27 Eylül 2024 Cuma

Şimşek: Deprem bölgesinde çevre ve halk sağlığı kritik bir sorun

Maraş depremi sonrası Adıyaman'da gönüllü sağlık hizmeti veren TTB Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Sera Şimşek, deprem bölgesindeki halk sağlığı risklerini ve atılması gereken adımları sıralayarak, önceliğin temiz su, hijyen ürünlerinin sağlanması ve çöplerin toplanması olduğunu vurguladı.

Maraş merkezli 6 Şubat'ta yaşanan depremler sonucu Türkiye ve Suriye'de 35 binin üzerinde insan hayatını kaybederken, deprem bölgesindeki pek çok hastanenin yıkılması, suya ve hijyen ürünlerine erişim sağlanamaması sonucu hayatta kalanlar için sağlık riskleri de giderek artıyor. Adıyaman'da gönüllü olarak çalışan Türk Tabipler Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Sera Şimşek, deprem bölgesini bekleyen halk sağlığı risklerini ve yapılması gerekenleri ETHA'ya anlattı.

Adıyaman'da hasar almayan bir adet Eğitim ve Araştırma Hastanesi bulunduğunu ve bu hastanenin hizmet vermeye devam ettiğini dile getiren Şimşek, bu hastanede depremden önce yatan hastaların da oluşturulan sevk koordinasyonuyla çevre illerdeki hastanelere sevk edildiğini belirtti. Bölgede farklı kurumlardan, kendi inisiyatifiyle gönüllü olarak gelen çok sayıda sağlık emekçisi olduğunu aktaran Şimşek, Sağlık Bakanlığı'nın TTB ve gönüllü sağlık emekçileriyle birlikte çalışmaktaki isteksizliğinin nedeninin koordinasyonu sağlayamamak olduğuna işaret etti.

"Şu an çevre sağlığı kritik bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çöpler çok fazla, sokaklarda, yol kenarlarında, belirli çöp alanlarında bir yığılma var. Bu ileride hem vektörle bulaşan hastalıklar için hem de ishalli hastalıklar için büyük bir risk" diyen Şimşek, bu risklerin önlenebilir olduğunu kaydetti.

Hızlıca çöplerin toplanması, moloz yığınlarının kaldırılması ve su sağlanması gerektiğinin altını çizen Şimşek, şehirde su ve tuvalet olmayışının bütün hastalıklar için birincil etken olduğunu ifade etti. İçme ve kullanım suyunun acilen sağlanması, kullanım suyunun denetlenmesi, mutlaka süper klorlama yapılması ve kullanım suyunun çeşmeye ulaşana kadar uygun hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, bazı mahallelere su gittiğini ancak bu suyun çamurlu aktığını, rengi berrak olsa bile içerisinde çok fazla etken barındırabileceğini kaydetti.

"Su, tuvalet ve hijyen ürünlerinin hızlıca sağlanması gerekiyor ki burada bir salgına yol açmasın, çünkü salgına çok yatkın bir durum var burada" diyen Şimşek, ayrıca toplu alanların sadeleştirilmesi ve havalandırılması gerektiğini vurguladı. Şu ana kadar soğuk hava nedeniyle çok fazla etken üremese de depremin bir haftayı geride bırakmasıyla bölgede ishal, akut üst solunum yolları enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonları, mantar gibi hastalıkların çıkmasını beklediklerini kaydeden Şimşek, bölgede son birkaç günde TTB ve demokratik kitle örgütleri aracılığıyla revirler açıldığını ve sağlık hizmeti verilmeye başladığını ancak halk sağlığı müdahalelerinin hızlıca yapılması gerektiğini kaydetti.

Bölgeye çok fazla yardım geldiğini ancak bu yardımların organize edilmesi gerektiğinin altını çizen Şimşek, çok fazla yardım geldiği gibi çok fazla yardım talebi de olduğunu ve bunların birbirine organize şekilde aktarılması gerektiğini dile getirdi. "Mesela bir şey istiyoruz, bir anda yığılıyor, bazen fazlası oluyor, sonra bir başka şeyde eksik kalıyoruz. İlk başta çok fazla besin geldi, sonra besin çok dendi, şimdi giyecek ve ayakkabı var elimizde ama bu sefer besin azaldı, tıbbi malzemeler de benzer şekilde" diyen Şimşek, yardımların sürdürülebilir bir şekilde organize edilmesinin önemine dikkat çekti. 

Şimşek, şöyle devam etti: "Bunları sık sık dile getirmek, unutturmamak önemli. Bir kriz döneminde biz bütün gücümüzü buraya sunuyoruz, STK'lar gücünü buraya sunuyor ama bir yerden sonra bunun unutulmaması lazım. Devletin olmadığını birçok yerde, enkaz çalışmalarında, yardımlarda, çok çeşitli yerlerde gördük. STK'larla, gönüllü insanlarla bu işin yürüdüğünü belirtmek gerekiyor."