İHD: 12 Eylül 44 yıldır sürüyor
12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yıldönümüne ilişkin basın açıklaması yapan İHD İstanbul Şubesi, darbelerle gerçek bir yüzleşme için darbe kurumlarının kapatılması ve hak ihlallerine neden olan yasaların ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yıldönümü nedeniyle Şişli'de bulunan TRT Radyo binası önünde basın açıklaması düzenledi. "12 Eylül 44 yıldır sürüyor. Karanlığa teslim olmayacağız" pankartı açılan eylemde basın açıklamasını İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.
12 Eylül darbesinin sabaha karşı 03.00'te bu binadan duyurulduğunu hatırlatan Yoleri, "12 Eylül'ün bilançosu ağırdı; alelacele ve adil yargılanma ilkelerine riayet edilmeden yapılan yargılamalarla 517 kişiye idam cezası verilmiş ve 50'si infaz edilmişti; 300 kişi 'kuşkulu' bir şekilde ölmüş, 171 kişinin 'işkenceden' öldüğü belgelerle kanıtlanmış, 11 kişi gözaltında kaybedilmişti" dedi.
1 milyon 683 bin kişinin fişlendiğini, 650 bin kişinin gözaltına alındığını, 30 bin kişinin siyasi mülteci olarak yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını, 23 bin 667 derneğin faaliyetinin durdurulduğunu, 49 ton gazete, dergi ve kitabın "sakıncalı" olduğu iddiasıyla imha edildiğini belirten Yoleri, "Üzerinden tam 44 yıl geçti ancak; halen 82 tarihli darbe anayasası yürürlükte, darbe anayasası ile hayatımıza sokulan kurumlar iş başında" dedi.
'DARBELERLE HESAPLAŞMA GÖSTERMELİK BİR YARGILAMAYA SINIRLANDIRILDI'
2016-2018 OHAL sürecinde yaşanan ağır bilanço, insan haklarına dönük ihlallerin 12 Eylül'ün hala iş başında olduğunu gösterdiğini kaydeden Yoleri, "12 Eylül darbesine karşı olmakla övünen Ak Parti hükümeti, uzun iktidar dönemi boyunca; sadece kısmi anayasa değişikliklerine imza attı ve darbelerle hesaplaşmayı göstermelik bir 12 Eylül yargılaması ile sınırlandırdı. İşlenen insanlığa karşı suçları göz ardı eden bu göstermelik yargılamada, işkence ile öldürülenlerin hesabı sorulmadı, gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır, Mahmut Kaya, Hüseyin Morsümbül, Nurettin Öztürk, Zeki Altunbaş, Hayrettin Eren, Nurettin Yedigöl, Süleyman Cihan, Mustafa Hayrullahoğlu, Maksut Tepeli ve idam edildikten sonra bedenleri kaybedilen İlyas Has ve Veysel Güney için adalet arayışına dahi girilmedi" dedi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen ve iki yıl süren OHAL, Anayasa değişiklikleri, torba kanunlar, eylem yasakları, hak ve özgürlüklere getirilen yasaklarla rejimin otoriter tarzda yeniden yapılandırılması amacıyla hareket edildiğini ifade eden Yoleri, geçen yıldan bugüne yaşanan hak ihlalleri ve hukuksuz uygulamalara dikkat çekti.
'OTORİTER REJİM YAPILANDIRILMAYA DEVAM EDİLDİ'
Yoleri, şöyle devam etti: "Özetle geçen yıl olduğu gibi son bir yılda yine; anayasa ve yasalar dahil, hukuk normlarının bağlayıcılığı yok sayılmış, anayasa ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı, hak ve özgürlükleri yok sayan yeni düzenlemeler yapılmış, hak ve özgürlüklerin ihlaline karşı siyasi iktidarı durduracak, denetleyecek mekanizmalar tamamen ortadan kaldırılmış, halk hukuk güvenliğinden yoksun bırakılarak hak ihlalleri, keyfiyet/ hukukdışılık adalet ve emek mücadelesi alanına, ekoloji mücadelesine, LGBTİ'lere ve kadınlara genişletilerek devam ettirilmiştir. Ve geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bu yapılanlarla kalıcı bir otoriter rejim yapılandırılmaya devam edilmiştir."
'DARBE KURUMLARI KAPATILMALI'
Yoleri, darbeleri önlemek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
🔹"Darbe kurumlarını kapatmak,
🔹Hak ihlallerine neden olan yasaları tüm sonuçları ile ortadan kaldırmak,
🔹Darbecileri ve darbe sürecinde işlenen suçları cezalandırmak,
🔹Darbe nedeniyle doğan zararların giderimini de kapsayacak şekilde onarıcı adaleti sağlamak,
🔹Hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek ve baskıdan kalıcı olarak kurtarmak,
🔹Demokratik ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa yapılması,
🔹Demokratikleşme yanında çatışma çözümü ve pozitif barışı sağlamak ve kurumsallaştırmak."
'12 EYLÜL ZİHNİYETİ HALEN İŞ BAŞINDA'
İHD Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada ise, "12 Eylül darbesinin üzerinden tam 44 yıl geçti ancak; halen 82 tarihli darbe anayasası ile yönetiliyoruz ve darbe anayasası ile hayatımıza sokulan kurumlar yanında, insan hakları normlarının, demokrasi ilkelerinin ve yürürlükteki hukukun dahi yok sayılması, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getiren yasak ve baskılar, nefret saldırılarının ve ırkçılığın desteklenmesi, tüm itirazların susturulması amacıyla işkence ve kötü muamelenin yaygınlaştırılması, hukuki dayanaktan yoksun tutuklama ve cezalar, her yıl yenileri eklenen yüzlerce hapishane, sistematik tecrit, ağırlaştırılmış müebbet, infaz yakma, işkence ve kötü muamele ve benzeri infaz uygulamaları ile ölüme terk edilen mahpuslar, güvenlik soruşturması bahanesi ya da asılsız suçlamalarla muhaliflerin iş akitlerinin feshi ve benzeri devasa sorunlar ile, 12 Eylül zihniyeti halen iş başında."