29 Eylül 2024 Pazar

İstanbul ve İzmir'den Cudi yürüyüşü için yola çıkıldı

Ekoloji aktivistleri ve sosyalist parti temsilcileri ve HDP'liler, Cudi yürüyüşü için İstanbul ve İzmir'den yola çıktı. Açıklamalarda, "Orman kıyımına, ekolojik yıkıma, savaş politikalarına dur demek, barışı ve doğayı savunmak için yola çıkıyoruz" denildi.

Şırnak'taki Cudi Dağında yaşanan doğa talanına karşı yarın gerçekleştirilecek yürüyüş için İstanbul ve İzmir'den yola çıkıldı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi'nin çağrısıyla, "Savaş yıkımına ve doğa talanına karşı yürüyoruz" şiarıyla Türkiye ve Kürdistan'ın birçok yerinden Şırnak'ta bulunan Cudi Dağı'na yarın yürüyüş gerçekleştirilecek.

Yüzlerce ekoloji aktivisti, demokratik kitle örgütleri, sol-sosyalist parti temsilcileri ile çok sayıda doğa ve yaşam savunucusu İstanbul'un Esenler, Alibeyköy, Dudullu ve Harem otogarlarından otobüslerle Diyarbakır'a gitmek için yola çıktı. Polen Ekoloji aktivistleri Yurdagül Çelik ile Cemil Aksu, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, doğa ve ekoloji savunucuları Mehmet Temel ile Gökhan Şahin Harem Otogarı'nda bir araya gelerek açıklama yaptı.

'İKTİDAR HUKUKSUZLUK VE YOLSUZLUK REJİMİNİ SÜRDÜRÜYOR'
Cemil Aksu yaptığı açıklamada, Cudi eteklerindeki ağaç kıyımının aylardır sürdüğünü söyledi. Aksu, "İktidar bu faaliyetler karşısında tam bir hukuksuzluk ve yolsuzluk rejimi sürdürüyor. Biz de bugün İstanbul'daki ekoloji örgütlerinin temsilcileri olarak Cudi'ye gidiyoruz" dedi.

İstanbul'un pek çok noktasından Cudi'ye doğru yola çıktıklarını söyleyen Aksu, "Oradaki orman kıyımına, ekolojik yıkıma, savaş politikalarına dur demek, barışı ve doğayı savunmak için ekoloji hareketleri ve demokrasi güçleriyle bir araya gelmeye çalışacağız. Bu, bizim açımızdan son derece önemli bir girişim. Çünkü özellikle savaş politikalarından dolayı Kürdistan'da yürütülen hem siyasi kırım hem de ekolojik yıkım operasyonları büyük bir gölgeleme altında bırakılıyor. Bütün ekoloji ve demokrasi örgütleri, Kürt illerindeki insan hakları ihlalleri ve savaş politikalarına dur demedikçe ülkenin diğer taraflarındaki ekolojik yıkıma da dur diyemeyiz, durduramayız. Bu açıdan Cudi yürüyüşü, Cudi'deki ağaçları savunma yürüyüşü Türkiye'deki sadece ekoloji hareketi açısından değil, demokrasi hareketi açısından da son derece önemli bir girişim. Biz de bunu sonuna kadar sürdürmeye kararlıyız" sözleriyle mücadelede kararlı olduklarının altını çizdi.

'KATLİAMIN DURMASI İÇİN YOLA ÇIKIYORUZ'
Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk da, Kuzey Ormanları'ndan Kaz Dağları'na, Karadeniz'in derelerinden Ege ve Akdeniz'in ormanlarına kadar büyüyen bir çevre ve ekoloji mücadelesi olduğunu hatırlattı. Kapitalizmin kar hırsıyla doğayı katlettiğini vurgulayan Çubuk, "Bunun bir benzerini Cudi'de yaşıyoruz şu an. Cudi'deki saldırının, ağaç ve doğa katliamının bir boyutu da elbette sömürgecilik. Efrîn'in zeytinlerini sömürgecilikle talan edenler, bugün de Cudi'nin ağaçlarını talan ediyor. Hem bir doğaya saldırı hem de sömürge coğrafyaya saldırı bir arada. Biz de bu nedenle doğa katliamının durması, ses olabilmek, aylardır Şırnak halkının verdiği mücadeleye küçük bir katkı sağlayabilmek için yola çıkıyoruz" dedi.

Amaçlarının Cudi'ye ulaşabilmek ve bu katliamı durdurmak olduğunu belirten Çubuk, "Ekoloji mücadelesi açısından Cudi'deki katliamın hem Türkiye'de gündeme gelerek halkların dikkatini çekmesini hem de bir tepki oluşmasını sağlayabilirsek ne mutlu" dedi.

Açıklamanın ardından ekoloji aktivistleri ile sosyalist parti temsilcileri otobüse binerek Diyarbakır'a doğru yola çıktı.

'CUDİ YÜRÜYÜŞÜ MÜCADELEYİ BÜYÜTMENİN BİR AYAĞI'
HDP, TJA, DBP, HDK, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), İzmir Dersim Derneği, Yeşil Gelecek Derneği, Yeşil Sol Parti üyeleri ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da HDP İzmir İl binası önünde bir araya geldi.

Açıklamada "Her ağacı tek tek savunacağız", "Cudi yalnız değildir", "Havama suyuma toprağıma dokunma" sloganları atıldı.

'İKLİMİ DEĞİL SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEYE GİDİYORUZ'
Yeşil Gelecek Derneği'nden Kenan Işık, kesilen ağaçların kapitalizmin hizmetine sunulduğunu belirterek, "İzmir'den, İstanbul'dan, ülkenin dört tarafından Şırnak'a buluşmaya, ormanları doğayı tahrip eden kapitalizme karşı omuz omuza vermeye gidiyoruz. İklimi değil sistemi değiştirmeye Şırnak'a Cizre'ye ses olmaya gidiyoruz" dedi.

'ORMANLARIMIZIN KAPİTALİZME PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
İzmir Dersim Derneği yöneticisi Aslan Sultan da Ege'deki zeytine, Akdeniz'deki yanan ormanlara sahip çıktıkları gibi kendi ormanlarına da sahip çıkacaklarını söyledi. Samoşi Köyü ve 30 hektarlık ormanın ihaleye çıkarıldığını hatırlatan Sultan, "Peşinden ikinci bir ihale var 400 hektar da ihale edilecek. Köylerimize mezarlarımıza gittiğimizde güvenlik güçleri siz misafirsiniz giremezsiniz diyorlar. Ormanlarımızı kapitalizme peşkeş çekmek istiyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz" dedi.

'CUDİ YÜRÜYÜŞÜ MÜCADELEYİ BÜYÜTMENİN AYAĞI'
Son 40 yıldır neoliberal saldırı politikaları altında mücadele ettiklerini kaydeden EGEÇEP üyesi Gürkan Develi, "Doğa katliamı, sel, afet, hepsi planlı cinayet durumunda. Neoliberal kapitalist politikalar bu toplum mücadelesini yıldırmak için Ayşin ve Ali Büyüknohutçu'yu yok etti. Hala suçlular ortada değil. HES mücadelesinde Metin Lokumcu saldırıya uğradı ve öldürüldü. Her yerde antikapitalist mücadele gelişiyor. Burada Sao Paulo mücadelesi de gösterdi ki mücadeleler yerel değil uluslararası olmalı. Cudi yürüyüşümüz bu mücadeleyi genişletmenin bir ayağıdır. Direnişi büyütmek için yola çıkıyoruz" şeklinde konuştu.

'MUĞLA'DA NE YAPTIYSAK CUDİ'DE DE ONU YAPACAĞIZ'
Doğanın insanın koyduğu sınırları tanımadığını vurgulayan MUÇEP üyesi Güngör Elçin de, "Batıda, Muğla'da ormanlar neyse Cudi'de de Besta'da da odur. Muğla'da ne yapmaya çalışıyorsak Cudi'de onu yapacağız" dedi.

'SOYKIRIMA KARŞI ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ'
HDP Muğla Ekoloji Meclisi üyesi Emine Dayıoğlu da Kürdistan'da özel savaş politikalarına karşı ekolojik kırıma karşı mücadelenin parçası olmak için bir araya geldiklerini vurguladı. Dayıoğlu, "Kurdun, kuşun, balığın hakkını korumak için İkizköy'den, Cerattepe'den bütün yaşam savunucuları bir araya geldik. Bu yürüyüş soykırıma, talana karşı özgürlük yürüyüşüdür" dedi.

'TÜM YAŞAM ALANLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Yaşam alanlarının kapitalist sistem ve işbirlikçileri tarafından saldırı altında olduğunu kaydeden Yeşil Sol Parti üyesi Hüseyin Çağlar, ekolojik saldırının eko-kırıma döndüğüne işaret etti. Çağlar, "İklim krizine yol açan nedenlerin başında kapitalistler kar etsin diye ormanların yok edilmesi geliyor. Ormanlar oksijen deposudur. Yani iklim krizine karşı mücadele etmek istiyorsanız her bir ağacı korumak zorundasınız. Ama ağaçlarımız JES, HES ya da savaş gerekçesiyle yok ediliyor. Cudi'de kesilen ağaçlar her gün kamyonlarla sermayeye peşkeş çekiliyor. Biz doğa ve yaşam savaşçıları olarak tüm yaşam alalarındaki canlılara biz sizi savunmaya devam edeceğiz dedik, elbette yollarda olacağız" şeklinde konuştu.

'CUDİ'Yİ SAVUNMAK İKTİDARIN YAĞMACI KARAKTERİNE İTİRAZDIR'
HDP Milletvekili Musa Piroğlu da Gabar ve Cudi'nin yıllardır yakıldığının, talan edildiğinin altını çizdi, "Kaz Dağları Muğla'nın koyları yağmalanıyor, Karadeniz'in köyleri dereleri yağmalanıyor. İstanbul'da insanların oturduğu evler polis zoruyla yağmalanıyor. Yağma ve yıkım bu iktidarın karakterinden geliyor. Bu iktidar yağma ve talandan gücünü alıyor. Bugün Cudi'yi savunmak demek iktidarın bu karakterine itiraz etmek demektir" ifadelerini kullandı.

Yağmanın, savaşı durdurarak, iktidarı devirerek durdurulabileceğine işaret eden Piroğlu, "Seyirci kaldığımız sürece polis koçbaşlarıyla evimize girmeye devam edecek. Mezeköy'de, İkizköy'de olduğu gibi kepçeler jandarma eşliğinde girmeye devam edecek. Biz seyirci kaldığımız sürece emeğimiz kanımızın son damlasına kadar sömürülmeye devam edecek" dedi.

Açıklama sloganlarla sona erdi.