29 Eylül 2024 Pazar

Trakya Tutsak Aileleri'nden yakınları için çağrı

HDK çalışmalarına katıldıkları bahanesiyle tutsak edilenlerin yakınlarının oluşturduğu Trakya Tutsak Aileleri, "Demokrasi güçlerine bu gibi saldırılar sadece Trakya bölgesine değil, ülke genelinde uygulanmıştır. Bizler aileleri olarak kullanılmış meşru örgütlenme hakkının gasbına karşı, geri adım atmayacağız" dedi.

Trakya Tutsak Aileleri, 2 Haziran günü Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK) çalışmalarını yürüttükleri gerekçesiyle gözaltına alınan ve ardından tutuklanan 29 yakını için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde açıklama gerçekleştirdi. "İfade ve örgütlenme özgürlüğü insan hakkıdır engellenemez" pankartının açıldığı açıklamaya, tutsak yakınlarının yanı sıra davanın avukatları da destek verdi.

Trakya Tutsak Aileleri adına konuşan Şadi Özdemir, operasyon sonrası tutuklanan abisi Sadi Özdemir'in yaşının ilerlemiş olduğunu ve kalp hastası olduğunu söyledi. 4 aydır hapishanede ağır koşullarda tutulan abisinin durumunun her geçen gün kötüleştiğini ifade eden Özdemir, Trakya Tutsak Aileleri olarak hazırladıkları ortak açıklamayı okudu.

ARALARINDA KANSER HASTALARI VAR
siyasi bir operasyon yapıldığını söyleyen Özdemir, tutuklananların Gebze, Bakırköy, Tekirdağ Hapishanelerinde tutulduğunu aktardı, "Arkadaşlarımızdan Saadet Fırat, Ömer Güven ve Sadi Özdemir'in kanser hastası oldukları bilinmesine rağmen tutuklandılar" dedi.

Tutuklananların hem gözaltı hem de tutuklama sürecinde insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını ifade eden Özdemir, "8 günün ardından tüm bu sağlıksız ve yetersiz koşullarda kaldıktan sonra ifadeleri alındı. Bazıları kendilerine yöneltilen soruların neye ilişkin olduğunu dahi anlamadılar. Zaten dosya genelinde gizlilik kararı olduğu için kendilerine sorulan soruların delilleri hakkında bilgilendirilmediler. Tutuklandıktan sonra cezaevine girişte çıplak aramaya maruz kaldıklarını öğrendik. Cezaevinde doktora çıkma konusunda sürekli sorunlar yaşadıklarını, istedikleri ilaçların yazılmadığı, tek kişilik araçlarla iki-üç kişi konularak doktorun yanına götürülmeye çalışıldıklarını ve doktorun karşısına kelepçeli çıktıklarını öğrendik" diye belirtti.

HDK VE HDP MEŞRU ZEMİNDE KURULDU
HDK ve HDP'nin iddia edildiği gibi yasadışı bir örgüt olmadığını tamamen yasal ve meşru yapılar olduğunu dile getiren Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokrasi güçlerine bu gibi saldırılar sadece Trakya bölgesine değil, ülke genelinde uygulanmıştır. Bizler aileleri olarak kullanılmış meşru örgütlenme hakkının gasbına karşı, geri adım atmayacağız. Yakınlarımız ve arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşuncaya kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna haykırıyoruz. Baskı ve tutuklamalar bizleri yıldırmaz, aksine bizi birbirimize kenetler, daha da güçlü kılar. Tutuklu yakınlarımız ve arkadaşlarımız hakkında delilsiz, gerçek dışı, hukuk dışı, iddiaların bir an önce yasal dayanakları ile açıklanması, dava dosyasının oluşturulması, adil yargılanma sürecinin başlatılması ve yakınlarımızın derhal tahliye edilmesini istiyoruz."

TUTSAKLARA KELEPÇELİ MUAYENE DAYATMASI
Tutuklananların avukatlarından Seher Sağlam da, Sadi Özdemir'in durumuna dikkat çekti, "Özdemir, cezaevinde rahatsızlanmış ve ambulansla hastaneye götürülmüş. Fakat rahatsızlanma süresi ile hastaneye götürülme süresi arasında 1 saat gibi bir zaman var. Ve hastaneye doktora muayeneye kelepçeli götürülmüş. Böyle tedavi edilmiş. Cezaevinde tutkularla görüştüm tutuklulara yenilemeyecek yiyecekler veriliyormuş bundan kaynaklı da bu yemekleri çöpe atıp cezaevi kantininde ihtiyaçlarını karşılıyorlar" dedi.

Avukat Lezgin Özalp da, gözaltı ve tutuklanma sürecine kadar olan hukuki süreci aktardı. Özalp, "Savcı, HDK'yi bir illegal örgüt olduğu yönünde karar vererek mahkemeye sevk etti. Savcı arkadaşlarımızın yüzüne bile bakmadı, onları dinlemeyerek mahkemeye sevk etti. Tutuklanan arkadaşlarımızın çoğu hasta tutuklulardır ve yaşları ilerlemiş tutuklulardır. Örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklandı. Her şeyden önce bu operasyon siyasi bir operasyondu" ifadelerini kullandı.