27 Eylül 2024 Cuma

Koçyiğit: Depremzede öğrencilere 'uzaktan eğitim' demek dalga geçmektir

Depremden yıkılmış kentlerdeki depremzede öğrencileri uzaktan eğitime zorlamanın öğrencilerle dalga geçmek olduğunu kaydeden Gülüstan Kılıç Koçyiğit, deprem bölgesindeki öğrenci ve eğitim emekçilerinin sorunlarına dikkat çekti ve çözüm önerilerini sıraladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eğitim Politikaları Komisyonu, Maraş merkezli depremler sonrası üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi ve KYK yurtlarının boşaltılmasına ilişkin Ankara'da bulunan HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan komisyonun eş sözcüsü Gülüstan Kılıç Koçyiğit, deprem bölgesindeki 20 bin 688 eğitim kurumundan 23'ünün tamamen yıkıldığını, 83 binanın ise ağır hasarlı olduğunu aktardı. Deprem bölgesindeki 3,5 milyon öğrencinin eğitim, 200 bin öğretmenin ise çalışma hakkının gasp edildiğini kaydeden Koçyiğit, öğrencilerin yüz yüze eğitimle daha hızlı sosyal yaşama adapte olup travmalarını atlatabileceklerine dikkat çekti. KYK yurtlarındaki öğrencilerin ise bir gece yarısı yersiz yurtsuz bırakıldığını ifade eden Koçyiğit, KYK yurtlarının depremzedelerin barınmasına uygun olmadığının altını çizdi.

'KYK YURTLARI DEPREMZEDELER İÇİN YETERLİ DEĞİL'
Bu duruma itiraz eden gençlerin ise tehdit ve darp edilmelerine tepki gösteren Koçyiğit, KYK yurtlarının halihazırda öğrenciler için de yeterli olmadığını kaydetti. "Ülke genelindeki otellerin kapasitesi de 2 milyon, yani bu öğrencileri mağdur etmek yerine, eğitim ve öğretim sürecine ara vermek yerine, insanlar otellere yerleştirilebilirdi. Ama bu tercih edilmedi" diyen Koçyiğit, sarayın bir günlük harcaması 11 milyon TL iken depremzede kiracılara 2 bin TL, ev sahiplerine 5 bin TL kira desteği yapıldığına işaret etti.
 
"Okulları kapatarak, bütün Türkiye'de online eğitime geçerek, öğrencilerin depreme yönelik tepkilerini, enkaz altında bırakılan yüz binlerce canın hesabının sorulmamasını istemediklerini, suskun bir Türkiye, muhalefetsiz bir Türkiye yaratmak istediklerini biliyoruz" ifadelerini kullanan Koçyiğit, YÖK Başkanının rektörleri yüz yüze eğitim konusunda görüş bildirmemeleri için tehdit ettiğini kaydetti.

'ÇADIRIN OLMADIĞI YERDE ÖĞRENCİLER NASIL ONLİNE EĞİTİME ULAŞACAK?'
"12 Eylül zihniyetinin bile gerisine giden, 12 Eylül'deki işlevselliğini bile daha da derinleştiren bir YÖK ve YÖK başkanıyla karşı karşıya olduğumuz söylemek gerekiyor" diyen Koçyiğit, pandemi sürecinde uzaktan eğitim nedeniyle yaşanan sorunları hatırlatarak, pek çok öğrencinin nitelikli eğitime erişemediğinin altını çizdi.

"Çadırın bile olmadığı deprem bölgelerinde insanlar, öğrenciler nasıl online eğitime ulaşacaklar? Günlerce elektriğin, suyun olmadığı, en temel ihtiyaçların karşılanmadığı kentlerde öğrencilere 'online eğitim yapın' demek aslında insanlarla, öğrencilerle dalga geçmektir" ifadelerini kullanan Koçyiğit, depremzede eğitim emekçilerinin sorunlarına da dikkat çekti. Depremzede eğitim emekçilerinin büyük bir travmaya maruz kaldığını söyleyen Koçyiğit, sadece ailesini kaybeden eğitim emekçilerine tayin hakkı tanındığını, diğer eğitim emekçilerinin bölgede kalmaya zorlandığını aktardı.

'DEPREMZEDE EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÇALIŞMAYA ZORLANMAMALI'
Bunun kabul edilemez olduğunu vurgulayan Koçyiğit, "Bu insanların da birer insan olarak, depremzede olarak değerlendirdiğimizde hızlı bir şekilde tayinlerinin yapılması, bölgeye aslında gönüllü eğitimcilerin gönderilmesi gerekiyor. Bununla beraber ataması yapılmayan öğretmenlerin de hızlıca atması yapılarak, bölgedeki eğitim ve öğretim sürecinin hızlıca başlaması en önemli başlıklardan birisidir" dedi. Deprem bölgesinde eğitim için öğrencilerin kolayca erişebileceği güvenli mekanlar hazırlanması gerektiğini ifade eden Koçyiğit, nakillerde de depremzede öğrencilerin yararının gözetilmesi gerektiğini kaydetti.

Koçyiğit, şöyle devam etti: "Depremin yaşandığı kentlerde öğrenciler sağlam mekanlara ve çok hızlı bir şekilde konteyner okullara yerleştirilerek, eşitlikçi ve adil bir eğitim öğretim süreci izlenmelidir. Burada sağlam okul diyoruz ama birçok öğrencinin ve eğitimcinin artçılar devam ederken binalara girmek istemediği gerçeği göz önünde bulundurularak, hızlı bir şekilde konteynır okullara geçilmesi gerektiğinin altını çizmekte fayda var. Deprem bölgesindeki tüm üniversite öğrencilerinin geçici olarak güvenli bölgelerdeki üniversitelere alınmasının koşulları yaratılmalıdır. Depremin yaşanmadığı illerdeki eğitim emekçilerinin gönüllülük esasına dayanarak bölgede görevlendirilmeleri hızlıca sağlanmalıdır."

'ANKARA'DA 37 KYK YURDUNDAN 2'SİNDE DEPREMZEDELER KALIYOR'
Öğrencilerin psikolojik sağlıkları ve sosyalleşmelerinin hayati önemde olduğunun altını çizen Koçyiğit, bu nedenle derhal yüz yüze eğitime geçilmesini istedi. "Deprem bölgesindeki yurttaşlar hangi toplumsal sınıftan, cinsel yönelim ve kimlikten, etnik aidiyetten ve inançtan, siyasi görüşten olursa olsun ayrım gözetmeksizin her türlü sosyal politika ve yardım ve destekten yararlanmalı. Her yerde insan yaşamından toplumdan yana doğadan yana sosyal ekonomik politikalar yaşama geçirilmelidir. Eğitim bir bütündür. Ne sosyal parametrelerden ne ekonomik parametrelerden ne çevresel etkenlerden ayrı düşünülemez" diyen Koçyiğit, depremzede öğrencilerin üniversite ve liseye geçiş sınavlarına tabi tutulamayacağını da aktardı.

Ankara'da boşaltılan 37 KYK yurdunun sadece 2'sinde depremzedelerin barındırıldığına işaret eden Koçyiğit, depremzedelerin de bu yurtlarda kalmak istemediğini dile getirdi. Koçyiğit, "Bu gerçeklik ortada iken neden yüz yüze eğitime geçmiyor, online eğitimde ısrar ediyorsunuz? Korkunuz nedir? Öğrencilerin eğitim hakkını gasp gederek, stattaki taraftarın maç hakkını gasp ederek muhalefetin itiraz hakkını gasp ederek, depremzedenin çadır, gıda hakkını gasp ederek nereye ulaşacağınızı bir kez daha sormak istiyoruz" ifadelerini kullandı.