23 Kasım 2024 Cumartesi

Ordu Kadın Platformu: Narin için adalet

Ordu Kadın Platformu'nun çağrısıyla Narin Güran için yürüyüş ve basın açıklaması yapıldı. Eylemde, "Her geçen gün bir başka çocuğumuz, bir başka kadınımız şiddete kurban giderken, bu karanlığa karşı durmanın tek yolu birlik olmaktan geçiyor" ifadeleri kullanıldı.

Ordu'da Kadın Platformunun çağrısıyla Diyarbakır'da 19 gün boyunca kendisinden haber alınamadıktan sonra cenazesi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran için yürüyüş yapıldı. 19 Eylül Ortaokulundan başlayan yürüyüş Sırrıpaşa Caddesi'nde devam ederek Köprübaşı Ceren Özdemir Meydanı'nda tamamlandı. Eylemde, "Narin için adalet! Üzgünüz, öfkeliyiz, susmayacağız" pankartı açıldı.

Türkiye'de son yıllarda artan çocuk ve kadın cinayetleri karşısında susmayacaklarının altını çizen Ordu Kadın Platformu dönem sözcüsü Nilgün Yılmaz, "Eylül, Leyla, Rabia Naz, Ceylin, Irmak, Özge, Müslüme... Bu isimler sadece birer sayı değil, her biri birer can, her biri yarım kalmış bir hayat, yaralı bir aile demektir. Çocuklarımızı koruyamayan bir toplum, geleceğini de koruyamaz" dedi.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇIKMA KARARI ZEMİN HAZIRLADI'
"Bu cinayetlerin arkasında sadece bir fail değil, yıllardır sürdürülen aile ve dinci gerici politikalar da bulunmaktadır. Çocuklarımızı ve kadınlarımızı korumaktan uzak, kadınları sadece anne ve eş rolüne hapseden ve toplumu kontrol etmek amacıyla dini araçsallaştıran bu politikalar, şiddeti körükleyen en büyük unsurlardır" diyen Yılmaz, iktidarın İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararının kadın ve çocuk cinayetlerinin artışına zemin hazırladığını vurguladı.

Yılmaz, şöyle devam etti: "6284 Sayılı Kanun ise şiddete uğrayan kadınların ve çocukların korunmasını sağlamak için hayati önem taşıyan bir yasadır. Ancak ne yazık ki, bu yasa yeterince etkin uygulanmamakta ve şiddete karşı koruma mekanizmaları zayıflatılmaktadır. Aileyi kutsayıp, kadını ve çocuğu görünmez kılmak isteyen bu politikalara karşı durmak zorundayız. Aileyi bir arada tutmanın yolu, bireylerinin özgürlüğüne ve güvenliğine sahip çıkmaktan geçer. Kadınları ve çocukları korumayan bir aile yapısı kutsal olamaz! Her geçen gün bir başka çocuğumuz, bir başka kadınımız şiddete kurban giderken, bu karanlığa karşı durmanın tek yolu birlik olmaktan geçiyor. Biz kadınlar, çocuklarımızın ve geleceğimizin güvende olduğu bir toplum yaratmak için mücadeleye devam edeceğiz."