27 Eylül 2024 Cuma

Sanık avukatından 'cemevleri ibadethane değil dernek' iddiası

Dört cemevine yönelik saldırıya yönelik davanın 2. duruşmasında tutuklu yargılanan Ahmet Ozan Karaca, akıl sağlığının yeri olmadığı iddiasının arkasına sığındı. Kendisinin mehdi olduğunu öne süren Karaca, mehdi olduğu için sosyalistleri sevmediğini ama dinlerle bir sorununun olmadığını iddia etti. Sanık avukatları ise cemevlerinin ibadethane değil dernek olduğunu öne sürdü bu nedenle de ibadete yönelik bir saldırı olmadığını savundu.

Ankara'da bulunan Ana Fatma Cemevi, Şah-ı Merdan Cemevi, Gökçebel Köy Derneği ve Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı'na yönelik geçen yıl Muharrem Orucu'nun ilk günü olan 30 Temmuz 2022'de saldırı yapılmış ve olayla ilgili 3 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 3 kişiden 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken saldırıyı gerçekleştiren Ahmet Ozan Karaca tutuklanmıştı.

Saldırıların ardından açılan davanın ikinci duruşması Ankara 63. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Alevi kurum başkanları ve yöneticileri başta olmak üzere çok sayıda demokratik kitle örgütü, Ankara Barosu, siyasi parti temsilcileri ve BM gözlemcisi katıldı. Avukatların bir önceki duruşmada, büyük salonda duruşmaların yapılması talebi kabul edildi.

Bir önceki duruşmada avukatların reddi hakim talebinin reddedildiği açıklandı.

Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Sanık Ahmet Ozan Karaca salona getirilmedi. Sincan Hapishanesinden SEGBİS ile bağlandı. Tutuksuz yargılanan iki sanık Çağdaş Can Bardakçı ve Baver Gül bulundukları ilden SEGBİS'le bağlandı.

Ardından sanıkların savunmalarına geçildi.

SANIK KARACA: BEN MEHDİYİM DİNLERLE SORUNUM YOK SOSYALİSTLERİ SEVMİYORUM
Tutuklu yargılanan Ahmet Ozan Karaca savunmasında, psikolojik sorunları olduğunu öne sürdü. Cemevleriyle ilgili kötü şeyler duyduğunu ve Allah tarafından görev verildiğini sandığını iddia eden Karaca, "Tarihle ilgili şeyler okuyorum. Biri bana 3 arsa verdi. Bu arsaları araştırırken 15 Temmuz'da savaşlar, melekler vs aklıma geliyordu. Kendimi mehdi sanıyordum. 15 Temmuz'da sela okununca gaza geldim. Sürekli beynim bunlarla meşgul. Herkesi kendimce teste sokuyordum. Allah'ın askerlerini toplamaya çalıştım. İzmir'e, Eskişehir'e gidip, Baver'e (Baver Gül) cemevlerine saldıralım dedim. Oda saçmalama dedi, kabul etmedi. Eskişehir'e giderken yolda cemevlerine saldırma kararı aldım. Eskişehir'de cemevi aradım ama bulamadım. Sonra Ankara'ya geldim. Bir derneğin önünde sosyalizm vs yazıyordu ona saldırdım. Sonra telefondan cemevleri yazdım. Önüme çıkan yerlere bu saldırıları yaptım. Mehdi olduğum için sosyalistleri sevmiyorum. Din düşmanı onlar. Ben hiçbir inanca saygısızlık etmedim. Kimsenin inancı beni ilgilendirmez. Benim sevgilim de Alevi. Onu ömrüm boyunca seveceğim. Benim hiçbir suçum yok. Herkesin inancına saygılıyım. Herkesten özür dilerim. Pişmanım. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum" dedi.

Ardından avukatlar sanık Karaca'ya sorularını yöneltti.

'CEMAAT VE TARİKATLARLA GÖRÜŞMEDİM' İDDİASI
Avukat Ebru Aybak sanık Ahmet Ozan Karaca'ya neden saldırıdan önce Çeşme'ye gittiğini, orada bir sorun yaşayıp yaşamadığını, orada cemaat ya da tarikatlarla görüşüp görüşmediğini, saldırının öncesinde İstanbul'a da neden gittiğini sordu. Sanık ise emlakçılık yaptığını, iş nedeniyle bu illere gittiğini, tarikat ve cemaatlerle görüşmediğini iddia etti. Avukat Aybak, sanık Ahmet Ozan Karaca'ya telefon aramalarında Çeşme'de bulunan cemevlerini neden aradığını, sanık Çağdaş Can Bardakçı'nın kendisine belirli aralıklarla neden para yolladığını, kendisine cemevlerini kötüleyenlerin kim olduğunu sordu. Sanık Karaca da cevap olarak Çeşme'de korsan taksicilik yaptığını, telefondaki aramalardan haberinin olmadığını, Çağdaş'ın arkadaşı olduğu için küçük miktarlar kendisine gönderdiğini, cemevlerini kötüleyenlerin ise akrabaları olduğunu söyledi.

SOYLU'NUN SÖYLEMLERİNDEN ETKİLENMİŞ
Avukat Deniz Aydın ise sanık Ahmet Ozan Karaca'ya Eskişehir'de cemevi olmasına rağmen neden Ankara'ya geldiğini, kendisini yönlendiren biri olup olmadığını, Ferhat Encü ve Haşim Kaplan'ı neden Google da arttığını sordu. Sanık ise saldırıyı tek başına yaptığını, Eskişehir'de cemevi bulamadığını o yüzden Ankara'ya geldiğini, hiçbir tarikatla cemaatle bağının olmadığını, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun PKK'ye karşı söylemlerinden etkilendiğini ve bu kişileri arattığını, PKK'ye karşı savaşması gerektiğini düşündüğünü belirtti.

'UYUŞTURUCU KULLANIYORUM'
Diğer avukatlar ise uyuşturucu kullanıp kullanmadığını, kısa süre içerisinde bu saldırıları nasıl tek başına yaptığını, İstanbul'da da bir saldırı olacağından haberi olup olmadığını, Gökçebel Köy Derneği Google da görünmüyor burayı nasıl bulduğunu sordular. Sanık Ahmet Ozan Karaca, uyuşturucu kullandığını, rastgele saldırı yerlerini seçtiğini ve gittiğini, İstanbul'da yapılan saldırılarla ilgisi olmadığını öne sürdü.

SANIK BAVER GÜL: SALDIRILARLA İLGİLİ BİLGİM VE İLGİM YOK
Sanık Baver Gül ise savunmasında, "Bu kişi ile görüşmüyorduk. Bizi engellemişti. Sonra bir anda amcam beni öldürecek bana boş ev lazım dedi arayarak. Sonra yanıma geldi. Çağdaş'ı da alıp Eskişehir'e gittik. Sonra gece 4 5 gibi evden kaçtı gitti haberim yok. Bir gün sonra olayı öğrendim. İfade vermek için Ankara'ya geliyordum. Yolda polisler aldı. Ahmet Ozan Karaca 'bana büyü yapıldı' diyordu. Sağlıklı değildi. Benim saldırılarla ilgili bilgim ve ilgim yok. Beraatimi istiyorum" dedi.

SANIK BARDAKÇI: OLAYI ERTESİ GÜN ÖĞRENDİM
Sanık Çağdaş Can Bardakçı da savunmasında, mağdur olduğunu olayı ertesi gün öğrendiğini iddia etti.

SANIK AVUKATI: İBADETE SALDIRI SÖZ KONUSU DEĞİL
Ardından sanık avukatları söz alarak savunmalarını yaptı. Avukatlar, "Müvekkillerim Çağdaş ve Baver bu dosyaya nasıl girdi anlamadık. Mağdur durumdalar. Olaylarla hiçbir ilgileri yok. Buna dair bir delil de yok. Beraatlerini istiyoruz. Özdemir bey (Özdemir Özdemir) tehdit ederek konuştu. Üzüldük. Konu hukuk çerçevesinde değerlendirilmeli. Karaca'nın çok ciddi psikolojik sorunları var. Burada sanki her şey kurguymuş gibi konuşuluyor. Şehir Hastanesinde 3 hafta kaldı müvekkilim. Oradaki doktorları zan altında bırakamayız. ATK müvekkilimle 10 dakika görüşmüş ve rapor vermiş. Çelişki varsa başka bir rapor daha alınmalıdır. Bu dava bir an önce sonuçlandırılmalıdır. Cemevleri ibadethane değil. Dernek adı altında faaliyet gösteriyorlar. O yüzden kanunilik ilkesine göre inançlara saldırı söz konusu değil. Mala zarar verme suçu işlenmiştir sadece. Dosyayı genişletmenin anlamı yoktur. Müvekkilim ceza alsa bile yattığı süre göz önüne alındığında serbest bırakılmalıdır. Tahliyesini ve beraatini istiyoruz" dedi.

KARABUDAK: GEÇMİŞTEN BUGÜNE ALEVİLER HEP SALDIRIYA UĞRADI
DAD Ankara Şubesi EşBaşkanı Mustafa Karabudak, "Şikayetimiz devam ediyor. Bu saldırının arkasında kimler varsa açığa çıkarılmalıdır. Geçmişten bugüne Aleviler hep saldırıya uğradı. Biz mahkemeden, devletten yurttaşların korumasını istiyoruz. Çorum, Maraş, Sivas katliamlarını yaşadık. Bu davanın da onlar gibi düşürülmesini istemiyoruz.

ERBEKTAŞ: YAPTIĞI DELİ ROLÜNE İNANMIYORUZ
Şah-ı Merdan Cemevi Başkanı Kazım Erbektaş ise, "Bu saldırının arkasında başkaları var. Deli rolü yapmaya çalışıyor. İnanmıyoruz. Bu davanın peşini bırakmayacağız. Buna göz yumulursa saldırıların devamı gelir. Şikayetçiyiz" dedi.

ÖZDEMİR: SANIĞA RAPOR VERENLER HAKKINDA İŞLEM YAPILMALI
Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir de, "Sanık deliyim diyerek tahliye istiyor. Zaten deli de değilmiş. Ama bizim delilerimiz var. Bu adam çıkarsa ne yaparlar bilmem. Şehir Hastanesi'nde bu kişiye kim bu raporu verdiyse o doktorlar hakkında işlem yapılmalı. Bu kişinin Çeşme de görüştüğü kişiler dinlenmeli. Kimler bunlar? Bir de polisle görüştüğünü söylüyor o kimdir? Her şey ortaya çıkarılmalıdır. Bu şahıs sekreterimizi bıçakladı. Bundan yargılanmalı" dedi.

'DELİLLERİN TAM OLARAK TOPLANMASINI İSTİYORUZ'
Ardından cemevlerinin avukatları söz aldı. Avukatlar şunları dile getirdi: "Efe adlı şahsın telefonunun incelenmesini istiyoruz. Sanık Baver Gül'ün ve Çağdaş Bardakçı'nın Emniyet Müdürlüğü ile bir görüşmeleri söz konusu. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne bu görüşmelerinin sorulmasını istiyoruz. Aynı zamanda Çeşme'deki otoparkın sahiplerinin de dinlenmesini ve korsan taksicilik yapıp yapmadıklarının sorulmasını, Karaca'nın Polatlı da kaldığı otelin kayıtlarının istenmesini ve kaydını tutmayan resepsiyonistin tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Eskişehir'de bulunan cemevlerinin o tarihlerdeki güvenlik kameralarının incelenmesini istiyoruz. Yargılama gerekçesinde nefret suçu da eklenmeli. Eylem şiddet içeriyor. Ayrıca deliller tam olarak toplanmamış durumda. Sanık Karaca İngiltere numaralı bir telefonla da sık sık görüşüyor. Birden fazla telefonu var şahsın. Bunların araştırılmasını istiyoruz. Sanıkların tüm telefonlarının olaydan geriye doğru en az 6 aylık sürecinin baz incelemeleri yapılmalı. Bilirkişiye inceletilip raporlaştırılmalı. Karaca'nın ailesinin dinlenmesini istiyoruz."