27 Eylül 2024 Cuma

İzmir Barosu: Depremzede mültecilere ayrımcılıktan vazgeçilsin

Depremin etkili olduğu 11 kentte 1,7 milyonu aşkın mülteci bulunduğu hatırlatan İzmir Barosu, mültecilerin gittikleri kentlerde devletin olanaklarından yararlandırılmasının engellendiğini, mültecilere 60 gün içinde deprem bölgesine dönmelerinin dayatıldığını belirtti. Açıklamada, mültecilere yönelik ayrımcılığa son verilmesi çağrısında bulunuldu.

İzmir Barosu, depremden etkilenen mültecilere yönelik ayrımcı politikalara tepki gösterdi.

6 Şubat günü yaşanan depremin etkilediği 11 kentte 13,5 milyon kişinin yaşadığını belirten İzmir Barosu, bu kentlerde 1,7 milyonu aşan göçmen ve mülteci olduğu bilgisini verdi. Harabe haline gelen kentlerin boşaldığını kaydeden İzmir Barosu Başkanlığı, "Depremden etkilenenlerin yoğun bir şekilde yaşamlarını devam ettirebileceği başka illere göç ettiği, ilerleyen günlerde göç edenlerin sayının giderek artacağı ve göçün büyükşehirlere yoğunlaşacağını göstermektedir" diye belirtti.

Depremin yaşandığı kentlerden İzmir'e çok sayıda kişinin geldiğini, bunlar arasında mülteciler de olduğu belirtilen açıklamada, "Bu kişilerin toplumun en dezavantajlı kesimleri arasında yer aldıkları gerçeği açıktır. Deprem felaketini ve felaketin sonuçlarını birlikte göğüsledikleri insanların, yaşadıkları zorlukları daha zor koşullarda paylaşmalarının yanında ırkçılığın, yabancı düşmanlığının ve ayrımcılığın da hedefi haline gelebilmektedirler; dahası hedef gösteriliyor durumuna düşmeleridir" denildi.

Göç İdaresi Genel Başkanlığının deprem bölgelerinde kayıtlı göçmenlere başka şehirlere gitme olanağını, önce 90 sonra 60 günle sınırlandırdığını ifade eden İzmir Barosu Başkanlığı, bu sürenin sonunda kayıtlı oldukları illere dönmelerinin istendiğini belirtti. Mülteci ve göçmenlerin gittikleri illerde kamu kurumları ve çeşitli örgütleri depremzedelere sağladığı barınma hizmetlerinden faydalanamayacağının açıklandığı kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Deprem bölgelerindeki yaşam koşullarının çetinliği, özellikle bazı şehirlerde şimdi ve yakın gelecekte yaşam koşullarının düzelmeyeceği düşünüldüğünde mülteci ve göçmenlerin bu şehirlerde yaşamaya devam etmesi yahut bu şehirlerden ayrılanların 2 ay gibi kısa bir süre sonra bu şehirlere dönmesi açık suretle beklenemez. Kaldı ki, mülteci ve göçmenlerin yeni geldikleri şehirlerde, yaşama tutunma çabaları böyle bir belirsizlikle ve hak ve hizmetlerden yararlanma bakımından getirilen engellerle daha da zora sokulmaktadır."

Depremin ardından da devletin mültecilere yardım etmediğini, hatta engellediğini vurgulayan İzmir Barosu, yardımların eşitlik ilkesine dayanarak yapılması gerektiğine işaret etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Milliyeti, etnik kökeni ve yasal statüsü ne olursa olsun her insanın temel hakları vardır ve bunlara riayet etmek en başta kamu kurum ve kuruluşlarının görevidir. Bunların ötesinde, felaketin sonuçlarını ancak birlikte göğüsleyebileceğimiz ve yaralarını birlikte sarabileceğimiz gerçeğinin önemini tekrar hatırlatmak istiyoruz. Ayırımcılık ve şiddet sarmalını tırmandırmanın kimseye faydası olmadığı gibi depremlerin açtığı yaraları sarmaya engel olduğu görülmelidir."