27 Eylül 2024 Cuma

SGDF: KYK borçları silinsin

SGDF üyeleri, KYK önünde öğrencilerin yaşadığı ekonomik sorunlara dikkat çekti. Sosyalist gençler, "Her şeyden önce yaşamak istiyoruz. Biz daha üniversite okurken borcumuzu nasıl ödeyeceğimizi düşünmek istemiyoruz" dedi.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri, "Ranta, talana, şirkete değil öğrenciye bütçe" şiarıyla Fatih'te bulunan Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamayı okuyan Aze Deniz Akşar, sermayenin içinde bulunduğu ekonomik krizin derinleştiğine dikkat çekerek, "Tüm dünyada sermaye güçleri krizi işçilerin, emekçilerin, öğrencilerin, kadınların sırtına yüklemeye çalışıyor" dedi.

"Ekonomik krizin coğrafyamıza yansıması dünyanın bir çok yerinden farksızdır" diyen Akşar, yaşamın olduğu her alanda fahiş fiyatlar ile daha fazla sömürüyle karşılaştıklarını dile getirdi.

Akşar, yaşanan duruma karşı iktidarın "indirim oranı değişikliği", "tersine büyüyoruz" ve "bir mermi ne kadar haberiniz var mı?" bahaneleriyle savunduğunun altını çizdi.

'ÖĞRENCİ OLARAK DEĞİL, GENÇ İŞÇİLER OLARAK HAYATA BAŞLIYORUZ'
Krizden en çok etkilenen kesimlerden birinin gençlik olduğunu ifade eden Akşar, konuşmasına şöyle devam etti: "Zaten part-time, ucuz ve güvencesiz çalışan iş gücü olan gençlik, gün geçtikçe üniversite, lise öğrencileri değil de genç işçiler olarak hayata başlıyor. Kayıtsız, saatlerce, güvencesi olmayan işlere mahkum edilirken bir yandan bitirmeye çalıştığımız üniversitelerimiz şirketlere, kâr amaçlı kuruluşlara dönüştürülmeye çalışılıyor. Kampüsleri özel şirketlerle doldurup fahiş fiyatlı ürünlere bizi mahkum eden atanmış rektörler, ekonomik kriz bahane ederek kantinleri özelleştiriyor, üniversite yemekhanelerindeki indirimli öğünleri sınırlıyor, yemek fiyatlarına zam uyguluyor. Üniversiteye ayrılan bütçe kâr etmek amacıyla yatırım gibi değerlendiriliyor."

Öğrencilerin cebinde kalan son kuruşunda gasp edilmek istendiğini söyleyen Akşar, üniversitelerde ücretsiz hizmet için bütçe alan "ceo görünümlü" atanmış rektörlerin krizi bahane ederek öğrencilere hizmet vermediğini söyledi.

Akşar, "KYK borçlarımız ve bursumuzun yarısı olan yurt fiyatları gündem olduğunda para yokken, bizden kesilen ve alınan paralar ile Kanal İstanbul gibi milyon dolarlık, üstelik ekolojik yıkım projelerine kollar sıvanıyor" şeklinde konuştu.

'KYK DİPLOMA HEDİYESİ OLARAK BORÇ BATAĞI SUNUYOR'
Akşar, zam, vergi, enflasyon kıskacında "geçinemiyoruz" dedi ve ekledi: "KYK'dan aldığımız 550 TL ne üniversitedeki 'restoranımıza', ne aldığımızın en az yarısı değerinde olan yurt ücretlerine, ne doğalgaza, ne elektriğe, ne de suya yetiyor. Enflasyon artarken gelire yapılan zam oranında artış olmaması gençliği açlığa ve yoksulluğa mahkum etmek anlamına geliyor. Genç işsizlik oranının resmi olarak yüzde 27'Ieri aştığı bugünlerde, iş bulamayan mezunlara, KYK'da diploma hediyesi olarak borç batağı sunuyor. Üniversite okurken dahi öğrencinin geleceğini ipotekleyen bu uygulama gençliği geleceksizliğe sürüklüyor. Yurt fiyatları ile verilen ücret arasındaki mantıksız uçurum devlet yurtlarının da kâr amaçlı kuruluşlar haline geldiğini gösteriyor."

Öğrencinin hayatını kolaylaştırmak için kurulan kuruluşların, öğrenciyi sömürdüğünü kaydeden Akşar, bunun Sibel Ünli olmak üzere Mehmet Ali, Nazlıcan gibi bir çok sayıda öğrencinin hayatlarına mal olduğunu vurguladı. KYK ve üniversite yönetiminin holding gibi çalıştığını ifade eden Akşar, "En temel haklarımız olan barınma, ulaşım ve beslenme hizmetlerinin ucuz ve kaliteli olmasını istiyoruz" diye konuştu.

Akşar, KYK borçlarının silinmesini talep ederek, "Geçinebilmek istiyoruz ama her şeyden önce yaşamak istiyoruz" dedi.

Eylem, "Depresyon değil, kapitalizm öldürür", "Müşteri değil, öğrenciyiz" sloganlarının ardından sona erdi.