27 Eylül 2024 Cuma

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: Şimdi dayanışma zamanı

Yürüttükleri çalışmalara ilişkin açıklama yapan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, deprem bölgesinde acil alınması gereken önlemleri sıraladı. Mücadeleyi sürdüreceklerini kaydeden İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, dayanışma çağrısı yaptı.  

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Alsancak'taki Türkan Saylan Kültür Merkezinin önünde, "Deprem değil rantçı düzeniniz öldürdü. Şimdi dayanışma zamanı" şiarıyla açıklama yaptı. Basın metnini okuyan Veysi Beyazadam, onbinlerce insanın katline neden olan, yüzbinlercesini soğukta, açlık ve yoksulluğa, sokakta yaşamaya mahkum eden iktidarın politikalarını hatırlattı.

'TOPLUMSAL SEFERBERLİĞİN ÖNÜ AÇILMALI'
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak depremin ilk haftasından itibaren bir koordinasyon oluşturduklarını ve o günden bu yana çalışmalara devam ettiklerini belirten Beyazadam, iktidarın yardımları engellemeye çalıştığını da ekledi. Depremin üzerinden geçen 3 haftada bölgede çadır, hastane, tuvalet, su, elektrik ve temizlik ihtiyaçlarına çözüm aranıyorsa, felaket yönetinin kendisinin bir felaket halini aldığı anlamına geldiğini söyleyen Beyazadam, "Felaket yönetimi demokratikleştirilmelidir, iletişim ve basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlama ve tehditler kaldırılmalıdır, yerel yönetimlerin ve tüm halkın etkin bir biçimde katıldığı, eşitlikçi ve dayanışmacı bir toplumsal seferberliğin önü açılmalıdır" dedi.

'BİLİM KURULU DENETİMİNİ ALINMALI'
Beyazadam, şu uyarılarla devam etti: "Yeni yerleşim merkezlerinin oluşturulması ve inşasında, toplumun yararını önceleyen, bilimsel ve demokratik bir karar süreci işletilmelidir. Bu sürece, konu ile ilgili tüm meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve felaketi yaşayan halkın temsilcileri ve görüşleri dahil edilmelidir. Kararlar mutlaka ilgili bütün bilimsel disiplinlerden bilim insanlarını içine alan bir bilim kurulunun denetiminde alınmalıdır.

'ACİL SAHRA HASTANELERİ OLUŞTURULMALI'
Acilen sahra hastaneleri, sağlık çadırları ve sağlık kabinleri gibi acil müdahale birimleri oluşturulmalıdır. Ağır koşullar altında çalışan bölgedeki sağlık personeli için özel bir destek planları yapılmalı, takviye personel sağlanmalı ve rotasyon yapılmalıdır.

'PROVOKATÖRLERİN KARANLIK DÜNYASI EZİLECEK'
Yaşadığımız felaketin sorumluluğunu mültecilere, göçmenlere ve yoksullara yıkmaya çalışan ırkçılık ve 'takdir-i ilahiye' bağlayan yobazlık deprem kadar yıkıcı ve kötücüldür. Yalana dayalı kışkırtmalarla iktidarın siyasi sorumluluğunu gizlemeye çalışan bu provokatörlerin karanlık dünyası Türkiye halkının basireti altında ezilecektir.

'ÇOCUKLARIMIZI KARANLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ'
Ailesini yitirmiş çocuklarımız, her biri birer çocuk istismar merkezi olma riski taşıyan, geçmişte, çocuk yaşta evliliğe zorlama, taciz, tecavüz gibi çok sayıda istismar olayının yaşandığı tarikat yurtlarına bırakılamaz. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz.

'ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANI'
Deprem nedeniyle yaşadığımız acılar, takdir-i ilahi değil, takdir-i siyasidir. İktidar sahipleri ne yaparlarsa yapsınlar, tarihinin en büyük acısını yaşayan ve tarihinin en büyük dayanışma hareketini yaratan Türkiye halkı, yaşadığımız insani felaketin siyasi sorumlularından ve bunların koltuğu altında palazlanan ölüm tacirlerinden mutlaka hesap soracaktır. Şimdi dayanışma zamanı."