29 Eylül 2024 Pazar

'İslam'da Emek, Barış ve Adalet' kampanyasının startı verildi

İslam'da Emek, Barış ve Adalet kampanyasının startında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, dinin sömürünün bir perdesi ve meşruluk kaynağı olarak kullanılmasına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Dünya Ticaret Merkezi'nde gerçekleştirdiği buluşma ile "İslam'da Emek, Barış ve Adalet" kampanyasının startını verdi. Söz alan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Halklar ve İnançlar Komisyonu Demokratik İslam Masası'nın son derece önemli bir çalışmasıyla kampanya startının verildiğini belirtti.

İktidarın en çok istismar ettiği alanın din ve inançlar olduğunu söyleyen Sancar, "IŞİD ve El Nusra gibi yapıların ve onlara destek verenlerin amacı dini kullanarak kendi iktidar düzenlerini kurmaktır. Ne zaman ki din bir iktidar oluşturma ve koruma aracı haline getirilirse en büyük zararı başta dinin kendisi ama bütün samimi insanlar yaşamıştı" dedi.

Kampanyanın amacının bir yandan İslam dininin iktidarların tahakküm ve sömürü aracı olarak kullanılmasının önünü kesmek ve bütün inançların eşit ve özgür yaşayacağı bir geleceği kurmanın temellerini atmak olduğunu ifade eden Sancar, "Emek ne kadar değerli bir varlık, bunu hem İslami hem de diğer inaçların kaynaklarında okuyabiliriz. Emeğin değerine karşı en büyük saldırı sömürü düzeninin insafsızca işletilmesidir. Sömürü, emeği değersizleştirme, insanı hiçleştirme mekanizmasının en önemli dişlisidir. Eğer adalet istiyorsak, eşit değerde birlikte yaşamak istiyorsak, bütün hakları teslim edecek yolu da inşa etmek zorundayız" dedi.

Dini sömürünün bir perdesi ve meşruluk kaynağı olarak kullanmanın günah olduğunu söyleyen Sancar, şöyle devam etti: "Sömürü düzenine karşı çıkış ve emeğe değerini vermek dinlere ve inançlara saygının bir gereği olarak görülebilir. Bu konuda istismarın en çarpıcı örneğini Amasra'daki maden katliamında yaşadık, ondan önce Soma katliamında da benzer bir durum yaşamıştık. AKP'nin Genel Başkanı ölümleri fıtratla açıklamıştı, şimdi de kader planı kavramını kullanarak asıl sebeplerin üstünü örtmeye çalışmaktadır. Bir yandan insanlara sabır ve tevekkül telkin edilirken diğer yandan ülkenin ortak kaynakları müşterek değerleri bir avuç sermayedara peşkeş çekiliyor. Saray'ın israf ve lüksüne tahsis ediliyor. Bu haramdır, günahtır, aynı zamanda suçtur."

Din ve inançlar adına toplumu tekleştirme, kimlikleri ve dinleri inkar etme politikalarını teşhiri sürdüreceklerinin altını çizen Sancar, önümüzdeki seçim sürecine işaret etti ve iktidarın suçlarını, yolsuzluklarını ve zulümlerini örtmek için dine sığındığını belirtti.

AKP'ye oy veren mütedeyyin ve halkın rejimden rahatsız olduğunu dile getiren Sancar, şöyle devam etti: "Bu iktidarın kurduğu rejimi haram rejimi olarak nitelendirmek mümkün, despotik, otoriter diyebilirsiniz, hepsi doğru ama aynı zamanda bir haram rejimi kurmuştur. Sömürüyü mübah gören ve teşvik eden ve hatta sömürüden esas olarak nemalanan bir rejim haram rejimidir. Ayrımcılık yapan, inançlar arasına nifak sokmaya çalışan, farklı kimlikleri birbirine karşı kışkıştan politikalar aynı zamanda haramdır. Yalanda sınır tanımayan zihniyet aynı zamanda haramdır. Bu rejim bi haram rejimidir. Kurulan yönetim de bir haramiler sultasıdır. İşte harama ve haramilere adaletsizliğe ve sömürüye, savaşa ve düşmanlığa karşı gerçekten barışı, özgürlüğü, eşitliği, savunacak güçlerin buluşmasına ihtiyaç vardır. Bu güçlerin buluşması bu inkarcı, sömürücü, savaşçı haram sistemini de haramiler sultasını da sona erdirecektir."