ve/veya öznelerin alacağı biçim ise aydınlanmayı bekliyor.
MARKSİST TEORİNİN GÜNCELLENEREK GELİŞTİRİLMESİ
Bu, aynı zamanda birlik sürecinin kolektif öznelerde marksist teori ve yöntemde derinleşme ve hakimiyette bir sıçramanın ürünüdür. Bu sıçrama, marksizmi yeniden üreterek güncellemenin temeli ve mütevazı bir giriştir.
Marksizm bir bilimdir. Hiçbir bilim dalında gelişme durmayacağına göre, marksizm de sürekli gelişip yenilenmeli, çağın değişen sorunlarına yeni cevaplar bulmalıdır. Marksizm ancak böyle canlılığını koruyabilir, hayatla bağını sürdürebilir. Günümüz dünyasını ve toplumu doğru yorumladığı oranda işçi sınıfı ve ezilenlerle bağ kurmanın dilini, yolunu ve yordamını öğrenebilir. Ancak bu yolla marksizmi kitlelerle buluşturarak maddi bir güce dönüştürebileceğinin bilincindedir.
Birlik Devriminin attığı temel başlangıç momentiydi. O temel üzerine yeni katlar ve binalar inşa edilmeliydi. O yüzden şimdi daha iyi anlaşılıyor ki Birlik Devrimin kapsamı, birlik sürecinde elde edilen sıçramalarla sınırlandırılamayacak kadar geniş ve derin anlama sahiptir. Birlik Devrimi ile kendini sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına sımsıkı bağladı. Yaşadığı zihniyet devrimi, ulaştığı amaç açıklığı kendisinde yeni devrimler örgütlemeyi zorunlu kılıyordu. Sınıf mücadelesinin yeni döneminin ihtiyaçları bunu gerektiriyordu. Yeniden yapılandırma bu ihtiyacın ürünüydü.
Emperyalist küreselleşme, kadın devrimi, birleşik devrim anlayışının genişlemesi, bölge devrimi, yeni parti modeli, açık parti, birleşik devrimci önderlik kavramlaştırması, parti ve cephe anlayışının statik ve dogmatik kavranışından arındırılması; işçi sınıfının havza ve organize sanayi bölgeleri temelinde meclis ve konseyler biçiminde örgütlenmesi, bağımsız sendikalar politikasının geliştirilmesi, sosyalist yurtseverlik çizgisinin derinleştirilmesi, önderliğin güvenlikli ve işlevli konumlandırılması, ara döneme ilişkin enternasyonalizm anlayışı, kapitalizmin varoluş krizi tespiti, 20. yüzyıl sosyalist inşa deneyimlerini eleştirel bir süzgeçten geçirmek için önüne çekilmesi... Daha sayamadığımız birçok konuda Birlik Devriminin rotasında kat edilen sıçramalardır. Marksizmin geliştirilmesi ve ona katkıdır.
ÇİZGİ VE KOLEKTİF SÜREKLİLİK VE YENİ ATILIM İHTİYACI
Saldırılara karşı aktif savunmayla cevap verme geleneği yarattı. Sınıf mücadelesine birçok kalıcı mevzi kazandırdı. Birçok mücadeleye öncülük etti, kimine etkili biçimde katkı verdi.
30 yıllık tarihinde, en zor dönemeçlerde bile parti, çizgi ve yapı sürekliliğini korumayı başardı. Sürekli yenilenerek 21. yüzyılın partisini inşa etme uğraşını sürdürdü. Yeniden yapılandırılma doğrultusunda büyük bir mesafe aldı. Ön yargılara teslim olmadı, ruhsal yorgunluk ve umutsuzluk girdabına kendini kaptırmadı. Süreklilik ve kopuş ile evrim devrim diyalektiği parti tarihinin mayasıdır.
Elde edilen teorik sıçramalar, ideolojik-teorik bilgelik henüz geniş işçi ve ezilen yığınlarla buluşabilmiş değildir. Bütün bu anlatılanlar onun geniş işçi ve ezilenlere önderlik edebilecek nitelik ve kapasitede olduğunu gösterir. Her potansiyel, potansiyel olarak kaldığı sürece toplumsal yaşamda bir karşılığı yoktur. Bu potansiyelin maddi bir güce dönüşmesi ihtiyacı acil ve güncel bir görevdir. Bu tarihsel görev hepimizin omuzlarındadır. Politik ve kolektif atılım bunun nişanesi olacaktır.
Son 8-9 yılda, keskin bir sınıf mücadelesi sürecinden geçildi. Ağır bedeller ödendi. Nice kartal yüreklimizi yıldızlara uğurladık. Bütün mevzileri aktif biçimde savunmayı sürdürdük. Hiçbir mevziyi savunmaksızın terk etmedik. Kesintisiz ateş altında kolektif uyum zaman zaman sarsıldı. Ciddi nitelik kayıplarıyla, yetmezlik ve yetersizliklerle karşı karşıya kalan alanlarımız oldu. Bu koşullar altında hatalara sürüklenenler oldu; korkunun girdabına sürüklenip, hiçbir tarihsel olguyla doğrulanmamış, teori tarafından aydınlatılmamış, doğruluğu kendinden menkul sihirli formüllerin peşine düşenler oldu; ya da bu sihirli formülleri kendi yorgunluğuna ve soluksuzluğuna kalkan yapanlar oldu. Kendi geriliklerini partiye dayatıp olmayınca da köşesine çekilenler oldu. Bütün bunlara rağmen, yenilgi psikolojisine teslim olmamak, inatla, çizgi ve parti sürekliliğini korumak az bir şey mi?
Her şeye rağmen devrimci hareketin merkezinde bulunan parti yenilgiye uğratılamadı. Yenilgi psikolojisi hakim kılınamadı. Kürt ulusal devrimci hareket, kadınlar, gençler başta olmak üzere diğer mücadele güçleriyle birlikte toplumsal muhalefetin ezilip yok edilmesi engellendi. Halkta yenilgi psikolojisi hakim kılınamadı. İşçiler ve ezilenlerin son yıllarda yeniden canlanan kendiliğinden hareketini ve antifaşist mücadeleyi bu çabalardan bağımsız görebilir miyiz? Daha da ötesi bu duruş, bu mücadele tarzı ve sürekliliğin korunmasının önümüzdeki aylar ve yıllarda kitleselleşmenin zeminini kat be kat artırdığı görülmüyor mu, bunda kolektifin çizgi ve yapı sürekliliğindeki ısrar ve başarının rolünü gözardı edebilir miyiz?
Tasfiyeciliğe karşı mücadele ederken inkarcılığa düşmekten kaçınmak gerek. Unutmamak gerekir ki; 30 yıl içinde kolektif her şeye rağmen yetkinliğini hep artırdı. Durmak bilmeksizin şafağa hazırlandı. Umutsuz olması gereken biz değil burjuvazidir. Umut biziz. Umut yolumuz. Umut içinden geçtiğimiz "an"dır. Ufuktaki kızıllık geceyi haber veren alacakaranlık değil yeni günün müjdecisi tan aydınlığıdır. 30 yıl, şafak vakti olmaya adaydır. Ve şafak ha söktü ha sökecek...