27 Eylül 2024 Cuma

Sarayın bakanları savunmaya geçti

Depremin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen hala çadıra, temiz suya, seyyar tuvalet ve banyolara ulaşamayan binlerce kişi var. Saray rejimi ise gelişen tepkileri azaltmak için yalanlarını sıralamayı sürdürüyor. Bölgedeki sağlık emekçileri ve meslek örgütleri salgın tehdidine dikkat çekerken Sağlık Bakanı salgın tehlikesi olmadığını söyledi. Savunma Bakanı da, askerin ilk andan itibaren arama kurtarma çalışmalarına katılmaması eleştirilerini reddetti. Ancak deprem bölgesine asker ve polis OHAL ilanının ardından gitti. Gidiş amaçlarıysa halkın tepkisini engellemek, halka işkence yapmaktı.

Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki hafta geçti. Depremin 15. gününde hala çadıra, temiz suya, seyyar tuvalete, banyolara, hijyen ürünlerine ve yeterli gıdaya erişemeyen binlerce depremzede bulunuyor.

Saray rejimi ise halkın ihtiyaçlarını karşılamak yerine gelişen tepkileri yalanlarıyla örtmeye çalışıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Adıyaman'da barınma sorunu olmadığını iddia ederken, binlerce depremzede hala çadıra ulaşabilmiş değil.

Kurulan çadır kentlerde çadırların dip dibe olması, halen temiz suya, tuvalet ve banyoya erişim sorunu yaşanması ise salgın tehdidi oluşturuyor. Depremin yaşandığı andan itibaren Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığına uyarılarda bulunup alınması gereken tedbirleri sıralarken, bakanlık uyarılara kulak asmadı. Gönüllü olarak bölgeye gitmek isteyen sağlık emekçileri idari izinli sayılıp görevlendirme yapılmazken, gerek çadır kentlerde gerekse diğer alanlarda hijyeni sağlayacak bir ortamın olmaması dizanteri, uyuz, kolera tehdidini doğuruyor.

BAKANA GÖRE VİRÜS VAR AMA SALGIN YOK
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi bahçesine kurulan sahra hastanesinde yaptığı açıklamada, bulaşıcı hastalık salgını olmadığını öne sürdü. Depremin ardından ilk iki gün harekete geçmediklerini itiraf ederek, önlemleri 3. günden itibaren almaya başladıklarını söyleyen Koca, deprem bölgesine sağlayan suyun sağlıklı olmadığını da kabul etti. Günlerce su verilemeyen deprem bölgesine verilen suyun temiz olmadığını itiraf etmek zorunda kalan Koca, "Şebeke hasarları ve kaynakta meydana gelen olumsuzluklardan dolayı su kalitesinde uygunsuzluklar yaşanabilmektedir. Valilik ya da kaymakamlıkların 'musluk suyu içilebilir' duyurusuna kadar içme ve diş fırçalama için ambalajlı sular tercih edilmeli, şebeke suyu temizlik için kullanılmalıdır" dedi.

Bakan Koca bugüne kadar bulaşıcı hastalık salgını saptamadıklarını öne sürerken, Antep ve Osmaniye'de yüksek bulaşıcılık oranına sahih bağırsak enfeksiyonu ve ishale neden olan rotavirüs ve Adıyaman'da rotavirüsün yanı sıra hızla bulaşabilen soğuk algınlığı, kırmızı göz, zatürre ve akut bronşit gibi rahatsızlıklarla kendisini belli eden adenovirüs görüldüğünü açıkladı. Bakan Maraş'ta da akut bağırsak enfeksiyonu sayısında artış olduğunu itiraf ederken, salgın olmadığını öne sürmesi dikkat çekti.

HEKİMLER BAKANI YALANLADI
Bölgede çalışan sağlık emekçileri ise, depremin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen insanların büyük kısmının banyo yapamadığını, toplu alanlarda yan yana kaldığını, bunun da salgın riskini artırdığını söyledi. Ayak mantarı, uyuz, idrar yolu enfeksiyonu ve kadınlarda vajinal mantarın arttığını söyleyen hekimler çadırlarda kurdukları revirlerle sağlık hizmeti vermeye çalışıyor.

Maraş Narlı'da sağlık hizmeti veren doktor İlay Kadiroğlu, bölgede uyuz salgını başladığını anlattı. Diğer bölgelerdeki sağlık emekçilerinin de uyuz salgını başladığını bildirdiğini söyleyen Kadiroğlu, "İnsanların düzenli banyo yapamadığı, kıyafet değiştiremediği ve çadırlarda hijyenik koşullarda yaşamadığı durumlarda uyuz ilacını kullanmak da pek etki etmeyecek" temiz su, tuvaletlerin aciliyetine işaret etti.

Temiz suya erişimin çok zor olduğunu ve insanların kuyu suyu içtiğine vurgu yapan Kadiroğlu, "Su bağlanmaz, temiz bir tuvalet olmazsa, dizanteri, kolera, tetanos, uyuz gibi bu tarz salgınlar çok daha büyük sıkıntılara yol açacak" diye uyardı.

SAVUNMA BAKANI İLK ANDAN İTİBAREN HALKIN YANINA KOŞMUŞ
Halkı göçük altından çıkarmak için çalışma yürütmeyen ve ölümlerin sorumlularından biri olan Savunma Bakanı Hulusi Akar da dün açıklama yaptı. "Gerçekleri yansıtmayan yanlı iddialar iyi niyetle izah edilemez. MSB, ilk andan itibaren milletinin yanına koştu. Deprem sonrası harekat merkezleri süratle yapılması gerekenleri yaptı, 04.30'da birliklerden rapor istendi, TSK İnsani Yardım Tugay Komutanlığına hazır ol emri verildi" sözlerini sarf eden Akar'ı halk ilk günden beri yalanlıyor.

Asker deprem bölgesine OHAL ilanının ardından gitti. Asker ve polisin deprem bölgesine ilk gidiş amacı OHAL tedbirlerini almak, "yağmacı" diyerek sokak ortasında ve gözaltı merkezinde halka, mültecilere işkence yapmaktı. Arama kurtarma çalışmalarına askerin katılımı ise sonraki günlerde yaşandı.

BAKANLARIN PER PERİŞAN GÖRÜNTÜLERİ!
Depremde onbinlerce kişinin ölümünden sorumlu olanlar deprem bölgesindeki çalışmalarında özel bir görüntü vermeye başladı. Deprem bölgesinde bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum başta olmak üzere bölgede uzun süre kalan sarayın temsilcileri kirli sakal bırakmaya başladı. Deprem bölgesinde kendilerine bakamadıkları, halkın kederiyle kederlendikleri görüntüsü çizmeye çalışanların sahtelikleri böylece yüzlerine yansımış oldu.