27 Eylül 2024 Cuma

İşkencede katledilen işçi önderi Süleyman Yeter anıldı

Limter-İş sendikasının eğitim uzmanı Süleyman Yeter, işkencede katledilişinin yıl dönümünde mezarı başında anıldı. Süleyman Yeter işçi sınıfı mücadelesi veren herkes için büyük bir öğretmen olduğu vurgulanan anmada, örgütlenerek Yeter'in bıraktığı yerden mücadeleyi sürdürme sözü verildi.

7 Mart 1999 tarihinde gözaltında işkenceyle katledilen DİSK'e bağlı Limter-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter, Alibeyköy'de bulunan mezarı başında anıldı. Yeter'in ailesi, Limter-İş sendikası, İnşaat-İş sendikası, Birleşik İşçi Hareketi (BİH), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) katıldığı anmada Yeter'in fotoğrafları ve "Öğretmenimiz Süleyman Yeter ölümsüzdür" pankartı taşındı.

Anma, Süleyman Yeter şahsında işçiler, emekçiler, kadınlar, ezilen halklar için özgürlük mücadelesi yürüten devrim ve sosyalizm şehitleri anısına saygı duruşuyla başladı.

SAYGILI: İŞÇİ SINIFININ SOSYALİST EVLADIYDI
İlk sözü alan Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, Süleyman Yeter'i anmanın her türlü zorluk, baskı ve zulme karşı mücadele etmek anlamına geldiğini söyledi. "Süleyman umutsuzluğu asla kabul etmeyen, mücadeleyi büyüten, asla karamsarlığa kapılmayan, en zor koşullarda 'Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız' diyenlerimizdendi" ifadelerini kullanan Saygılı, Süleyman Yeter'in çok bilinçli bir şekilde katledildiğinin altını çizdi.

"Süleyman yoldaş işçi sınıfının sosyalist bir evladıydı. O bir sosyalist işçi önderiydi. Gerçek bir sosyalist gibi yaşadı, gerçek bir sosyalist gibi mücadele etti ve gerçek bir sosyalist gibi aramızdan ayrıldı. O'nu anmak sadece erdemlerinden bahsetmek değil, aynı zamanda bize bırakmış olduğu mücadele bayrağını yere düşürmemektir" diyen Saygılı, işçi sınıfı ve halkın acısının isyana dönüştüğü bir dönemden geçtiklerini belirtti.

'ONLAR ÖRGÜTLENME GÖREVİNİ ÖNÜMÜZE KOYDU'
Maraş merkezli depremlerde on binlerce insanın katledildiğini ve depremin yaralarını sarmaya gidenlerin kısıtlı imkanlarına rağmen devrimciler, sosyalistler, yurtseverler olduğunu vurgulayan Saygılı, önemli olanın sayıca çokluk değil örgütlülük olduğunun altını çizdi. Saygılı, şöyle devam etti: "Örgütlülüğümüzü büyütmeliyiz çünkü onlar işçi sınıfının örgütlenmesi, halkların örgütlenmesi görevini bizim önümüze koydu. Görevimiz işçi sınıfını örgütlemek, işçi sınıfını irade haline getirmek, kapitalizme karşı işçi sınıfının bayrağını yükseltmek. Omuzlarımızdaki bu görev ağırdır ama bu görevi layıkıyla yerine getireceğimizden hiç kuşku olmasın. Öğretmenimize, Süleyman yoldaşımıza, bizden önce gidenlere sözümüzdür: Bu bayrağı asla yere düşürmeyeceğiz, yükseklerde tutacağız ve mücadeleye devam edeceğiz."

KAYACI: YOLDAŞIN MİRASINI YERİNE GETİRMEYE ÇABALIYORUZ
BİH adına söz alan Meliha Kayacı, Süleyman Yeter'in katledildiği günden bugüne öfkelerinin sokaklarda ve işçi havzalarında olduğunu söyledi. "Yoldaşımız bizlere işçi havzalarından, emekçi mahallelerinden kocaman bir miras bıraktı ve bu mirası işçi sınıfının yol göstericileri olarak yoldaşın onuruna yakışır bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz" diyen Kayacı, Süleyman Yeter'in yolunun kesiştiği işçi havzalarında, fabrikalarda, insanlarda farklı bir ruh bıraktığını dile getirdi. Kayacı, "Mücadele büyük, mücadele zorlu ama yoldaşın açtığı bir yol var. Biz BİH olarak o yolda yürümeye and içmişiz" ifadelerini kullandı.

TÜMÜKLÜ: GERÇEK BİR ÖĞRETMENDİ
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Süleyman Yeter'in katledildiği döneme işaret ederek, "Teslimiyetin, tasfiyeciliğin, reformizmin içerisinde devrimci kalmakta ısrar eden, Türkiye işçi sınıfıyle Kürt özgürlük mücadelesini birleştirmek için can siparane havza havza gezen ve umudu inşa etmeye çalışan gerçek bir öğretmendir Süleyman Yeter" ifadelerini kullandı.

Süleyman Yeter'in o dönem devrimcileri katleden sömürgeci faşist rejim karşısında, mücadelenin sadeliği içerisinde herkese bir ders verdiğinin altını çizen Tümüklü, "Yine içinden geçtiğimiz dönem burjuva ideolojinin hegemonyasının arttığı, kafaların karıştığı, umutların yanlış gemilere, yanlış limanlara yönlendirildiği bir zaman. Tam Süleymanlaşacağız dediğimiz zamanlardan geçiyoruz" dedi. 

'ANMAK YETMEZ, SÜLEYMANLAŞACAĞIZ'
Süleyman Yeter'in bir devrimcinin nasıl yaşaması gerektiğini öğrettiğini kaydeden Tümüklü, şöyle devam etti: "O nedenle Süleymanlaşma bayrağını büyüteceğiz. Süleyman'ın adını her yerde anacağız. Sadece anmayacağız, O'nun düsturunu düstur haline, onun pratiğini pratik haline, onun iddiasını her sokağa, her havzaya, her fabrikaya taşımak göreviyle karşı karşıyayız. O'na sözümüz devrim olacak."

GİDER: O BAYRAK YERE DÜŞMEYECEK
İnşaat-İş sendikası adına söz alan Deniz Gider, işçi sınıfı mücadelesi yürütmenin zorluklarına işaret ederek, Süleyman Yeter'in tüm zorluklara karşın yürüttüğü mücadeleyle tersanelerde, Tuzla'da ayak izlerinin hala durduğunu kaydetti. Tersaneler, depolar, inşaatlar ve madenlerin işçilere mezar olan, patronların karına kar kattığı yerler olduğunu dile getiren Gider, kendilerinin de işçilerin ölmemesi ve onurlu bir yaşamı kavuşması için mücadele eden sendikalar olduğunu dile getirdi. Süleyman Yeter'in de bu anlayışla hareket ettiğini kaydeden Gider, "Tüm yoldaşlarımıza söz, o bayrak hiçbir zaman yere düşmeyecek" dedi.

Anma boyunca, "Süleyman yoldaş kavgamızda yaşıyor", "Süleyman yoldaş ölümsüzdür", "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganları atıldı.