29 Eylül 2024 Pazar

Musa Anter davası 21 Eylül'e ertelendi

20 Eylül'de zaman aşımı süresi dolan Musa Anter'in katledilmesine ilişkin davanın duruşması, mahkeme heyeti tarafından 21 Eylül'e ertelendi.

Kürt gazeteci ve aydın Musa Anter'in 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'da katledilmesine dair açılan ve JİTEM Ana Davası ile 1993 yılında "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından katledilen Ayten Öztürk davasıyla birleştirilen davanın karar duruşması, Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti, 20 Eylül'de zaman aşımına uğrayacak davanın duruşmasını 21 Eylül'e erteledi.

Duruşmaya, Dicle Anter, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Fatma Kurtalan, Kemal Peköz, Abdullah Koç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Yıldırım Kaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Murat Yılmaz katıldı.

Sanık Hamit Yıldırım'ın avukatı, Yıldırım'ın sağlık sorunları sebebiyle duruşmaya gelmediğini öne sürdü ancak mahkemeye herhangi bir belge sunmadı.

ANTER: BU DAVANIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
İlk sözü Dicle Anter aldı. "Bu şartlar altında babamın davasıyla ilgili söylenecek pek bir şey kalmadı. Babamın öldürüldüğü dönem Kürtler için kabus gibi günlerdi, ölüm kol geziyordu" diyen Anter, davada AİHM'in Türkiye'yi mahkum ettiğini hatırlattı. Hamit Yıldırım'ın 5 yıl tutukluluğunun ardından tahliye edildiğini kaydeden Anter, insanlık suçlarında zaman aşımı olmayacağını söyledi ve cinayetin aydınlatılması için mücadelenin devam edeceğini vurguladı.

Tanıkların ve sanıkların bu katliam yaşanmamış gibi ifade verdiğine dikkat çeken Anter, şöyle devam etti: "Dönem değişse de adalet yerini bulacak mı bilmiyoruz çünkü şu anki muhalefet içinde de o dönemin yetkilileri var. Bu davanın peşini bırakmayacağız, biz olmasak gelecek nesiller bırakmayacak."

TÜRKDOĞAN: HAKİKATİN AÇIĞA ÇIKMASINI İSTİYORUZ
İHD Eş Genel Başkanı ve dava avukatlarından Öztürk Türkdoğan, en büyük kaygılarının davanın zaman aşımıyla bitirilmesi olduğunu belirtti ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı süresinin geçerli olmadığına dair AİHM kararını hatırlattı.

"Meclis'in 12 Ekim 1995 tarihli Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonunda özellikle Anter cinayetine değiniliyor ve toplumun bir kesimine korku salma suçunu işlediği kayıt ediliyor. Bu suç, 1995'te itiraf edilmiş oluyor" diyen Türkdoğan, davanın da insan hakları örgütleri ve ailenin çabasıyla açıldığını dile getirdi.

"Biz hakikatin açığa çıkmasını istiyoruz. Aksi halde davayı kapatmanız yeni ihlaller yaratacaktır ve bu dava hiç bitmeyecek, belki ikinci nesil bu davayı izlemeye devam edecek" ifadelerini kullanan Erdoğan, ortadaki bütün delillere rağmen faillerin hiçbir zaman hak ettiği cezaya çarptırılmadığını vurguladı.

SANIK AVUKATLARI: MEDYATİK BİR OLAY
Sanık Savaş Gevrekçi'nin avukatı, müvekkilinin masum olduğunu öne sürerek, zaman aşımını gerekçe gösterdi ve davanın "siyasi atmosfere sokulmamasını", düşmesini istedi.

Hamit Yıldırım'ın avukatı da dosyanın zaman aşımına girdiğini dile getirdi ve davanın "medyatik bir olay" olduğunu savundu. Müvekkiline "tetikçi, katil" dendiği ve mağdur olduğunu öne süren avukat, "Müvekkilim hakkında Aygan'ın gazeteye verdiği beyandan başka da delil yok. Aygan'ın ifadesinin duruşma salonunda alınmasını talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme, ara kararında firari sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin devamına karar verdi ve insanlığa karşı suç kapsamında zaman aşımının reddine ve dosyaların ayrılmamasına dair talepler için gelecek celse karar verileceğini açıkladı. Böylece davada göstermelik bir ceza kararı bile çıkmamış oldu.

Bir sonraki duruşma 21 Eylül'de görülecek.