29 Eylül 2024 Pazar

Sancar'dan kayyum tepkisi: İktidar darbe söylentileri ile hayaletler yaratırken kendisi darbe yapıyor

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin 5 belediyesine daha kayyumla gaspedilmesine yönelik açıklamalarda bulundu. İktidarın halk iradesine ve Kürt halkına düşmanlık yaptığını söyleyen Sancar, son günlerde gündemden düşürülmeyen darbe tartışmalarına atıfta bulundu, "İktidar darbe söylentileri ile hayaletler yaratırken kendisi darbe yapıyor" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Siirt, Iğdır, Baykan, Kurtalan ve Altınova belediyelerine Kayyum atanmasına ilişkin partinin Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
 
Belediyelere Kayyum atanmasını darbe olarak nitelendiren Sancar, "Bu sabah 5 belediyemize Kayyum atandı. İktidar sözcüleri bir süredir kamuoyunu darbe söylemi ile oyalıyorlar. Meğer kendileri bir darbe planı peşindeymişler. 31 Mart'tan bu yana 65 belediyeden 45'i Kayyum darbesiyle gasp edildi. Bunun adı açıktır: bu bir darbedir. Daha da açık söyleyeyim: İktidar, Kayyum politikasıyla Kürt halkına düşmanlık yapıyor. Kayyum Kürt düşmanlığının en sert, en açık örneğidir" dedi.

Batıda CHP'li belediyeleri de kayyum şantajıyla terbiye edilme yoluna gidildiğini hatırlatan Sancar, "Kayyum uygulamalarının başından beri kamuoyunu uyarıyoruz. Kamuoyuna çağrılar yapıyoruz. 'Kayyum darbesini sadece HDP'nin, sadece Kürt halkının bir meselesi olarak görürseniz yanılırsınız' diyoruz. 'Bu, iktidarın faşizan anlayışının bütün ülkeye hâkim kılınması için yapılan bir hazırlıktır' diye altını çizerek uyarıda bulunmuştuk. O nedenle belediyelerimize yönelik bu gaspı hep birlikte göğüslemek gerektiğini de belirtmiştik. Eğer o gün gerekli dayanışmayı gösterseydik, o gün hep birlikte iktidarın gaspçı faşizan uygulamasını hep birlikte durdurmak için bir araya gelseydik bugün belki bu tablo ile karşılaşmadık" şeklinde konuştu.

İktidarın demokrasi, halk iradesinin ve Kürtlerin düşmanı olduğunu söyleyen Sancar, "Kürt halkı iradesine ve onuruna sahip çıkmayı bilir. On yıllardır hiçbir baskı Kürt halkını sindirmeye yetmemiştir. Onun temsilcilerini diz çökmeye yöneltememiştir. Diz çökmeyeceğiz, sinmeyeceğiz, mücadeleyi kararlılıkla büyüteceğiz" ifadelerini kullandı.

'DEMOKRATİK ALANLARA YÖNELTİLEN DARBE TEHDİDİNE KARŞI HERKESİ BULUNDUĞUMUZ SAFLARA ÇAĞIRIYORUZ'
Meslek örgütlerine ve odalara da benzer bir darbenin hazırlandığına dikkat çeken HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuşmasının devamında özetle şunları söyledi:

İktidarın darbe planı devam ediyor. Belediyeler bu planın en öncelikli hedefi ama toplumdaki bu iktidar, diğer demokrasi alanlarını da darbeci yöntemlerle kendi kontrolüne almak için çalışmalarını sürdürüyor. Mesela iktidar, barolara, meslek örgütlerine ve odalarına benzer bir darbenin hazırlığını açıkça dile getiriyor. O halde bütün avukatları, hukuktan demokrasiden yana olan bütün mimarları, mühendisleri bu darbe planına karşı çıkmak için aynı saflarda buluşmaya çağırıyoruz. Bu saf durduğumuz yerdir. Bu saf barış kararlılığıdır, savaş karşıtlığıdır. Bu saf faşizm karşıtlığıdır, demokrasi taraftarlığıdır. Bu saf yoksulluğa karşı onurdur. 

İktidar, sadece belediyelerimizi gasp etmekle darbe yapmış olmuyor; aynı zamanda demokratik siyaseti bütünüyle tasfiye etme niyetini de ortaya koyarak başka karanlık arayışlara da zemin hazırlıyor. Bu ülkenin aydınlık insanları, bu ülkenin demokratları, her türlü karanlık plana samimiyetle karşı dururlar. Bu planların başlıca kaynağı bu iktidardır. Karanlık planlarını iktidar Sarayda hazırlamakta ve topluma giydirmeye çalışmaktadır. Biz buna karşı mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz. Kimsenin bundan şüphesi olmasın.

'HDP'Yİ DEVRE DIŞI BIRAKMAK KARANLIĞA DAVETİYEDİR'
Bu ülkeye barış, bu ülkeye demokrasi, bu ülkeye özgürlük ancak HDP'yle gelir; ancak Kürtlerin kararlı mücadelesini ülkenin bütün demokrasi güçlerinin sahiplenmesiyle gelir. Demokratik siyaset ve onun en kuvvetli savunucusu HDP, bu ülkede demokrasinin ve barışın sigortasıdır. Kim ki bu sigortayla çok fazla oynamaya çalışır, kim ki bu sigortayı devre dışı bırakmaya çalışır, işte o bu ülkeyi karanlığa boğmaya niyetlidir. Bu sigortayı devre dışı bırakmak, karanlığa davetiyedir. Biz ülkenin ve toplumun barış içinde, demokratik bir düzen içinde bir arada yaşaması için enerjimizi en üst noktaya kadar çıkarmak kararlılığındayız. Sigorta olma işlevimizi sonuna kadar korumaya kararlıyız. Bu sigorta, bu ülkeyi aydınlatan, bu ülkeye umudu yayan en önemli kaynaktır. Herkes bunu böyle bilsin. 

Bugün tarihin çöplüğünde yer alan o parti başkanları bir zamanlar çok kudretliydiler. Ama Kürt sorununa savaş politikalarıyla yaklaşmak ve Kürt düşmanlığının aleti olmak onlara bu sonu getirmiştir. İktidarı uyarıyoruz, tarihten ders alın. Demokrasi sigortasıyla oynamayın, toplumun barış umuduna saldırmayın. Aksi takdirde halkların güçlü iradesi ve mücadelesi karşısında en kısa zamanda tarihin çöplüğünü boylarsınız. 

Bu iktidara 31 Mart'ta ve 23 Haziran'da kaybettiren bizim güçlü demokrasi irademiz ve Türkiye halklarına aydınlık bir gelecek vaat eden politikalarımızdı. İktidara bu politikalarla kaybettirdik. Sandık kurulduğu ilk anda iktidarı tarihin çöplüğüne gönderecek olan da HDP'dir, Kürt halkıdır, halkların ortak inancı ve kararlılığıdır. 

'DEMOKRASİ YOLUNDA KARARLILIKLA YÜRÜYELİM'
Çağrımızı tekrarlamak istiyorum: Kimse bu darbeci Kayyum uygulamasının sadece HDP'ye, sadece Kürtlere yönelik olduğu gibi bir gaflete düşmesin. Bu bütün ülkeye, ülkedeki bütün halklara ve bu toplumun bütün kesimlerine yönelik bir darbe operasyonudur. Gelin hep birlikte bu darbeci iktidarı durdurmak için mücadelemizi büyütelim, yan yana, omuz omuza, kol kola barış ve demokrasi yolunda kararlılıkla yürüyelim.  Şimdi esas sorumluluk iktidara karşı çıktığını söyleyen bütün partilerdedir

'SORUMLULUK KENDİNE DEMOKRATIM DİYENLERDE'
Sancar gazetecilerin "Muhalefet bir dayanışma mesajı yayınladı mı, sizinle bir temasa geçtiler mi, bu hususla ilgili ne söylemek istersiniz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Şu ana kadar temasa geçen hiç kimse yok. Biz çağrımızı çok açık yapıyoruz, çağrımızı buradan da bir kez daha yüksek sesle ve gayet net bir şekilde dile getirdik. Sorumluluk şimdi kendine demokrat diyen, bu iktidara karşı çıktığını söyleyen bütün partilerde, bütün kuruluşlarda ve bireylerdedir."