29 Eylül 2024 Pazar

Kayıp yakınları Tosun ve Gülmez için adalet istedi

Diyarbakır ve Batman'da gözaltında kaybedilenlerin akıbetini soran kayıp yakınları ve hak savunucuları, adalet çağrısında bulundu ve ne kadar zaman geçerse geçsin kayıplar mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

İHD Diyarbakır ve Batman şubeleri, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemleri için bir kez daha kayıp yakınlarıyla bir araya geldi. İHD Diyarbakır Şubesi 19 Ekim 1995'te kaybedilen Fehmi Tosun'un, İHD Batman Şubesi ise 15 Ekim 1994'te kaybedilen Nazım Gülmez'in akıbetini sordu.

DİYARBAKIR
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eyleminin 714'üncü haftasında bir kez daha Bağlar'daki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde, bu hafta 19 Ekim 1995'de gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un hikayesi anlatıldı, faillerin bulunması istendi.

POLİS: YAPACAĞIMIZ BİR ŞEY YOK
Basın açıklamasını İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu. Tosun'un ailesiyle birlikte Lice'den İstanbul'a zorla göç ettirildiğini dile getiren Akdeniz, 19 Ekim 1995'de yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile Avcılar'daki evinden çıktığını ve ikisinin de bir daha geri dönemediğini ifade etti.

"Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına 'Beni öldürecekler' diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü" diyen Akdeniz, olaya mahalle halkının da tanık olduğunu, Tosun'un eşi Hanım Tosun'un Avcılar Karakolu'na giderek olayı anlattığını ama polislerin "Bizim yapacağımız bir şey yok" dediğini aktardı.

DEVLET SUÇUNU İTİRAF ETTİ
Tosun ailesi ve hak savunucularının tüm yasal yollara başvurduğunu ama Fehmi Tosun'un gözaltında olduğunun asla kabul edilmediğini, kendisinden haber alınamadığını kaydeden Akdeniz, AİHM'e taşınan ve 2003'de sonuçlanan davada Türk devletinin, "Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir" savunmasını hatırlattı.

İktidarın suçunu kabul ettiğini fakat Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma görevini yerine getirmediğini ifade eden Akdeniz, zaman aşımı sonucu dosyanın takipsizlik kararıyla kapatıldığını vurguladı.

'ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Tosun'un gözaltında kaybedilişinin üzerinden 27 yıl geçtiğine dikkat çeken Akdeniz, şöyle devam etti: "Fehmi Tosun'un akıbetine dair derhal etkili soruşturma yapma yükümlülüğü yerine getirilsin, suçtan sorumlu olanlar tespit edilip cezalandırılmaları sağlansın. Kaç yıl geçerse geçsin; Fehmi Tosun için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."

BATMAN
İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi ve kayıp yakınları, Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelerek, eylemlerinin 550'nci haftasında Dersim Hozat'ta 15 Ekim 1994'de gözaltında kaybedilen Nazım Gülmez'in akıbetini sordu. Açıklama öncesi Bartın'ın Amasra ilçesinde maden katledilen işçiler anıldı.

ASKER: BİZ SERBEST BIRAKTIK, ŞİMDİ BİZ DE ONU ARIYORUZ
"Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı açılan eylemde basın açıklamasını İHD şube yöneticisi Abdurrezzak Katmaz okudu. 13 Ekim 1994'd Hozat'a bağlı Taşıtlı köyüne asker baskını olduğunu anlatan Katmaz, bu baskından 2 gün sonra aynı askerlerin tekrar köye geldiğini, arama yaptığını ve evleri ateşe verdiğini kaydetti.

Askerlerin Nazım Gülmez'i arazide kendilerine kılavuzluk yapması için zorla evinden aldıklarını belirten Kaçmaz, o günden beri Gülmez'den haber alınamadığını vurguladı. Gülmez'in eşi Garip Gülmez'in eşinin akıbetini sorduğu binbaşının, "Biz onları elimizde bir süre tuttuktan sonra serbest bıraktık, şimdi biz de onu arıyoruz" dediğini hatırlatan Kaçmaz, Gülmez ailesinin sırayla Hozat Savcılığına, Elazığ Askeri Savcılığına, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına başvurduğunu ancak iç hukuk yollarından bir sonuç alamadığını belirtti.

'FAİLLER ADALET ÖNÜNDE HESAP VERMELİDİR'
AİHM'in de Gülmez ile ilgili başvuruyu 6 aylık süre sınırına uyulmadığı gerekçesiyle reddettiğini dile getiren Kaçmaz, şöyle devam etti: "Nazım Gülmez'e ait bir mezar olmadığı için ölümünü bir türlü kabullenemeyen aile, faillerin adalet önünde hesap vermesini talep etmektedirler. Hukukun evrensel değerlerini çiğneyen yönetimlere karşı eleştirilerimizi ve taleplerimizi kamuoyuna duyurduğumuz için bizi suçlamanızı ve yargı yoluyla tehdit etmenizi kabul etmiyoruz. Gözaltına alınan insanları kaybetmek insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan birini teşkil etmektedir. Devlet adına suç işleyenlerin yargı önüne çıkarılması gerektiğini bir daha belirtiyoruz."