29 Eylül 2024 Pazar

MLKP Hüseyin Demircioğlu Akademisi Komutanlığı'ndan kutlama

MLKP'nin 28. savaş yılını kutlayan MLKP Hüseyin Demircioğlu Akademisi Komutanlığı, "MLKP'nin askeri oluşumlarına katılarak, görev alarak faşist sömürgecilerden hesap sorarak, başta Kürt halkı olmak üzere; halklarımıza, işçi ve emekçilere, kadınlara, LGBTİ+'lara, gençlere yaşamı zindan eden AKP-MHP faşist iktidarını yerle bir edip, özgürlük ve sosyalizmi inşa edelim" dedi. 

Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) MLKP Hüseyin Demircioğlu Akademisi Komutanlığı, MLKP'nin 28. savaş yılını kutladı. Türkiye Ve Kürdistan halklarına, işçi ve emekçilerine, kadın ve gençlere çağrı yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Yirmi yıldır Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ı faşist diktatörlükle yöneten faşist şef Erdoğan ve AKP-MHP faşist koalisyonu; başta Kürt halkı, Kürt ulusal özgürlük hareketi ve devrimci harekete karşı kirli ve kuralsız bir savaşı tırmandırmakta, dışta ise komşu ülkelere saldırmakta, bölgenin en saldırgan devleti olarak bölge halklarını tehdit etmektedir. Katliam, zam, zulüm, işkence, gözaltı ve tutuklama, işsizlik ve yoksulluk; faşist şef Erdoğan'ın Saray darbesiyle birlikte sömürgeci faşist Türk sermeye oligarşisinin resmi devlet politikası haline gelmiştir.

Kürt halkının büyük bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımlar ortadan kaldırılmak, Kürdistan'daki sömürgeci statü devam ettirilmek istenmektedir. Kürt halkına karşı sürdürülen sömürgeci inkar ve imha siyaseti her türlü insanlık dışı uygulamalarla sürdürülmektedir. AKP -MHP faşist iktidarının sürdürdüğü yayılmacı politikalar, sömürgeci faşist Türk burjuva devletini ekonomik, siyasi, askeri ve mali krize sürüklemiş, sürmekte olan derin ekonomik krizin tüm faturası işçi ve emekçilere kesilmek istenmektedir. Kriz koşullarında sermaye oligarşisinin karları katlanarak artarken; işçi ve emekçiler her geçen gün daha fazla yoksullaşmakta, işsizleşmekte ve intihara sürüklenmektedir.

Yirmi yıldır iktidarda olan politik islamcı AKP ve faşist şef Erdoğan tarafından; kadın katliamları, taciz ve tecavüz yaygınlaştırılıp meşrulaştırılmış; kadın düşmanlığı, Kürt düşmanlığı gibi devlet politikası haline getirilmiştir. Yüzlerce kadın, erkek egemenlikçi devlet eliyle katledilmiş, kadınlara dönük politik islamcı-gerici politikalar yaşam tarzına müdahale biçiminde toplumsal yaşamın her alanına yayılarak, devlet politikalarında belirleyici hale getirilmiş, uygulanmış ve uygulamaya devam edilmektedir.

Özerk demokratik, bilimsel, anadilde eğitim isteyen öğrenciler, inanç özgürlüğü isteyen Aleviler, basın özgürlüğü isteyen gazeteciler, aydınlar ve akademisyenler, ekolojistler, laik demokratlar ve LGBTİ+'lar hedef haline getirilmiştir. Faşist şef Erdoğan ve AKP-MHP iktidarının faşist politikalarına boyun eğmeyen Aleviler, öğrenciler, aydınlar ve akademisyenler, ekolojistler, laik demokratlar ve LGBTİ+'lar gözaltı ve tutuklamalarla, işkenceyle, eğitim hakları ellerinden alınarak, üniversitelerden atılarak, görevlerine son verilerek, faşist saldırılara maruz bırakılarak sindirilmeye, biat etmeye zorlanmıştır ve zorlanmaya devam etmektedir.

Asker ve polis şiddetini katmerleştirerek terör estiren sömürgeci faşist diktatörlük, bunu da yeterli bulmamış olacak ki, kendi kadrolarına bekçi görüntüsü vererek sokağı zapturapt etmeye girişmiş, muhalifler üzerindeki terörünü katmerleştirmiştir. Yetmemiş, sivil faşist unsurları silahlandırarak sokağa salmıştır. Birçok aydın ve sanatçı, akademisyen bu faşist güruhun saldırısına maruz bırakılmıştır. AKP-MHP ve faşist şef Erdoğan kendini iç savaşa göre örgütlemektedir. Kapitalist ve erkek egemenlikçi düzen partileri iktidarda olduğu sürece halklarımızın, işçi ve emekçilerin, kadın ve gençlerin ezilenlerin kurtuluşu mümkün değildir. Emperyalist, kapitalist, faşist ve heteroseksist dünya düzeninin geldiği yer; yoksulluk, sefalet, kan, gözyaşı, ırkçılık, cins kıyımı, doğa talanı, şovenizmdir. Daha fazla sömürü ve zulüm, daha fazla gözyaşı ve umutsuzluktur. İnsanlığın, kadınların ve halkların tek bir kurtuluş yolu vardır.

Kurtuluş; örgütlü mücadelede, devrimde; sosyalizmdedir. Hakların eşitliği ve kardeşliğindedir. Dünya komünist hareketinin Türkiye ve Kürdistan bölüğü olan partimiz MLKP; işçi ve emekçilerin, ezilenlerin, halklarımızın, kadınların gerçek kurtuluşu olan devrim ve sosyalizmi yaratma ilkesiyle 1994 10 Eylül'ünde kurulmuş ve bu amaç doğrultusunda bedeller ödeyerek, onlarca şehit vererek, düşmanın her türlü faşist saldırısına göğüs gererek; 28 yıldır kesintisiz şekilde devrim ve sosyalizm mücadelesini sürdürmektedir. 29. yılında da aynı kararlılık ve iradeyle bu yürüyüşünü sürdürecektir.

Tüm halklarımızın, işçi ve emekçilerin, kadınlar ve gençlerin, yüreği devrim ve sosyalizm için çarpan tüm yoldaş ve siper yoldaşlarımızın 10 Eylülünü kutluyoruz. Bu şanlı tarihin yaratılması için kanını döken, canını vererek ölümsüzleşen Erdal Balcı'dan Ulaş Alankuş'a ölümsüzleşen tüm şehitlerimizi minnetle ve sevgiyle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

Ölümsüzleşenlerimize vermiş olduğumuz devrim sözümüzü bir kez daha yineliyoruz. İşçiler, emekçiler, kadınlar ve gençler faşist diktatörlüğün saldırganlığı kimseyi yanıltmasın. Faşist diktatörlük ve onun başı faşist şef Erdoğan, propaganda aygıtları ve psikolojik savaş borazanlarının sunduğu gibi güçlü değil. Diktatörlük her geçen gün zayıfladığının, güçsüzleştiğinin farkındadır. Halklarımızın yaklaşan fırtınasından, hesap sorma arzusundan, büyüyen öfkesinden korkmaktadır. Her türlü gösterinin, etkinliğin, müzik festivallerinin yasaklanmasının, muhalif basına uygulanan sansür ve toplatma kararlarının, yasaklar ve faşist baskı bu korkudan kaynaklanmaktadır.

Faşist şef Erdoğan ve AKP-MHP iktidarının bu korkusu, onları daha fazla saldırganlaştırdığı gibi; uydurma bir seçimle, hile hurda ile, çalıp çırpmayla, faşist zulüm ve zorbalıkla, ırkçılık ve savaşla, faşist devlet terörü ile meşruiyet kazanmayı, ömrünü uzatmayı amaçlamaktadır. İktidarda kalmak için dün nasıl ki her türlü alçakça uygulamaya, yol ve yönteme başvurdularsa, bundan sonrada aynı yol ve yöntemi sürdüreceklerdir. Kendi beka sorununu ‘ülke bekası' olarak sunmaya, ırkçı, milliyetçi faşist propagandaya ağırlık vererek kendi iktidarlarını güvence altına almak istiyorlar.

Kurtuluş ve özgürlük için, halklarımızın eşitliği ve kardeşliği için bu sömürgeci, soykırımcı faşist düzenin yıkılması gerekiyor. Fakat bu faşist düzenin; kendiliğinden kolayca yıkılmayacağı, uydurma seçimlerle çekip gitmeyeceği de kesin. Bu faşist düzen ancak bir amaç doğrultusunda örgütlenip mücadele eden işçi ve emekçilerle, halklarımızla, kadınlar ve gençlerle, ezilenlerin savaşımıyla sağlanabilir. İşte MLKP/KKÖmüzün varoluş nedeni budur.

Faşizme, işgale ve sömürgeci savaşa karşı, özgürlük ve demokrasi için, insanca ve onurlu bir yaşam için işçi ve emekçileri, halklarımızı devrim ve sosyalizm için MLKP saflarında örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz. Bize daha fazla omuz verin ki birlikte sokakları, meydanları, kentleri, dağları, fabrikaları, lise ve kampüsleri birer devrim mevzisi ve kalesi haline getirelim. MLKP'nin askeri oluşumlarına katılarak, görev alarak faşist sömürgecilerden hesap sorarak, başta Kürt halkı olmak üzere; halklarımıza, işçi ve emekçilere, kadınlara, LGBTİ+'lara, gençlere yaşamı zindan eden AKP-MHP faşist iktidarını yerle bir edip, özgürlük ve sosyalizmi inşa edelim. 29 yılında şan olsun MLKP'ye ve KKÖ'ye, yaşasın özgürlük ve sosyalizm, yaşasın kadın devrimimiz, devrimin zaferi için yaşasın MLKP."