27 Eylül 2024 Cuma

İnsan hakları savunucuları barış için nöbette

İnsan Hakları Derneği her ayın ilk cuma gününde gerçekleştirdiği Barış Nöbetinde anadil talebinin yanı sıra, savaş politikaları, ekolojik yıkım, hapishanelerde tutsaklara yönelik saldırılar gündeme getirildi.

İnsan Hakları Derneği'nin her ayın ilk cumasında yaptığı Barış Nöbeti eylemi birçok kentte tutuldu. Nöbet eylemlerinde savaş politikalarının neden olduğu ekolojik yıkım, hapishanelerde tutsaklara yönelik saldırıların yanı sıra anadil talebi dile getirildi.

'ANADİL HAKKI TANINSIN, YASAL DÜZENLEME YAPILSIN'
İHD Ankara Şubesi, dernek binasında gerçekleştirdiği nöbette, anadile yönelik baskılara dikkat çekti. Nöbete, HDP Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu ve araştırmacı yazar Huriye Şahin de katıldı.

Anadilin doğuştan gelen bir hak olduğunu belirten İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Fatin Kanat, "Ne yazık yaşadığımız coğrafyada anadil hakkı da en çok çiğnenmiş hakkın başında geliyor. Bir kıyım politikası izlenmiş. Anadil üzerindeki baskılar, soykırım ve katliamları da içerisinde bulunduruyor. Anadil hakkının tanınması ve bununla ilgili acilen yasal bir düzenleme gerekiyor" dedi.

Huriye Şahin ve Pakize Sinemillioğlu'nun da söz aldığı Barış Nöbeti eyleminde Kürtçe, Ermenice, Gürcüce ve Arapça şarkılar söylendi, şiirler okundu.

'KÖMÜR SANTRALLERİ KAPATILSIN'
İHD Adana Şubesi'nin dernek binasında gerçekleştirdiği nöbette, savaş politikalarının neden olduğu ekolojik yıkıma dikkat çekildi.

Nöbette konuşan İHD Adana Şubesi Ekoloji Komisyonu Sözcüsü Yaşar Gökoğlu, kentte ekolojik tahribat ve buna bağlı olarak yaşanan hak ihlallerinin tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, "Yumurtalık Sugözü Köyü'nde 20 yıldır çalışan, çevreyi zehirleyen İsken Kömür Santrali yetmiyormuş gibi şimdi de hemen yanı başında Emba Hunutlu Kömür Santrali'nin yapımına siyasi iktidar tarafından izin verildi, yapımı tamamlandı ve çalışmaya başladı. Her iki santral toplam olarak bir saatte 1.000 ton kömür yakıyor ve milyonlarca ton deniz suyunu soğutma amacıyla kullanıp kirletiyor. Tufanbeyli ilçesinde kurulu olan santral de 10 yıldır çalışmaya ve bir saatte 1.000 ton kömür yakmaya devam ediyor" dedi. Türk devletinin Paris Anlaşması'nı 2021 yılında onayladığını hatırlatan Gökoğlu, mevcut kömür santrallerinin kapatılması beklenirken, ikinci bir kömür santralinin açılmasının Sugözü Köyü'nde kanser vakalarında artışa yol açtığını söyledi.

Bölgede tarım hasadında düştüğü bilgisini veren Gökoğlu, kömür santrallerinin yakınlarındaki Yumurtalık sahihinde deniz ısısı ve yapısının değiştiğini, geçim kaynağı olan balıkçılığın artık yapılamadığını vurguladı.

'BARIŞ HAPİSHANELERDEKİ SORUNLARIN DÜZELMESİNE KATKI SAĞLAR'
İHD İzmir Şubesindeki hasta tutsaklar için tutulan Barış Nöbetinin ardından Konak eski Sümerbank önünde açıklama yapıldı.

İHD Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek yaptığı açıklamada, seçimlerin arifesinde açıklanan metinlerde tutsakların durumuna, hapishanelerdeki saldırılara değinilmemesine tepki gösterdi. İnsan haklarının nerede ve hangi koşulda olursa olsun herkese eşit uygulanması gerektiğini söyleyen Çiçek, "Türkiye'deki uygulamalarda ayrımcılığa uğrayan mahpusların çoğunluğu siyasi mahpuslardır. Bu kişilerin içinde gazeteciler, aydınlar, muhalif siyasi parti üyeleri, gençler, kadınlar, LGBTİ+'lar, insan hakları savunucuları, sosyalistler, Kürtler… sayılabilir. Devletin manevi şahsına hakaret, cumhurbaşkanına hakaret gibi suçlamaların hiçbirinin gerçeklikle alakası yoktur. Herkesin örgüt üyesi olarak görüldüğü ve bundan dolayı insanlara keyfi cezalar verildiği bir ortamda seçime gidilmektedir. Toplumu düşmanlaştıran bakış açısı ve hapishanelerdeki hak ihlallerini gündeme almayan tutum belgeleri bu topluma eşitlik ve barış getirmez" dedi.

Uluslararası mevzuatların devletlerce özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklediğini hatırlatan Çiçek, "Sorunlara bireysel, toplumsal haklar ve ulusların kendi kaderini belirleme bağlamında yaklaşım gösterildiğinde, keyfi uygulamalar son bulur ve ağır hasta ve hasta mahpuslar birçok haklarını kullanabilir. Böylesi bir yaklaşım yavaş yavaş hapishanelerin boşalmasını sağlayabilir. Bu da Türkiye'deki barış ortamının oluşmasına katkı sağlar" diye konuştu.

Barışın herkesin hakkı olduğunu hatırlatan Çiçek, "Barış, birçok sorunun çözümüne katkı sağlayacağı gibi hapishanelerdeki sorunların düzelmesine de katkı sağlar" diye ekledi.

'HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN'
İHD Mersin Şubesi'nde yapılan nöbet eylemine emek ve demokrasi güçleri de destek verdi. Nöbette konuşan İHD Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir, hapishanelerdeki hak ihlallerine değindi.

Açıklamayı okuyan İHD Mersin Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Bekir Sıtkı Keçeci, Adalet Bakanlığı Cezaevi Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülke genelinde 14 F tipi, 19 Yüksek Güvenlikli ve 6 S Tipi hapishane bulunduğunu söyledi.

Hapishane koşullarının tutsakların güvenliğini tehlikeye attığını belirten Keçeci, "F tipi, S Tipi ve Yüksek Güvenlikli hapishanelerin uygulamaya konulması akabinde uzmanlar ve hak savunucuları tarafından siyasi iktidarlara yapılan uyarıların haklılığı ortaya çıkmış, bu hapishanelerde tutulan mahpusların başta yaşam hakkı olmak üzere sağlık, aile ve özel hayata saygı, avukatı ile görüşme ve haberleşme hakları sürekli bir şekilde ihlal edilerek, infaz yasasına aykırı uygulamalar meydana gelmiştir" dedi.

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 1 Ocak 2023 verilerini paylaşan Keçeci, 399 hapishanede 341 bin 497 mahpus olduğunu söyledi. 5 bin 765 mahpusun 65 ve üzeri yaşta olduğunu belirten Keçeci, hasta tutsakların tedavi hakkına erişemediğini, hapishanede kalabilecek durumda olmayan ağır hasta tutsakların tahliye edilmediğini hatırlatarak, iktidarın meseleye güvenlikçi politikalarla baktığını söyledi.

Kısa bir süre önce Adalet Bakanlığı'nın 'hasta tutuklu'larla ilgili düzenleme yaptığını hatırlatan Keçeci, ağır hasta ve yaşlı tutsakların hapishanelerde tutulmaya devam edildiğini belirtti.

İHD Hatay Şubesi ve İskenderun Temsilciliği de dernek binalarında nöbet gerçekleştirdi.

'BÖLGE İLLERİNDE İŞKENCE RUTİNE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA'
İHD Diyarbakır Şubesi de Barış Nöbeti eyleminde bölgede temel insan haklarına yönelik saldırılara işaret etti. Nöbete, Barış Anneleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu, Eğitim-Sen, TMMOB üye ve yöneticileri de katıldı. Nöbet eyleminde basın metnini İHD Amed Şube Sekreteri Yakup Güven okudu.

Bölgede temel insan haklarının korunmadığını, yaşam hakkının ihlal edildiğini, işkence ve kötü muamelenin rutine dönüştüğünün altını çizen Güven, yaşanılan hak ihlallerinin büyük kısmının Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığına dikkat çekti. Güven, "Kürt kimliğinin tanınmaması, anadilde eğitim hakkının engellenmesi, 90'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetler ve gözaltında kaybetmeler, köy yakmaları, yaklaşık kırk yıldır süren çatışmalı ortamda yaşanan can kayıpları, gözaltı birimlerinde uygulanan işkence ve kötü muameleler, hapishanelerdeki ağır hasta mahpusların durumu gibi birçok ihlal ve öte yandan bu ihlallerin faillerini koruyan cezasızlık sistemi bir bütün olarak, devletin ve siyasi iktidarların Kürt meselesini çözmemekte ısrar etmelerinden kaynaklanmaktadır" dedi.

'ÖNCE TECRİT KALDIRILSIN' 
Nöbet eyleminde söz alan Barış Annesi Nazmiye Yürek ise PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını istedi. Öcalan'ın avukatları ve ailesi ile görüştürülmesi gerektiğini belirten Yürek, "Önce görüşme sağlansın sonra Kürtler'den oy istesinler. Öcalan'a uygulanan tecridi kaldırsınlar. Dağlarımızdan talanı, saldırı ve operasyonları çeksinler sonra seçimden bahsetsinler" şeklinde konuştu.