27 Eylül 2024 Cuma

Karahancı: Sevgi Parkından baskıyla taşındık, iki gündür sağlık hizmeti veremedik

TTB'nin Antakya'da Sevgi Parkında yürüttüğü sağlık hizmeti önceki gün polis ve askerin baskısıyla başka bir noktaya taşındı. Çevredeki binaların yıkılma riski bahanesiyle dayatılan taşınmaya tepki gösteren TTB Merkez Konseyi üyesi Karahancı, Sağlık Bakanlığının oldukça zayıf bir çalışma yürüttüğü Antakya'da her gün 20'den fazla gezici ekiple 130'dan fazla köy ve ayrıca kent merkezindeki mahallede sağlık taraması yaptıklarını, günde 300 poliklinik hizmeti verdiklerini anlattı. Sevgi Parkından baskıyla taşınmaları nedeniyle iki gündür sağlık hizmeti veremediklerini vurgulayan Karahancı, bina yıkımı riski bahanesiyle taşındıkları yeni alanda bu riski taşıyan çok daha fazla bina olduğuna dikkat çekti.

Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) depremin ilk anından itibaren Antakya'da Sevgi Parkında kurduğu çadırları kaldırıldı. Hafta başında Sevgi Parkında kurulu çadır alanına gelen polis, AFAD ekipleri iki farklı gerekçe sundu. Çevredeki hasarlı binaların yıkılacağı gerekçesine sığınanlar aynı bölgeye Kızılay çadırları kurulacağını da söyleyerek asıl nedenin bina yıkımı olmadığını gösterdi.

'İKİ GÜN SAĞLIK HİZMETİ VEREMEDİK'
Kendilerine uygun yeni bir alan gösterilmeden parkı boşaltmayacaklarını açıklayan TTB, Halkevleri, Halkın Gücü, TÖP perşembe akşamı park alanını boşalttı. Yeni taşındıkları park alanında akşam görüştüğümüz TTB Merkez Konseyi üyesi Onur Naci Karahancı, kentte çok sayıda binanın yıkıldığını, ağır hasar aldığını, yıkılma riski bulunmayan bina olmadığını söyledi.

Yeni taşındıkları park alanının etrafındaki binalardaki çatlaklar beton yıkılmaları dışarıdan gözle görünebilirken, bu alana taşınmalarına tepki gösteren Karahancı, "İki gün boyunca sağlık çalışması, köy taraması yapmamız engellendi" diyerek tepkisini dile getirdi. Dün akşam röportaj için yanına gittiğimizde alana su tankı taşımakta olan Karahancı, veteriner hekimler, psikiyatri hekimleri, TTB, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak yeni gösterilen park alanına yerleştiklerini bugünden itibaren de diş hekimlerinin alanda halka hizmet vermeye başlayacağını aktardı.

'İNSANLARIN HIZLA ULAŞIP DESTEK ALABİLECEĞİ YERLERE İHTİYAÇ VAR'
"Sağlık alanı burası. İnsanların bildiği bir nokta. Bu hafızayı şimdilik kaybetmemiz gerekiyor. Olağanüstü bir durumdayız, insanların hızla ulaşıp, hızla sağlık sorularına, desteğe cevap verebilecek bir yere ihtiyaçları vardı. Bu ısrarımızı anlatabilmemiz zor oldu. Dün (önceki gün) akşama kadar ciddi bir baskı ve sinir harbi yaşadık. Şehrin herhangi bir yerinde yıkıntının olmadığı, riskli bölgenin olmadığı bir yer bulunamaz. Sevgi Parkı aslında bunun en az olduğu yerlerden biriydi. O yüzden oraya seçmiştik. Sadece bir bina vardı. Buralarda daha fazla var" bilgilerini paylaştı.

Gün boyu altyapı, elektrik, su hazırlıklarını sürdürdüklerini aktaran Karahancı, bugünden itibaren çalışmalarına tekrar başlayacaklarını söyledi.

'130'DAN FAZLA KÖYDE TARAMA YAPTIK'
Bugüne kadar 130'un üzerinde köye giderek tarama yaptıklarını, hatta bazı köylere iki kere gittiklerini söyleyen Karahancı, şehre bağlı merkez mahalleleri gezdiklerini, gezici araçlarıyla ilk günden itibaren çaba harcadıklarını kaydetti. Karahancı, "Günde ortalama 300 civarında poliklinik hizmeti yapan, ilaç dağıtan bir alanımız var. E-reçeteleri yazmaya çalışıyoruz. Kronik hastalara ulaşmaya çalışıyoruz depremzede olduğu halde kendisi de çaba gösteren hekimlerimiz sayesinde. Psikiyatristlerimizin destekleri, psikososyal dayanışmaları sürüyor. Tabii ki burada SES üyesi dostlarımızla birlikte sahaya çıkıyoruz" dedi.

Çocuklar, gebeler, kadınlar, yaşlılar, mülteciler ve dezavantajlı gruplara dokunmak için özel bir çaba harcadıklarını vurgulayan Karahancı, mültecilerin ayrımcılığa uğradığı bilgilerinin kendilerine ulaştığını belirterek, "Zaten dezavantajlı olan grupların dezavantajlarını en aza indirecek çaba içerisindeyiz" diye ekledi.

UYUZ VE BİT SALGINI
"Şu an en büyük kaygımız salgınlar. Koruyucu sağlık takiplerindeki aşılamalar, gebe takipleriyle uğraşıyoruz, bunları organize etmeye çalışıyoruz tamamen gönüllü ekiplerle. Günde ortalama 6 ekiple sahadayız. Bu ekipler 3 ila 5 arası değişiyor. Günlük en az 20'nin üzerinde ekiple sahalardayız" diyerek nasıl bir çalışma yürüttüğünü aktaran Karahancı, Antakya'nın neredeyse her yerine yayılan uyuz ve bit salgınına işaret etti.

DEPREMİN ÜZERİNDEN BİR AY GEÇTİ HALA SU YOK
Karahancı, "Şu an uyuz ve bit gibi ciddi sorunlarla karşılaşıyoruz. Bunlar çok yaygınlaşmış durumda. İshal vakaları yaygınlaşmaya başladı. Bu salgınlardan korunmak için gerekli olan şey su" diyerek kentte su olmamasının yarattığı sorunlara dikkat çekti. Depremin üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine rağmen kentin su sorunun hala çözülmemiş olmasının salgınların asıl nedenini olduğunu vurgulayan Karahancı, bu tür salgınlarla sadece ilaçla mücadele edilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

'SALGINI ÖNLEMEK İÇİN LEĞEN, BİDON, İÇ ÇAMAŞIRI DAĞITIYORUZ'
Karahancı şunları söyledi: "Şehirde su olmadığı için çalışmamızın kimyasal bir çalışmaya dönmemesi için uğraşıyoruz. İlaçtan önce bunu engelleyebilecek yöntemleri başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere herkesle paylaşıyoruz. Bizim önceliğimiz koruyucu çalışma olduğu için leğen, bidon, kadın iç çamaşırı gibi daha temel şeyleri dağıtıyoruz. Böylece ilaçla başaramayacağımızı başarmak üzerine kurulu bir yol izliyoruz. Hastalanmayı önlüyoruz. Uyuz ilaçları dağıtılıyor ama uyuz losyonlarının su olmazsa hiçbir anlamı yok. Losyon dağıttığımızda su olması lazım."

'SAĞLIK BAKANLIĞININ ÇOK CILIZ BİR ÇALIŞMASI VAR'
Bütün olanaklarını hekim ve sağlık emekçileri ve onların örgütleri aracılığıyla temin ettiklerini aktaran Karahancı, Sağlık Bakanlığının bölgedeki çalışmalarının çok cılız olduğunu vurgulayarak, "Sağlık çabamızın öncelikle en temel haklara indiği ve bunun tek nedeninin de sağlık politikaları olduğunu söyleyebilirim" diyerek iktidarın sağlık politikalarının deprem bölgesinde de sürdüğüne işaret etti.