23 Kasım 2024 Cumartesi

Türkiye'de 426 tutsağın tahliyesi engellendi

TİHV Yönetim Kurulu'ndan Ümit Biçer, hapishanelerde keyfi uygulamalar ve hak ihlallerinin arttığını belirterek, hasta tutsakların internet üzerinden tedaviye zorlandığını söyledi.

İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 2023 yılı raporuna göre 6'sı açık 147 hapishanede en az 23 bin 899 hak ihlali yaşandı. Tecrit, infaz yakma, sağlığa erişim, darp ve iletişim cezası gibi ihlallere maruz kalanların başında ise politik tutsaklar geliyor. Politik tutsaklar, 29 Aralık 2020'de kurulan İdare ve Gözlem Kurullarının verdiği kararlar nedeniyle tahliye edilmiyor. Sadece 2023 yılında en az 426 tutsağın tahliyesi farklı gerekçelerle uzatıldı.

'KURUL KARARLARI HUKUKİ DEĞİL'
TİHV Yönetim Kurulu üyesi Ümit Biçer, hapishanelerde yaşanan hak gasplarına ve infaz yakmalara dair Mezopotamya Ajansı'ndan (MA) Esra Solin Dal'a konuştu. Tahliyeleri engelleyen kurulların tutsakların "iyi halli" olup olmadığına karar vererek, kendilerini mahkeme yerine koyduğunu söyleyen Biçer, İHD verilerine göre sadece 2023 yılında en az 426 tutsağın tahliyesinin uzatıldığına dikkat çekti. Biçer, 2024 yılına dair henüz bir veri olmadığını ancak söz konusu ihlalin yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade etti. Biçer, kurul kararlarının hukuki olmadığına işaret ederek, "Bir kişinin iyi halli olup olmamasının kriterleri nedir diye sorulduğunda buna dair ilke ve değerlendirme yok. Bu da bu kurulların keyfi değerlendirme yapacağına işaret eder. Örneğin cezaevinde bulunan bir kişinin kurulun belirlediği kütüphaneden kitap almaması 'iyi halli' olmaması için bir kriter. Kurulun içinde yer alan hekimin, tutsağın hastalıklarıyla ilgili her türlü bilgisini edindikten sonra hapishanede tutulması için değerlendirme yapması da etik ilkelere aykırıdır" ifadelerini kullandı.

'İMRALI'DAKİ İNFAZ VE CEZA UYGULAMASI TÜRKİYE CEZAEVLERİNE YAYILIYOR'
Tahliyeleri engellenen bazı tutsakların hasta tutsaklar listesinde yer aldığına dikkati çeken Biçer, "Uluslararası mevzuata göre; bir kişiyi hastalığının ağırlaştığı durumda hapishanede tutmaya devam ederseniz, sağlığının ağırlaşmasına neden olursunuz. Bu da Nelson Mandela kurallarına göre onur kırıcı davranış kapsamında değerlendirilir" diye kaydetti. Biçer, hak ihlallerinin yaşandığı cezaevlerinin başında PKK lideri Abdullah Öcalan'ın tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinin geldiğini ve burada farklı bir ceza sisteminin uygulandığını belirtti. Biçer, tecridin büyük bir hak ihlali ve işkence olduğunu söyledi. Biçer, "Yeni yapılan cezaevleriyle bu süreçlerin daha başka bir boyuta taşındığını görüyoruz" diye belirtti. Biçer, İmralı'daki izolasyonun yeni açılan hapishanelerde de uygulamada olduğuna işaret ederek, "İmralı'daki çok özel infaz ve ceza uygulaması, Türkiye'deki bütün cezaevlerinden yaygınlaştırılıyor" dedi.

'İNSAN HAKLARI KURUMLARININ HAK İHLALLERİNE SES ÇIKARMASI GEREK'
Hapishanelerde yaşanan sorunların başında ek sağlık hizmetlerinin verilmemesi geldiğini söyleyen Biçer, şöyle devam etti: "Hasta tutsakların revire dahi çıkarılmayarak, internet üzerinden muayene yapmaya zorlayacak yeni bir sistemden söz ediliyor. İnternet üzerinden hasta muayenesi sağlıkta asla kabul edebileceğimiz bir uygulama değil. Buna dair insan hakları kurumlarının yaşanan hak ihlallerine dönük ses çıkarması gerekiyor."