26 Aralık 2024 Perşembe

Aile hekimleri 5 gündür grevde: Yönetmeliği geri çekin

"Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği"nin geri çekilmesi istemiyle başlattıkları iş bırakma eyleminin son gününde açıklama yapan aile hekimleri, bir kez daha taleplerini yineledi.

Aile hekimlerinin, "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği"nin geri çekilmesi talebiyle başlattıkları 5 günlük iş bırakma eylemi, son gününde. Aile hekimleri, birçok kentte açıklama yaparak taleplerini sıraladı.

İSTANBUL
İstanbul'da Kadıköy iskele meydanında sağlık meslek örgütlerinin desteğiyle bir araya gelen aile hekimleri, "Aile hekimliği sistemini yıkacak eziyet yönetmeliğini istemiyoruz" pankartı ve "Akıl sağlığımızla oynamaktan vazgeçin", "Çalışanları Şimşek çarptı", "Aile hekimliği eziyet yönetmeliği geri çekilsin", "Can güvenliği ve iş güvenliği istiyoruz" dövizleri taşındı. Kitlesel eylemde, "Susma haykır eziyete hayır", "Sağlık hakkı satılamaz", "Bakan istifa" sloganları atıldı.

'DEĞİŞİKLİK HALKIN SAĞLIĞI İÇİN DEĞİL'
Açıklamada konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu, aile hekimlerinin 5 gündür iş bıraktığını hatırlattı, "Aile hekimleri sadece kendileri için değil halkın sağlık hakkı için de mücadele ediyor. Bu yönetmelik aile hekimlerinin performansa dayalı ücretlerinin önünü açan, bunun yanı sıra temel ücretlerde kısıtlama getiriyor ve bunu çeşitli formüllere bağlıyor. Yani hasta gelmezse ücretin kesilir, şu ilacı yazarsan ücretin kesilir bunlar kabul edilir değildir. Bunlar halkın sağlığı için yapılan değişiklikler değildir" ifadelerini kullandı.
 
Yönetmeliğin geri çekilmesi istemiyle aile hekimlerinin kasım ayında da iş bıraktığını hatırlatan Küçükosmanoğlu, Sağlık Bakanı Yardımcısının "Hiçbir işe yaramıyorsunuz" açıklamasına tepki göstererek, bu açıklamayı Erdoğan'ın "Giderlerse gitsinler' sözüne benzetti. Aile hekimlerine "Hiçbir değeriniz yok" denildiğini söyleyen Küçükosmanoğlu, "Toplum sağlığının yüzde 70'ini yöneten aile hekimliklerini bu şekilde değersizleştirmek kabul edilebilir değildir. Sağlığı alınıp satılabilen bir şeye çevirdiler. Aile sağlığı çalışan arkadaşlarımız kararlılıkla bu eylemi sürdürüyor. Bu sistemin böyle gitmeyeceğini hep birlikte söylüyoruz. Burada halkımızın desteği çok önemlidir. Halkımız da farkında AKP'nin sağlık sitemi çökmüştür" dedi.

DİYARBAKIR
Diyarbakır'da ise hekimler forum düzenledi. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen, Diyarbakır Tabip Odası Genel Sekreteri Ahmet Baran, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Mehmet Nur Ulus ile sağlık emekçilerinin katıldığı forumda, ilk sözü Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen aldı. "Bu kadar piyasalaştırılmış bu kadar kimliksizleştirilmiş bir aile hekimliği sistemi yoktur" diyen Ülgen, örgütlülüğün önemine vurgu yaptı. Umutlu olduklarını söyleyen Ülgen, "Karşınızda, 'tamam', diyerek geri adım atacak bir zihniyet yok, biz de inatçıyız. İnadına mücadele, inadına örgütlülük diyoruz" dedi.

Diyarbakır Aile Hekimleri Derneği Genel Sekteri Rıdvan Çelik de, iktidarın "Herkese eşit sağlık hizmeti sunacağız" sözlerini hatırlatarak başladığı konuşmasında şunları söyledi: "Eşit mi şu an, değil. Bazı ASM'ler arasında ciddi farklar var. Merdiven altı, bağımsız, eczanelerin kucağına itilmiş, köy ASM'leri var. Demek ki eşit bir hizmet sunamıyoruz. Etkin değil, ulaşabilir değil ve kısmen ücretsiz. Vatandaş ve hekim arasında şu ana kadar herhangi bir alışveriş olmamıştı. Fakat son yönetmelikle artık bu da elimizden alınıyor. Ortada kocaman bir yalan var. Eşit, etkin ve ücretsiz değil."

Diyarbakır Tabip Odası Genel Sekreteri Ahmet Baran da, sağlık sisteminin neoliberal politikalara entegre edilmeye çalışıldığını söyledi. Hekim hasta ilişkisinin müşteri eksenine oturtulması tehlikesine işaret eden Baran, "Bu eksenin sahada ne kadar tehlikeli olduğunu söylemiştik. Sağlık sistemi ekonomik krizle beraber çökmeye başladı. Çünkü insanların özel sektörden hizmet alması artık o kadar kolay değil. Geçmiş yıllarda bununla övünüyorlardı, ama artık bu da yok. Dolayısıyla bugün iflas etmiş bir sağlık sistemi var" şeklinde konuştu.

Forum soru-cevap bölümü ardından sona erdi.

URFA
Aile hekimleri, eylemlerinin son gününde Urfa Tabip Odası'nda açıklama yaptı. Açıklamanın yapıldığı salona, "Eziyet yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Meslek onurumuz için iş bırakıyoruz" yazılı pankart asıldı. Urfa Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Kemal Yüksekkaya, "Taleplerimiz, halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir. Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz. Taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz" dedi.

Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası 3'üncü Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Yusuf Eryazğan, "Sağlık Bakanlığı bürokratları çeşitli basın kuruluşlarında demeçler veriyorlar. Verdikleri demeçlerin biraz yanılgı ve yönlendirici olduğunu, yanlış içerikler içerdiğini görüyoruz" dedi.

Urfa Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu üyesi Harun Atmacaoğlu ise, iktidar cephesinden yapılan açıklamalarda maaşların artırıldığının söylendiğini, ancak hiç azaltılan kısımlara değinilmediğini söyledi. "Maaşı artan, çalışma koşulları iyileştiren biri eylem yapar mı, iş bırakır mı" diye soran Atmacaoğlu, aile hekimlerinin yönetenlere güveninin kalmadığını, çalışma motivasyonunun bozulduğunu, istifa noktasına geldiğini söyledi.

ANTALYA
SES Antalya Şubesi üyeleri de Muratpaşa İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelerek yönetmeliğin geri çekilmesini istedi. SES üyeleri, taleplerine yanıt vermeyen Sağlık Bakanını düdük çalarak protesto etti.

ADANA
Adana Tabip Odası'nda ise serbest kürsü kuruldu. Aile hekimleri ve sağlık emekçilerinin söz aldığı buluşmada, sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu.

Adana Tabip Odası Başkanı Özden Polatöz, söz konusu yönetmeliğin halk sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekerek, yönetmeliğin geri çekilmesini istedi.

ANKARA
Ankara'da Emek Aile Sağlığı Merkezi önünde bir araya gelen aile hekimleri adına açıklama yapan ANKAHED İkinci Başkanı Ahmet Sefa Eylevler, “TBMM’ye sunulan yasa teklifi ile etkili ve güvenilir olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veri bulunmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamaları aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecek. Her zaman söylediğimiz gibi yine söylüyoruz, halkın sağlığı için birinci basamakta bilimsel koruyucu tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekir, GETAT uygulamalarının değil” dedi.

Sağlık Bakanlığına uyarıda bulunan Eylevler, “Sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizin hayata geçirilmesi yeterlidir” diye konuştu.

Eylevler, sağlık emekçilerinin taleplerini sıralayarak şunları söyledi: “Bizler halkın sağlık hakkını, mesleki özerkliğimizi, mesleğimizin onurunu, ekonomik ve özlük haklarımızı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz. Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin iptalini ve Meclise sunulan yasa taslağının geri çekilmesini istiyoruz. Bizler meslek onurumuza sahip çıkarken, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı dururken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Bu nedenle de bir hak olan sağlık için cebinden daha fazla para ödemek istemeyen, nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bekliyoruz. Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar da vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.”

İZMİR
İzmir Sağlık Platformu, aile hekimlerinin "Eziyet yönetmeliğine hayır" diyerek başlattıkları grevin son gününde İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Kurumlar adına yapılan basın açıklamasının ardından İl Sağlık Müdürlüğü önüne siyah çelenk bırakan sağlık emekçileri, "Bakan istifa", "Sağlık haktır satılamaz" ve "Sağlıkta ticaret ölüm getirir" sloganlarını attı.

Sağlıkta bölüşüm ile randevu krizini yaratan, sağlıkta şiddeti yaratan, hekim göçüne sebep olan Sağlık Bakanlığının kamu kurumlarını yetersiz hale getirerek özel hastanelere kaynak yaratmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, yönetmeliğin halkın sağlığa ulaşımını zorlaştırdığına dikkat çekildi.

"ASM'lerin görevi koruyucu sağlık hizmetleridir, hacamat sülük tedavi merkezi değil. Bizlere aşı gönderin sülük değil" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Hekimler, ebeler hemşireler kendilerine başvuran hastalardan sorumludurlar. Kendilerine başvurmayan hastalardan sağlık emekçilerini sorumlu tutulup maaşlarını kesmek asla kabul edilemez. Hastaları bilgilendirmek, onların yararına olacak bilimselliği kanıtlanmış önerileri onlara sunmak bizlerin en temel görevidir; ancak tedaviyi reddetmek veya sağlık kuruluşuna başvurmamak hastaların sorumluluğundadır. Toplumun sağlık göstergelerini yükseltmek, ancak onlara koruyucu sağlık hizmeti sunumunu arttırarak olacaktır. Bebek ölümlerini ve anne ölümlerini azaltabilmenin yolu aşılamadır, izlemdir. Sağlık hizmetinin kalitesini arttırmak kişi başına yeterli sayıda hekim ve ebe sağlamakla ve bizlerin çalışma koşullarını düzeltmekle mümkündür."

ESKİŞEHİR
Eskişehir Tabip Odasında gerçekleştirilen basın toplantısında basın açıklamasını okuyan Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Bülent Karalar, Sağlık Bakanlığını uyardı, "Sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini; halkla hekimleri ve sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiren, performansa dayalı ödeme ve taşeronlaşma ile sağlığı piyasalaştıran, bilimsel yaklaşımdan uzak kanun ve yönetmelikler ile düzeltemezsiniz” dedi.

Taleplerinin yalnızca kendi hakları için değil halkın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için olduğunu aktaran Karalar, “Şimdi Sağlık Bakanı’nın harekete geçmesi ve hatasından geri dönerek Eziyet Yönetmeliğini geri çekmesi ve sözlerimizi dinlemesi zamanıdır” dedi.

MERSİN
Aile hekimleri ve sağlık emekçileri Mersin'de yaptıkları eylemde, Sağlık Bakanını ve çıkarılmak istenen yönetmeliği, üzerlerine astıkları harflerle "Bakan istifa" yazarak protesto etti.

Aile hekimleri ve sağlık emekçileri, iş bırakma eyleminin son gününde Bursa'da da eylem yaptı.

DERSİM
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Dersim Şubesi, Sanat Sokağı'nda açıklama yaptı. "Sağlık kurumlarını çürüten ve iş barışını bozan liyakatsiz kadrolara hayır diyoruz" pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını SES Dersim Şube Eşbaşkanı Serap Kahraman okudu.

Sağlık alanındaki aksaklıkların sağlık emekçilerinin ve halkın sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan Kahraman, "İl Sağlık Müdürü göreve başladığı ilk yıl, SES üyesi olan yönetici arkadaşlarımızın sözleşmelerini feshederek, yandaş sendika temsilcileri ve üyelerini etrafına alarak yeni bir yönetim kadrosu oluşturmaya çalışmıştır.

SAĞLIK EMEKÇİLERİNE İNSANİ OLMAYAN ÇALIŞMA KOŞULLARI DAYATILIYOR
Sağlık emekçilerine dayatılan insani olmayan çalışma koşulları ve mobbinge ilişkin örnekler veren Kahraman, "Kağıt üzerindeki performans kriterlerinin yalnızca sağlık hizmetinin niceliksel yönlerine odaklanarak, nitelikli sağlık hizmeti sağlamanın önünde engel teşkil ettiğini belirtiyoruz. Kimine olmayan kadrolar tahsis edilirken kimine ise keyfi uygulamalar dayatılmaktadır" dedi.

Torpille görevle yapılmadığını anlatan Kahraman, Mazgirt ilçesine bağlı Darıkent 112 İstasyonunun ise vaka sayısı az olduğu gerekçesiyle kapatıldığını söyledi. Kahraman, "30 köyde yaşayan halk, sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmıştır. Bu karar, sağlık hizmetlerine erişimin keyfi ve haksız bir şekilde kısıtlandığını açıkça göstermektedir. Aile hekimliklerinde kan örneklerinin öğleden sonra alınmasının durdurulması, sağlık hizmetlerine erişimi daha da zorlaştırmıştır. İl müdürü kimin ne zaman hastalanacağına hekimlerin saat kaça kadar kan tetkikleri almasına kadar karar veriyor. Bu uygulamalar, sağlık hizmetlerinin yalnızca bir maliyet kalemi olarak görüldüğünü ve halk sağlığını önceleyen bir politika yürütülmediğini açıkça ortaya koymaktadır" diye konuştu.

Liyakat esasına dayalı atama, nitelikli sağlık personelinin görevlendirilmesi ve sendikal baskıların ortadan kaldırılması için mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Kahraman, "Her türlü hukuksuz uygulamanın karşısında duracağız ve bu mücadelemizde tüm demokratik yolları kullanacağız" dedi.