29 Eylül 2024 Pazar

'Kobanê davasının hukuk ve adaletle bağı yok'

Kobanê davasına ilişkin yapılan bilgilendirmede davanın siyasi saiklerle yürütüldüğünü ve bir kumpas davası olduğunun altı çizildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan ve Kobanê davası avukatları Cenk Yiğiter ve Çiğdem Kozan, HDP Genel Merkezinde yaptıkları basın toplantısıyla dava sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ÖZDOĞAN: SİYASİ SAİKLE DEVAM EDEN TOPLU YARGILAMA
İlk olarak söz alan Özdoğan, uzunca bir süredir devam eden yargılama sürecinin sadece HDP değil HDP siyaseti etrafında toplanan tüm kesimlere dönük bir kumpas davası olduğunu kaydetti. Özdoğan, "HDP'nin temsil ettiği ve siyaseten mücadelesini yürüttüğü demokratik özgürlükçü yaşamı savunanlara karşı, aslında savaş ve çatışmayla beslenenlerin yürüttüğü bir yargı sürecidir şahitlik ettiğimiz bu süreç. Faşizm dönemlerinin karakterini gösteren siyasi saikle devam eden toplu bir yargılamaya şahitlik ediyoruz aynı zamanda. Bildiğiniz üzere HDP'nin Twitter hesabından gönderildiği iddia edilen bir tweet iddiasıyla başlayan soruşturma. IŞİD'in soykırım tehdidi altındaki kadınların ve çocukların yaşam hakkını koruma amaçlı olan bir tweet üzerinden yürütülen yargılama, aslında bu yargılamayı yürütenlerin bulunduğu tarafı da göstermektedir" dedi. 

Dosyadaki işlemlerin tamamının siyasi olduğunu ve hukuki niteliği olmadığını kaydeden Özdoğan, "Bizim cephemizde bu düşman ceza hukukudur. Müvekkillerimiz haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde düşman infaz hukuku uygulamaları ile karşılaşmaktadır. Cübbelerini kendilerine kılıf yapanların yürüttüğü yargılamaların hukuk ve adaletle bir bağı olmadığını düşünüyoruz" dedi. 

AV. YİĞİTER: BU BİR İDDİA BİLE DEĞİL SPEKÜLASYON
Avukat Cenk Yiğiter de davayı en başından bu yana "kumpas davası" olarak tanımladıklarını hatırlattı. Yiğiter, "Hiç şüphesiz bu kumpas HDP'ye, HDP'li siyasetçilere yönelik bir kumpas ama bundan ibaret değil. Bu dava her aşamada modern hukukun, çağdaş yargılama hukukunun kırmızı çizgilerinin açık açık ve pervasızca ihlal edildiği bir yargılama. Kumpas aslında hukuka yönelik bir kumpas. Anayasa ve insan hakları fikrine yönelik bir kumpas. Bu bir intikam davası ve intikam alınmak istenen HDP olsa da bütün yurttaşların hukuki güvenliğinin tehlikeye atıldığı bir süreç içindeyiz" ifadelerini kullandı. 

Yiğiter, şöyle devam etti: "12 Eylül mutasyona uğramış bir şekilde ve çok daha tehlikeli bir varyant halinde sürüyor. AİHM Büyük Dairenin bu davayla ilgili bir kararı var. 6 Ekim 2014 günü HDP'nin yaptığı çağrıları değerlendiriyor. Bu çağrıların tamamen siyasi ifade sınırları içerisinde olduğunu söylüyor. Bu çağrılarla 7-8 Ekim'de yaşanan vahim şiddet olayları arasında bir nedensellik olmadığını söylüyor. AİHM'in kararının etrafından dolanmak için hem savcı hem de mahkeme kararlarında 'AİHM'in incelemesine girmeyen, bilmediği deliller var' diyor. Bu deliller sadece tanık beyanları, gizli tanık beyanları. Hiçbiri somut bilgi ve görgüye dayanmıyor. Bir iddia bile değil, büyük oranda spekülasyon. Mahkeme bu tanıklara bilirkişi muamelesi yapıyor."

AV. KOZAN: TANIK BEYANLARI YALANLANDI
Avukat Çiğdem Kozan ise yargılama sürecinde tanık beyanlarının yalanlandığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Tanıklar tamamen yalana dayalı beyanlarda bulundu. Bizler de ifade etmek isteriz ki mahkeme usule uygun olmayan teşhislerine, tanıklara sorularımızın yönetilmemesi gibi tutumlarına devam ediyor. Bunu düşman ceza hukuku olarak tanımlıyoruz. Beyanlarına güvenilmeyen tanıklarla yargılamanın yürütülmesi düşman hukukudur. Tanık beyanları birbiriyle çelişiyor ve mahkeme sadece istediği beyanları içinden cımbızlayarak müvekkillerimizi tutuklu yargılamaya devam ediyor. Mahkeme HDP'yi, HDP fikriyatını, muhalifleri, Kürtleri ve kadınları yargılıyor. Siyasi yargılama yaptığının mahkemenin kendisi de farkında. Böyle hukuksuz bir yargılamada duruşmalara daha çok katılmak gerekiyor. Avukatları, siyasi partileri duruşmaları takip etmeye davet ediyoruz."