29 Eylül 2024 Pazar

İşkence belgelenmesine rağmen işkenceci polisler korunuyor

Recep Çelik'e Nisan 2021'de Şirinevler Meydanı'nda dakikalarca işkence uygulayan polisler, Çelik'in darp raporu almasını engelledi, telefonla çekim yapanların kayıtlarını tehditle sildirdi. Çelik, yargıya başvurdu yargı polisleri korudu, Valilik "ortada suç yoktur" dedi. İşkence sonucu kafasında hala iltihap bulunan ve sağ gözünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan Çelik, bir buçuk yıldır işkenceci polislere karşı adalet mücadelesi veriyor. Çelik, kamuoyuna dayanışma çağrısı yapıyor. 

İşkenceci polisler korunacaklarından aldıkları cesaretle halka zulmediyor. Keyfiyetle durdurdukları herhangi bir kişiyi "potansiyel şüpheli" ilan eden polis ve bekçiler sokak ortasında çekinmeden işkence yapıyor. Üstelik bu kişiler hem yargı hem emniyet hem de İçişleri Bakanlığı tarafından korunuyor.

Nisan 2021'de Şirinevler Meydanı'nda Recep Çelik de dakikalarca işkenceye uğradı. Şirinevler üst geçidinden indiği sırada arkasından koşarak gelen sivil giyimli iki kişi Çelik'ten kimliğini göstermesini istedi. Kişilere güvenmediğinden ve kimliğini göstermek zorunda olmadığı için 155'i arayan Çelik, durumu anlatarak polis çağırdı. Gelen polislerin kendilerine yardım edeceğini uman Çelik, Şirinevler Meydanı'nda işkenceye uğradı. Etrafta bulunanların telefonlarıyla çekim yapmasının ardından, kameraların olmadığı zabıta kulübüne sürüklenerek götürüldü, kulübenin başına bir nöbetçi dikilerek burada da işkenceye uğradı. Bir süre bilincini kaybeden Çelik, sağ gözünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya, kafasının arkasında iltihap, kemiklerinde kırık var. 

Çelik, bir buçuk yıldır adalet arıyor ancak işkenceci polisler korunuyor. ETHA'ya konuşan Çelik, maruz kaldığı işkenceyi, sonrasında yaşadığı hukuksuzluğu ve işkencecilerin nasıl korunduğunu anlattı. 

'BİR ANDA POTANSİYEL SUÇLU İLAN EDİP SALDIRDILAR'
155'i aradıktan 3-4 dakika sonra polis ekiplerinin geldiğini belirten Çelik, "Defalarca kimliğimi ibraz ettim, çantamı ve üstümü aradılar. Sonra bir anda 'potansiyel suçlu' ilan edip yere yıktılar. Kelepçe taktılar. Burada tekme tokat saldırdılar" dedi. 

'ŞUUR KAYBI YAŞADIM'
İşkencenin uygulandığı sırada polislerin "zabıta kulübesinde kamera var mı" diye sorduğunu, "hayır" yanıtı aldıklarında da elleri kelepçeli halde sürüklenerek kameranın olmadığı zabıta kulübesine götürüldüğünü kaydetti. Kulübeni kapısı kapatıldı, başına da bir bekçi dikildi bu sırada Çelik'e yönelik işkence sürerken, telefonla çekim yapanlar tespit edildi ve tehditle görüntüler telefonundan sildirildi. O esnada işkence gören Çelik, şöyle aktardı: "Tekme, yumruk, süpürge sapı, demir çubukla işkence yaptılar. 40 santimetre yükseklikten yere bıraktılar beni bir süre şuur kaybı yaşadım. Beni yarı baygın bıraktılar. Kendime geldiğimde bulunduğum yer tamamen kandı. Şu an sırtımda kemik, kafamın arkasında iltihap var. Sağ gözümü kaybetmekle karşı karşıyayım, ara sıra görüş kaybı yaşıyorum. Ama ben o gün öleceğimi düşündüm."

'İŞKENCE YAPAN POLİSLER DARP RAPORU ALMAMI ENGELLEDİ'
Çelik, hakkında gözaltı kararı verilmedi, Bahçelievler'de bulunan karakol almadı, devlet hastanesi ise "elimizde kalır" dedi, Çelik'in darp raporu alması engellendi. Çelik, şöyle anlattı: "İşkence yapan polisler benimle birlikte aynı araçta hastaneye geldi. Bahçelievler Devlet Hastanesi, 'adam ölecek, elimizde kalır, Adli Tıp'a götürün' dedi. Bakırköy Adli Tıp Uzmanı, birkaç barkod çıkardı, ekip arabasında polisler elimden barkodları alıp yırttı. Ortopedi, göğü cerrahisi, beyin cerrahisine sokmadılar. Buz dahi vermediler. İşkenceyi belgeleyemedim; kızarıklık, ekimoz var dendi. Basit yaralama oluyor böylece. 

Hakkımda o gün gözaltı kararı verilmedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü benim gözaltına alındığımı anons geçmedi, Bahçelievler'de götürdükleri karakol almadı. 19.00'a kadar hastane hastane dolaştırdılar."

'EMNİYET, AFERİN İYİ YAPMIŞSINIZ BİR DAHA KUYTUDA YAPIN DEDİ'
Çelik'e işkence uygulayanlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Güvenlik Timi polisleri. Çelik'in işkenceye ilişkin rapor almasını engellediklerinden dolayı haklarında "basit yaralama"dan soruşturma açıldı. İşkence uygulayan en az 4 polis olmasına rağmen sadece Emre Gürkan ve Erkan Koçhan hakkında yargıma başladı. Yargı önüne çıkan polisler hakkında sadece 6 ay hapis cezası verildi ancak mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hüküm verdi. İşkenceci polislere idari soruşturmada başlatılmadı. Üstelik Çelik'ten de şikayetçi oldular. 

Polislerle ilgili CİMER'e başvuru yapan Çelik'e İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü polislerin kusurlu olmadığı iddiasıyla yanıt verdi. Çelik, "İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin görev alanına giren konularla alakalı gerekli iş ve işlemleri yaptıkları disiplin yönünden kusurlu bulunmadıklarından diyor. Yani aslında diyor ki elinize sağlık çocuklar ama bundan sonra meydanda değil kuytu köşede yapın diyorlar" sözleriyle tepki gösterdi. 

İŞKENCEYE KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI
Fiziksel travmanın yanında psikojik olarak da etkilenen Çelik, bir buçuk yıldır adalet arıyor. Kamuoyuna seslenen Çelik, "Bu cesareti bunlara kim veriyor. Ben meydanda açık açık işkenceye uğradım. Bunlar siyasi cinayet dahi işlerler çünkü korkmuyorlar, korunuyorlar. Adları dahi geçmiyor" diyerek dayanışma ve işkenceye karşı mücadele çağrısı yaptı.