27 Eylül 2024 Cuma

Tuzluçayır'da halk toplantısı: BMG'ye güç verin

BMG Ankara Tuzluçayır'da halk buluşması düzenledi. Kuruluşunun ikinci yılında gerçekleşen buluşmada BMG'nin hedefi, hangi ihtiyaca yanıt olarak doğduğu, iki yılda neler yaptığı hatırlatıldı. Halk toplantısında BMG'nin idealleri de hatırlatılarak güç vermeye çağrıldı.

Birleşik Mücadele Güçleri'nin (BMG) 2. kuruluş yılında Ankara'nın Mamak ilçesi Tuzluçayır mahallesinde halk toplantısı düzenlendi. BMG bileşenlerinden Alınteri'nden Zarife Çamalan ve Devrimci Parti'den Enes Tekin'in sunum yaptığı halk toplantısı devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı.

ÇAMALAN: BMG NEYİ HEDEFLİYOR
Söz alan Çamalan bu toplantının üç ana önemi olduğunu dile getirdi. BMG'nin kuruluşun üzerinden iki yıl geçtiğini belirten Çamalan, "BMG nedir, bileşenleri hangi örgütlerdir ve BMG neyi hedefliyor, geride bıraktığımız iki yılda neler yaptık, bunları konuşmak istiyoruz" dedi. BMG'nin tarihine ilişkin hatırlatma yapan Çamalan, olağanüstü bir dönemde olağanüstü görevlere hazırlık kapsamında ortaya çıkan bir ihtiyacın siyasi karşılığı olduğunu da ekledi. "Emperyalist güçler arasındaki hegemonya ve rekabetin kızıştığı, bir dünya savaşının eşiğine geldiğimiz bir dönem bu. Kapitalizmin yapısal krizinin eskisi gibi kolay aşılamadığı, sistemin kendisini yenilemekte güçlük çektiği, krizin faturasının emek sömürüsünün derinleştirilmesi, yağma ve talan olarak emekçilere yıkılmak istendiği gerçeğini yaşayıp görüyoruz" diyen Çamalan, bu koşullarda dünyanın tümünde kapitalistlerin faşist devlet-rejim biçimlerine yöneldiklerini kaydetti.

Bu yönelim karşısında güçlü programlara ve örgütlü-önderlikli niteliklere sahip olmasa da dünya genelinde halk isyanları, ayaklanma ve direnişlerin birbirine eklendiğine dikkat Çamalan, Avrupa'yı sarsan grev dalgasını, İran'da dalga dalga yayılan "Jin, jiyan, azadi" ayaklanmasını örnek verdi.

TÜRKİYE'DE SİYASİ DURUM
Türkiye'nin de bu tarihsel döngüde özel bir yerde durduğunu söyleyen Çamalan, şöyle devam etti: "Yıllardır burjuva egemenlik biçimlerinden faşizmin Hitlerci biçiminin inşası için neler yapıldığını biliyoruz. Tüm saldırganlıklarına rağmen karşısında duran Kürt özgürlük hareketinin, devrimci güçlerin, demokratik-ilerici dinamiklerin direnişini bastıramıyorlar. Dahası sömürü-yağma ve talan politikalarıyla örgütlü olmayan toplumsal kesimler de şu ya da bu şekilde karşılarına dikiliyor. İşçiler örgütlenme, grev ve direniş kültürünü yeniden kazanacak deneyimler yaşıyor. Köylüler maden-enerji-turizm patronlarına peşkeş çekilen tarım ve yaşam alanları için direnmeyi öğreniyor. Kadınlar, siyasallaşmış kadın düşmanlığına karşı diri bir dinamik olarak dikilmekte bir milim bile geri adım atmıyor. Kürt halkı onca gözaltı, tutuklama, katliam, faşist teröre rağmen örgütlü bir halk ve direniş odağı olma vasfını koruyor. Gençlik güçlü bir harekete dönüşmese de sistemin geleceksizlik dayatmalarına karşı belirgin bir kopuş yaşıyor. Kısacası toplumun hemen tüm sınıf ve katmanları sömürü-baskı-yağma politikalarına karşı kendi mecralarında tutum alıyor."

'BMG'NİN TARİHSEL BİR SORUMLULUĞU VAR'
BMG'nin bu koşullarda ayrı ayrı akan sınıf ve halk direnişlerinin kapsamlı saldırı karşısında birleşebilmeleri, ortak program ve talepler temelinde güçlü bir gövde haline gelmelerinin görev ve sorumluluğuyla hareket ettiğini dile getiren Çamalan, "Faşist saldırganlığın, kapitalist sömürüdeki dizginsizliğin olağanüstü nitelikler kazandığı bu dönemde devrimci güçlerin bir araya gelmesinin ve bir direniş-politik odak oluşturmalarının tarihsel bir sorumluluk olduğunu düşünüyor. Kürt özgürlük hareketinin birikimiyle Türkiye devrici hareketin birikiminin buluşmasının muazzam bir enerji yaratacağı inanç ve bilinciyle hareket ediyor" dedi.

'KİTLELERİN İÇİNDE ÖRGÜTLENMEK ÖNCELİĞİMİZ'
"Açlığa, faşizme, işgale karşı tek yol devrim" kampanyasının bu yaklaşımla örgütlendiğini hatırlatan Çamalan, kampanyanın üç vurgusunun burjuvazinin güncel saldırganlığının yoğunlaşma noktalarını ve bunlara karşı mücadelenin yönünün ne olması gerektiğini salık verdiğini belirtti. Çamalan, şöyle devam etti: "Kampanyamız daha da sayabileceğimiz pek çok başlığı kendisinde toplayarak bunlara karşı mücadeleyi bir hedefe bağlıyor. Sistemin reforme edilmesi, restorasyonu gibi ideolojik odakların kitleler üzerine kurmaya çalıştığı hegemonyaya karşı devrim fikrini canlı tutmaya, bu fikir ve ideal için gücünü birleştiren bir odak olduğunu hatırlatmaya dünden daha fazla ihtiyacımız var. Hem devrimci hegemonyadaki zayıflama açısından bu böyle hem de devrim için nesnel koşullardaki elverişliliğin dünle kıyaslanmayacak bir gerçeklik haline gelmesi açısından. Kitlelerin örgütsüz-kendiliğinden harekete geçen gövdesini ortak talepler ve hedeflerle buluşturabilmek en önemli görevimizdir. Dönemin ruhunu kavrayan sloganlar, ayrı ayrı akan kanalları tek bir birleşik mücadele kanalında buluşturacak talepler bütünlüğü ve her şeyden önce de tutkulu bir devrimcilikle kitlelerin içine dalarak onları buna örgütleme görevidir önceliğimiz.

'BMG UMUTLARIMIZI KARDEŞLİK ZEMİNİNDE MAYALADI'
Birleşik Mücadele Güçleri, umutlarımızın, düşlerimizin, dahası kanlarımızın birbirine karıştığı bir kardeşlik zemininde mayalandı. Bu zemin aslında onlarca yıllık devrimci mirasın da ifadesiydi. Kendisini, Kürdistan özgürlük mücadelesinin yarattığı devasa birikimle, Türkiye devrimci hareketinin birikiminin sentezlenmesi, birleşik devrim fikrinin güncel bir gerçeğe dönüşmesinin iradesi olarak gördü. Bunu yükselen toplumsal hareketle buluşan, o hareketi birleşik bir gövdede toplayarak devrimci bir odak yaratmak şeklinde tanımladı. Bu iddiaya, devrimci öznelerin sadece bir araya geldiği değil, asıl olarak o öznelerin birleşik hareketiyle ortaya çıkacak devrimci sinerjinin, mevcut toplumsal hareketin tek bir kanalda toplanmasının manivelasına dönüşmesi şeklinde bir anlam biçti.

'BMG'YE GÜÇ VERİN'
Kendisini sistemin çizdiği sınırların dışında bir mücadele anlayışıyla tarifleyen BMG bugün 2 yılını geride bırakmış bulunuyor. Bu açıdan da aslında daha yolun başındayız.
🔹Biliyoruz ki, işçi ve emekçiler sömürü ve zulüm düzenine karşı insanca bir yaşamı ancak birleşirsek kazanabiliriz.
🔹Şovenizm ve ırkçılığa karşı halkların eşitliğini ancak Birleşirsek Kazanabiliriz.
🔹Kadın cinayetlerine, transfobi ve homofobiye karşı özgür bir yaşamı birleşirsek kazanabiliriz.
🔹Geleceği elinden çalınmak istenen gençlik, doğası yok edilen ve üretemez hale getirilen köylüler ancak birleşirsek kazanabilir.
🔹Yoksulluk ve sömürüye karşı özgür bir geleceği birleşirsek kazanabiliriz.
🔹Halkın gerçek iktidarını ancak ve ancak birleşirsek kazanabiliriz.

Sizleri bu iddia ve hedeflere birlikte ulaşmak için BMG'ye güç vermeye davet ediyoruz."

TEKİN: BAŞKA BİR YOL OLDUĞUNU GÖSTERMEK GÖREVİMİZ
Devrimci Parti'den Enes Tekin ise siyasal süreç üzerine sunum yaptı. Kürdüyle Türküyle, Alevisi-Sünnisiyle, kadını-erkeğiyle, yaşlısı-genciyle işçilerin, emekçilerin, bütün ötekileştirilenler ve ezilenlerin yaşamlarının her alanına dokunmayı, faşizmin ve kapitalizmin baskısı, sömürüsü, zorbalığı altında acı çeken milyonların mücadele dinamikleriyle daha ileri düzeylerde buluşmayı hedeflediklerini aktaran Tekin, "İşçi ve emekçiler Türkiye ve Kürdistan'da bugün düpedüz açlıkla boğuşuyorlar. Hayat pahalılığı, zamlar, işsizlik başını almış gitmiş durumda. Kadın cinayetleri ve doğanın yıkımı aynı şekilde. Kan emici çok küçük bir azınlık dışında toplumun ezici bir çoğunluğu 'yarın ne olacağız' korkusu yaşıyor. Gelecek endişesi ve umutsuzluk gençler içinde yaygınlaşıyor. Ama bütün bu umutsuzluğun içinden filizlenecek olan başka bir yol olduğunu göstermek gibi bir görevimiz var" dedi.

Hayatın değişik alanlarındaki çürümenin sadece ekonomi, siyaset/rejim krizi, iç ve dış politika ya da kültürel ve ideolojik hegemonya ile sınırlı olmayan çok yönlü ve katmanlı yapısal bir kriz olduğunu dile getiren Tekin, bir diğer ifadesinin dünya çapında iflas etmiş bir sistem olduğunu kaydetti.

'ADALET NÖBETLERİ İSYAN EDENLERİN EYLEM BİÇİMİ HALİNDE'
Tekin, şöyle devam etti: "Yağma ve talan toplumun her kesimini pençesine almış durumda. Tarımda küçük üretici adeta can çekişiyor. Emperyalist tarım tekelleri ve yerli kapitalistler kazansın diye köylünün geçimlik ürünlerini ekmesi yasaklanıyor, kota konuluyor ve ekip biçmekten vazgeçmeye, topraklarını terk etmeye zorlanıyor. Adaletsizlik, kapanmayan toplumsal bir yara durumunda. 'Adalet nöbetleri' çaresizlik içindeki kayıp yakınlarının, evladının cenazesine olsun ulaşmak isteyen acılı annelerin, Şenyaşar Ailesi gibi göz göre göre yapılan katliamların faillerinin yargı ve siyaset eliyle kollanmasına isyan edenlerin eylem biçimi halinde.

'ÇÜRÜME HEMEN HER KESİMİ SARARAK YAYGINLAŞIYOR'
Öte yandan toplumsal çürüme hemen her kesimi sararak yaygınlaşıyor. Yoksul semtlerde ve Kürdistan illerinde, uyuşturucu kullanımı ve fuhuş bir kirli savaş stratejisi olarak toplumun en ücra köşelerine kadar bulaştırıldı… Yoksullaşma ve işsizlik cenderesi kadar, dışarıda intihar içeride katliam tamamlıyor bu dehşet tablosunu. Sınır tanımayan Kürt ve mülteci düşmanlığı adeta genlerden fışkırıyor. Hapishanelerden gencecik insanların, hasta tutsakların cenazeleri çıkıyor. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları hız kesmiyor. Zincirlendikleri 'kutsal aile'ye, tıkıştırıldıkları tarikat yurtlarına isyan söze ve eyleme dökülemediği yerde genç intiharlarına yol açıyor. Hemen hemen herkes bütün bu insanlık dışı hoyratlıktan bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor.

'DÜŞMANLIK DAHA FAZLA KAN, ACI VE YOKSULLAŞMAYI GETİRİYOR'
Savaş ve işgal politikaları bu saldırganlığın katmerlenmesine neden oluyor. Savaş harcamaları daha büyük yoksullaşmanın en önemli kalemidir. Daha da önemlisi rejimin hegemonyasını pekiştirmekte Kürt düşmanlığı dün olduğu gibi bugün de en önemli araç. Yayılmacı hayallerle birleşen bu düşmanlık daha fazla kan, acı ve yoksullaşmayı getiriyor."