27 Eylül 2024 Cuma

Young Struggle heyeti: Halkların acısını kendi acımız gibi görüp mücadeleyi büyüteceğiz

Young Struggle heyeti, depremin büyük yıkım yarattığı Antakya'da bir hafta boyunca çalışma yürüttü. Avusturya ve Almanya'dan gelen sosyalist gençler, sağlık hizmeti, çocuklarla oyun oynanması, kadın ve gençlerle sohbet edilmesi gibi çalışmalarla halkın yaralarını sarmaya çalıştıklarını aktardı. YS heyeti, "Halklarımızın acısını örgütlü bulunduğumuz her alanda, okulda, işte, evde, mahallede anlatıp, Türkiye ve Kürdistan halklarının acısını kendi acımız gibi görüp, mücadeleyi daha fazla büyütme sözü verdik. Tüm dünya halklarını da devam eden dayanışma ve inşa kampanyalarına katılmaya destek sunmaya çağırıyoruz" dedi.

Depremin ardından Avusturya ve Almanya'dan Antakya'ya gelen Young Struggle (YS) heyeti, izlenimlerini ETHA'ya aktardı.

Ivana Hoffmann ve Özgür Namoğlu'nun Rojava'ya giderek enternasyonal dayanışmanın en güzel örneğini sergilediğini kendilerinin de bu bilinçle Antakya'ya geldiklerini söyleyen YS heyeti, "Amacımız belliydi. Halkın yaralarını sarmak, enternasyonal dayanışmayı güçlendirip büyütmek ve umut olmak" diye vurguladı.

'HALKIN YARDIMINA İLK SOSYALİSTLER KOŞTU'
Depremin etkisinin en çok hissedildiği illerden biri olan Antakya'ya vardıklarında depremin boyutunun ve halkın acılarının ekranlara yansıtılanın katbekat üzerinde olduğunu gözlemlediklerini belirten YS heyeti, "Burada olmamızın doğru karar olduğundan artık daha da emindik. Yardım çalışmalarımız sırasında kentlerin nasıl yerle bir olduğunu, devletin hiçbir şekilde uğramadığını ve halkın kendi kaderleriyle baş başa bırakıldığı bir yıkım kenti gördük. Aynı zamanda bölge halkının yardımına ilk koşanların yine devrimciler, sosyalistler olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Bu durumu gören devlet hızlıca yasaklama, gözaltına alma, işkence ederek öldürme ve gelen yardımlara el koymaya başladı. Tüm bu baskılara rağmen deprem gönüllüleri çalışmalarını sürdürmeye devam ediyordu" diye kaydetti.

'DAYANIŞMA BİZİ DERİNDEN ETKİLEDİ'
Bir hafta boyunca Antakya'da kalarak dayanışma çalışmalarına katıldıklarını söyleyen YS heyeti, "Heyetimizdeki gönüllülerden kimisi sağlık alanında, kimisi erzak alanında, kimisi temizlik ve hijyen alanında ESP'li yoldaşlar ve gönüllülerle çalışmalar yürüttü. Heyetimizdeki gönüllü doktorun onlarca insana sağlık hizmeti vermesi, gönüllülerimizin çocuklarla oyunlar oynaması, gençlerimizle bilinçlendirici faaliyetler yapması, yıkımın en ağır şeklini yaşamış kadınlarla sohbetlerde bulunulması, bir nebze de olsa insanların yaralarının sarılmasına yardımcı oldu" diye aktardı.

'DEVLET İNSANLARI GÖÇE ZORLUYOR'
Devrimciler ve halkın dayanışmasının kendilerini derinden etkilediğini belirten YS heyeti şunları söyledi:
"Kısa bir süreliğine de olsa halklarla dayanışmak, acıları, paylaşımları sınırların ötesine taşımak geleceğe dair umutları daha da büyüttü. Bir kez daha Hatay'da halkların dayanışması, kardeşleşmesi, ortak acıların hep beraber sarılması, umutların birlikte yeşermesinin, birliğin ve beraberliğin önemini anlamış olduk. Halk ve deprem gönüllüleri bu dayanışmayı büyütme ve yeni bir yaşam alanı kurma çalışması yürütürken devlet tam tersi bir politika uygulayarak kentleri insansızlaştırmak için göçe zorluyordu. Bazı insanlar çaresiz bir şekilde göç yollarına düşerken kimi insanlarda nesillerdir yaşadıkları bu topraklardan kopmak istemiyor ve bunun mücadelesini veriyordu. Aynı zamanda depremin etkisiyle bölgelerin en büyük gelir kaynağı olan tarımcılık ve tarım alanları büyük zarara uğradı. En büyük gelir kaynaklarını kaybeden halk büyük şehirlere daha iyi yaşam ve yeni iş umuduyla göç etmek zorunda kalıyordu. Bu göç, binlerce insanın işsiz, yoksul kalması anlamına geliyor.

Kapitalizmin insana ve doğaya karşı acımasızlığı, çarpıklığını, yapılan binaların bir kağıt parçası gibi nasıl yıkıldığını dolaştığımız enkazlarda insanların ağıt ve haykırışlarını görmüş olduk. 21. yüzyılda modern-kapitalist dünyada, tekniğin bu kadar geliştiği bir çağda derme-çatma ilkel konutlarla karşı karşıya kalmıştı insanlık. Türkiye'nin 10 ilinde yaşanan deprem, devletin ne kadar ihmalkar, ranta dayalı, çıkarcı bir yapılanma inşa ettiğini gün yüzüne çıkardı.

'HALKLARIMIZIN ACISINI ACIMIZDIR'
Halklarımızın yaşadığı bu acı sadece bir coğrafyayı etkilemedi tüm dünya halklarını yasa boğdu. Bu yıkımın karşısında halklarımız daha güçlü örgütlenmelidir. Young Struggle olarak bizler de halklarımızın acısını örgütlü bulunduğumuz her alanda; okulda, işte, evde, mahallede anlatıp, Türkiye ve Kürdistan halklarının acısını kendi acımız gibi görüp, mücadeleyi daha fazla büyütme sözü verdik.

'UMUDU MÜCADELENİN PARÇASI OLARAK ÖRGÜTLEME ZAMANI'
Tüm dünya halklarını, devam eden dayanışma ve inşa kampanyalarına katılmaya destek sunmaya çağırıyoruz. Deprem alanında daha iyi bir gelecek için umut vardı. Şimdi bu umudu örgütleme, mücadelenin parçası haline getirme ve büyütme zamanıdır."