26 Eylül 2024 Perşembe

'Nazi kampına dönen ülke gerçekliğiyle karşı karşıyayız'

SGDF, 19 Aralık 2000 hapishaneler, Roboski ve Maraş katliamlarına ilişkin panel düzenlendi. Panelde konuşan SGDF Eşbaşkanı Alev Özkiraz, "Nazi kampına dönen ülke gerçekliğiyle karşı karşıyayız" dedi.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), 19 Aralık 2000 hapishaneler, Maraş ve Roboski katliamlarıyla ilgili Kadıköy'de bulunan Kığı, Karakoçan, Adaklı, Yayladere, Yedisu Sosyal Yardımlaşma, Kalkındırma ve Kültür Derneği'nde (KAYY-DER) panel düzenledi.

Panele Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) önceki dönem Genel Başkanı Çiçek Otlu, SGDF Eşbaşkanı Alev Özkiraz ve Devrimci Kızılbaşlar Hareketi üyesi Bektaş Elçi konuşmacı olarak katıldı.

Panel öncesi katliamları anlatan sinevizyon gösterimi ve saygı duruşu gerçekleştirildi.

19 Aralık'a ilişkin sunum yapan Otlu, hapishanelerde şehit düşenleri ve ölüm orucundan sonra Wernicke Korsakoff hastalığıyla hayatına devam edenleri selamlayarak konuşmasına başladı. Şehit Hüseyin Demircioğlu'nun "İlk ben olmalıyım" sözünü hatırlatan Çiçek, Demircioğlu'nun bir yol açtığına işaret etti. 

"Zafer hazırlığı sever" diyen Otlu, "Umudu büyütmenin ne olduğunu okuyarak öğreniyorsunuz. Duvardaki sarmaşık gibi. Hapishaneye küçük tohum düştüğünde bir şekilde yeşerir. Devrimcinin aklı böyle olmalıdır" ifadelerini kullandı.

'YILMAK YOK, DİRENİŞ VAR'
Otlu, insan tek kalsa da özne olduğuna dikkat çekti ve konuşmasına şöyle devam etti: "Sürece başlarken, herkes tek başına olsa da direnecek ve hücrelere girmeyecek kararı alınmıştı. Saldıracaklarını bildiğimiz için bizde hazırlanmaya başladık, çünkü devlet saldırıya dair bilgiler yaydı. Hapishanelerin haritaları yayınlanmıştı, tek tek nereden gireceği, nereden müdahale edeceği belliydi. Ramazan ayıydı. Saat 04.00'tü, nöbetçiydim. Bir baktım gardiyanlar yok, neden burada olmadıklarını sordum sahura gittikleri söylendi. Ondan sonra askerler silahlarıyla, tarayarak girdi. Herkesin görevi vardı. Korunmak için gaz maskesi bile yapmıştık pillerin karbonundan, pet şişelerin kapaklarından. Ben dolapları attım ve özel bir teknikle kitledim, şu an bile o demir dolapları nasıl attığımı bilmiyorum. O dolaplar sayesinde uzunca bir süre giremediler.  Koğuşta 4 yaşında bir çocuk ve kuşlarımız vardı, tek derdimiz onlardı. Bizim çocuk 'devrimci tutsaklar teslim alınamaz' diye slogan atınca askerler tekrar saldırdı. Artık hayat buraya kadarmış diye arkadaşla el ele tutuştuk. Çıkın diyorlardı, iradeyle hiç kimse yerinden hareket etmedi. İtfaiye hortumuyla gaz vermeye başladılar. Bir süre sonra gazın etkisiyle iç organlarımızın patladığını hissettik. En sonunda Kutup Yıldızı'nın 'yılmak yok, direniş var' şarkısıyla halay çekmeye başladık. Artık son an gibiydi ya teslimiyet ya da hayata veda."

Hapishane direnişlerinden sonra açlık grevi sonrasında ise ölüm orucuna başladığını belirten Otlu, "O dönem B1 vitaminleri yok. Hafıza sorunları başlıyor, hiçkimse bir anını hatırlamıyor. Çocukluğuna dönende var, kendisini işten döndüğünü sanan da. Tarih bakımından gördüğüm en büyük eylemlerden birisiydi. Sizi bir kurşun bir savaşta bulabilir ama ölüm orucu dediğimiz eylem, en iradi eylemdir" dedi.

'KÜRT HALKININ YILDIRILMASI HEDEFLENDİ'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edildikten sonra tecridin ilk Öcalan şahsında hayata geçirildiğini kaydeden Otlu, "Öcalan'ın ardından tüm hapishanelerde devlet siyasi tutsaklara yöneldi. Öcalan'la birlikte Kürt halkının yıldırılması hedeflendi" diye belirtti.

Özgür Gençlik'in 19 Aralık'ta CHP binasını işgal ettiğini hatırlatan Otlu, saldırı anında televizyonda son izledikleri görüntülerin o eylem olduğunu kaydetti, siper yoldaşlığının o anda yaşamanın özel olduğunu ifade etti. Otlu, "Geçtiğimiz haftalarda Bakırköy Hapishanesi'nde yaşananlar aynı mantıktaydı" şeklinde konuştu.

'UNUTMAMAK VE AFFETMEMEK'
19 Aralık'ın aynı zamanda kadın iradesine dönük bir saldırı olduğunu dile getiren Otlu, yeni yıla girerken devrimci tutsaklara kart atılması gerektiğini söyledi ve "Unutmamak ve affetmemek lazım" diye ifade etti.

'MARAŞ SADECE BİR KATLİAM DEĞİL, SOYKIRIMDIR'
Ardından Maraş katliamına ilişkin söz alan Devrimci Kızılbaşlar Hareketi üyesi Bektaş Elçi, katliamdan sonra Maraş'ta Alevi nüfusunun yarısından fazlasının göç ettiğini belirtti. Elçi, "Tamamı Kürt Kızılbaş Alevidir. Zamanın İçişleri Bakanı solcu örgütlerin neden olarak gösterir" dedi.

Devletin rakamlarına göre 111 kişinin hayatını kaybattiğini kaydeden Elçi, şöyle konuştu: "Bir avukat demişti ki, her morgda ölünün ayağına numara bağlanır. Biz 1306'yı gördük. 100'den fazla evi yaktılar, kahvehaneleri tarayıp bombalar attılar. Ecevit bölgeye gelmek istediğinde komutan, 'sizin güvenliğinizi sağlayamayız' demişti. Şimdi olsa apoletlerini sökerler. İlan edilen sokağa çıkma yasağında dışarıya tek çıkmayan polis ve askerdi. Maraş sadece bir katliam değil, soykırımdır. Davada 804 kişi yargılanır ama 70 kişi kayıptır. Kayıp olan 70 kişi asıl faillerdir. Davaya bakan devrimci avukatlar Ceyhan Can ve Halil Sıtkı Güllüoğlu arkada vurularak katledilir."

'İKTİDARLAR DEĞİŞİR AMA FAŞİZM KOŞULLARI DEĞİŞMEZ'
Roboski katliamına ilişkin konuşan SGDF Eşbaşkanı Alev Özkiraz ise katliamları aşacak bir örgütlenme aracının ihtiyacına işaret etti ve "Örgütlü mücadeleyle her yıl sokakta ve mahkemelerde adalet mücadelesini büyütüyoruz" diye konuştu.

"Katliamlarla yaşamak zorunda değiliz" diyen Özkiraz konuşmasını şöyle sürdürdü: "Suruç sosyalist, yurtsever ve anarşist gençliğe yapılmış bir katliamdı. Mücadelemiz sonucunda Davutoğlu açıklama yapıyor. Robboski'de katliam olduğunda sosyalist gençlik batıdan akın akın gitti. Roboski katliamında adalet talebi cevap bulmadı. Devletin her zamanki söylemi burada devam ettiğini görüyoruz. Kürtlere atfedilen 'terörist' unvanı dün de bugünde devam ediyor. Son 9 yıldır Roboski, Ankara, Suruç, katliamlarına tanıklık ettik. Birçok beden devletin eliyle yaşamını yitirdi. Bir baktığımızda dünyaya, Nazi kampına dönen ülke gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Ne yapmalı sorusunu kendimize iyi sormalıyız. İktidarlar değişir ama faşizm koşulları değişmez."

Panel, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.