27 Eylül 2024 Cuma

'Yaşamı işkenceye dönüştürülen tutsaklar ülkeyi yönetenlerin insanlık ayıbıdır'

2019 yılında en az 48, 2020'nin ise ilk günlerinde 3 tutsağın hayatını kaybettiği belirtilen 408. F Oturması'nda, 457'si ağır olmak üzere 1333 hasta tutsağın her saniye ölümle burun buruna olduğu vurgulandı. Eylemde, hapishanelerde yaşamı işkenceye dönüştürülen tutsakların durumunun ülkeyi yönetenlerin sorumluluğunda bir insanlık ayıbı olduğu kaydedildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için düzenlediği F Oturması'nın 408. eyleminde, 2019 yılında hapishanelerde yaşamını yitirenler üzerinden hasta tutsakların tedavi, yaşam ve veda hakkını gündeme getirdi.

"Tedavi haktır engellenemez", "Tecrit öldürür dayanışma yaşatır" yazılı pankartlar ve hasta tutsakların fotoğraflarının taşıdığı buluşma İHD İstanbul Şubesi önünde gerçekleşti. HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ve HDK İstanbul Eşsözcüsü Yoldaş Aydın'ın da katıldığı eylemin basın metnini Taylan Bekin okudu.

'HAPİSHANELER İNSAN ÖĞÜTEN İNSANLIK DIŞI KURUM HALİNE GELDİ'
Hapishanelerden İHD'ye yapılan başvurulara ve başvurulardaki ihlal sayısının katlanarak arttığına dikkat çeken Bekin, "Var olan sorunların derinleştiği, tabloya yeni sorunların eklendiği bugün; hasta mahpusların tedavi hakkının engellenmesi nedeni ile yaşanan ölümler, özellikle tecrit ve insan onuruna aykırı uygulamaların yarattığı bunalımlar nedeni ile yaşanan intihar olayları yanında kişiliklerini onarılamaz şekilde yaralayan uygulamalar nedeni ile mahpusların eksikli bireyler olarak dışarıya çıkıyor olmaları, hapishanelerin, insan öğüten insanlık dışı kurumlar haline geldiğinin kanıtıdır" dedi.

2019 yılında zamanında, yeterli ve tıbbi bakım sağlanmadığı için en az 48 tutsağın yaşamını yitirdiğinin çeşitli raporlarda yer aldığını belirten Bekin, 2020 yılının ise daha ilk günlerinde 3 tutsağın hayatını kaybettiğini vurguladı. "27 yıllık mahpus Nurcan Bakır cezasının bitimine iki yıl kala hapishane koşulları nedeni ile yaşamına son verdi" diyen Bekin, şöyle devam etti: "Tecride karşı başlatılan açlık grevi sonrasında Gebze Kadın Hapishanesinden Balıkesir Burhaniye Hapishanesine sürgün sevk edilen hasta mahpus Nurcan Bakır'ın, ailesiyle yaptığı son telefon görüşmesinde 'Zulme karşı sessiz kalmayacağım' dediği ve bir gün sonra da yaşamına son verdiği açıklandı."

457'Sİ AĞIR 1333 HASTA TUTSAK HER SANİYE ÖLÜMLE BURUN BURUNA
İHD'nin sadece ulaşabildiklerini içeren hasta tutsak listesinde 457'si ağır olmak kaydıyla 1333 hasta tutsak olduğunun altını çizen Bekin, "Her saniye ölümle burun buruna dört duvar arasında tedavi hakkından, aileleriyle vedalaşma hakkından yoksun bir şekilde idare tarafından ölüme terk edilmiş durumdalar" dedi.

Bekin, "Hasta mahpusların tedavi hakkına erişiminde; hastaneye sevklerinin, tedavilerinin geciktirilmesi, sevkler sırasında hasta taşımaya uygun olmayan ring araçlarının kullanılması, hastanelerdeki mahpus bölümlerinin tıbbi ve insani ihtiyaçları karşılayamayacak yerler olması, mahpusların hastaneye sevkler sırasında kelepçelenmeleri, tedavi sırasında kelepçelerin çıkarılmaması ve jandarmanın muayene ve tedavi odalarında bulunmakta ısrarı, çok sayıda mahpusu tedavi hakkından vazgeçirecek bir işkence halini almış bulunmaktadır. Bu noktada hekim ve sağlık personelinin de baskı altına alındığı ve meslek etik kurallarında ısrar edemedikleri gözlenmektedir" diye konuştu.

'HAPİSHANELERDE ÖLÜM OLMASINI İSTEMİYORUZ'
Ağır tecrit koşullarında tutulan ve hak ihlallerinin her türlüsünün yaşandığı hapishanelerde yaşamı işkenceye dönüştürülen tutsakların durumunun ülkeyi yönetenlerin sorumluluğunda olan bir insanlık ayıbı olduğunu vurgulayan Bekin, şu ifadeleri kullandı: "Uzun yıllardır yaptığımız gözlem ve deneyimlerimiz, idarenin ve ülkeyi yönetenlerin hapishanelere ve mahpuslara yaklaşımının giderek sertleşmesi; Türkiye hapishanelerinde hasta mahpusların tedavi edilmesinin halihazırda mümkün olmadığını göstermiştir. Bu nedenle hasta mahpuslar serbest bırakılsın demeye devam edeceğiz. İnsan hakları savunucuları olarak 2020 ve sonraki yıllarda da hasta mahpuslar bu haklara erişene kadar, tedavi ve yaşam haklarını savunmaya devam edeceğiz. Hapishanelerde ölümlerin olmasını istemiyoruz."

Açıklama, "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın", "Tedavi haktır engellenemez" sloganlarıyla sona erdi.