26 Eylül 2024 Perşembe

TUAY-DER: Hak ihlalleri artarak devam ediyor

Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin giderek arttığına ve tutsakların can güvenliği bakımından tehlike oluşturucağına dikkat çeken TUAY-DER, sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı.
 

Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Dernek binasında yapılan açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, tutuklu aileleri katılırken, açıklamayı TUAY-DER Eşbaşkanı Elif Haran yaptı.

Haran, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması için 8 Kasım 2018 tarihinde başlayan ve binlerce siyasi tutsağın katıldığı açlık grevi direnişini hatırlattı. Öcalan'ın çağrısıyla sonlandırılan direnişin ardından hapishanelerde baskının arttığına dikkat çeken Haran, özellikle de hasta tutsakları ölüme terk eden anlayıştan kaygılandıklarını dile getirdi. Haran, "Derneğimize yapılan başvurular sonucunda derneğimiz üyeleri tarafından Kasım ve Aralık aylarında kadın tutsakların sorunlarının tespiti amacıyla Bayburt M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Gaziantep L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Elazığ Kadın Kapalı Ceza infaz Kurumu, Oltu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Elbistan E Tipi Ceza İnfaz Kurumu, Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumları'nda bulunan kadın tutsaklar ziyaret edilmiştir. Cezaevinde bulunan kadın tutsaklar ile yapılan görüşmelerde, hak ihlallerinin daha da artarak devam ettiği tespit edilmiştir" dedi.

Haran, başvurular doğrultusunda derneğin tutsaklarla yaptığı görüşmeleri ve tutsakların aktarımlarını şu ifadelerle paylaştı:

- Özellikle Gaziantep L Tipi Kapalı Cezaevi'nde görüşülen tutsakların beyanlarına göre 6 kişilik kadın koğuşunda 10 kişinin olduğu ve bir kısım tutsağın yerde yattıkları dile getirilmiştir.

- Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi'nde görüşülen kadın tutsaklar, koğuşta aramaların baskın ile yapıldığı, yapılan aramalarda defterlerin toplatıldığı ve tutsakların kitaplardan not aldıkları defterlerinin kendilerine teslim edilmediği, önceden mektup okuma komisyonu tarafından okunup tutsaklara verilen mektupların da koğuş aramalarında, inceleneceği söylenilerek cezaevi yönetimi tarafından alındığı ancak tutsaklara iade edilmediği belirtilmiştir.

- Siverek T Tipi ve Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında tutsaklara verilen yemeklerin yetersiz olmasının yanında yemeklerin içinden böcek, izmarit, bulaşık teli, cam parçası gibi maddelerin çıktığı ve bu durumun cezaevi idaresine aktarılmasına rağmen hiçbir işlemin yapılmadığı aktarılmıştır.

- Kadın tutsakların cezaevinden hastaneye veya adliyeye gidiş ve dönüşlerde, açık görüşün olduğu zamanlarda koğuştan çıkıp ve dönüşler ile avukat görüşme odasına gitmek için koğuştan çıkıp ve dönüşlerde infaz koruma memurların taciz boyutuna varan aramalarına maruz kaldıkları tarafımıza aktarılmıştır.

- Tutsaklara dönük kitap, gazete ve dergiler sınırlandırılmıştır. Birçok kitap, gazete ve dergi yasaklı olmamasına rağmen keyfi uygulamalardan ötürü tutsaklara verilmediği görülmüştür.

- Hukuka ve yasalara aykırı bir şekilde disiplin cezalarının verildiği ve hatta Elazığ Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan bir tutsağa verilen disiplin cezasının tutsağın yakasının açık olduğu gerekçe gösterildiği aktarılmıştır. Bu durum hakkında kadın tutsak tarafından suç duyurusunda bulunulmuştur.

- Tutsakların sağlık hakları ihlal edilerek, sağlık hakkına erişimleri kısıtlanmıştır. Özellikle Oltu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda bulunan tutsakların diş tedavilerinin yapılmadığı, tutsakların en az 7 dişinin çürük olduğu durumda diş hekimine tedavi olabilecekleri şeklinde gerekçe ile tedavilerinin engellendiği bilgisi aktarılmıştır.

- Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda çift kelepçe uygulaması başlatıldığı ve hasta tutsakların dahi çift kelepçe ile hastaneye sevkinin gerçekleştirildiği, savcılıkla yapılan görüşmede güvenlik gerekçesinin vurgulandığı belirtilmiştir. Tutsaklar yapılan bu uygulamanın işkence niteliğinde olduğunu belirtmişlerdir.

- Elbistan E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda revire çıkışların 2 haftada sadece 3 gün olduğu ve bu muayene sırasında da kelepçeli muayene dayatıldığı ve kelepçenin kabul edilmemesinin ardından tutsakların muayene olamadan geri döndüğü belirtilmiştir.

- Özellikle cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların tedavilerinin yapılmadığı ve hastane sevklerinin doktor kararı olsa dahi cezaevi idaresince keyfi olarak engellendiği ve bu sebeple durumlarının daha da kötüleştiği belirtilmiştir."

'UYGULAMALAR SUÇ OLUŞTURUYOR'
Haran, yaşanan hak ihlallerine karşı hapishane idaresinin kayıtsız kalmasını keyfi bir yaklaşım olmakla birlikte suç oluşturduğunun altını çizdi ve uygulamaların devam etmesinin ileride olumsuz olayların gerçekleşmesine yol açacağına vurgu yapıt. Tutsakların can güvenliklerinin de tehlikeye düşebileceğini ifade eden Haran, sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti.