27 Eylül 2024 Cuma

HDK'den deprem raporu: İktidarın yardım etmediği halkın öfkesi kabarıyor

Deprem bölgelerine ziyaretleri sonrası izlenimlerini raporlaştıran HDK GM, halkın iktidara yönelik öfkesinin kabardığını, oyuncak dağıtılırken dahi Suriyelilere ayrımcılık yapıldığını kaydetti. Birçok noktanın tamamen yıkıldığını kaydeden HDK GM, gönüllü çalışmalarının son derece önemli olduğunun altını çizdi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Genel Merkezi; Osmaniye, Maraş ve Adıyaman ziyaretleri sonrası izlenimlerini aktardı.

'YIKILAN EVLERİN KİRİŞLERİ YA DA KOLONLARI KESİLMİŞ'
Osmaniye'de yüksek binaların dağ eteklerine yapıldığı ve hasar olmadığı belirtilen raporda, yıkımın genelde ovaya kurulmuş eski şehirde olduğu belirtildi. Raporda, "Yerel insanlardan aldığımız bilgiye göre AFAD deprem illerinden ilk buraya gelmiş, ilk çadırlarını burada kurmuş. 306 bina yıkılmış, resmi rakamlara göre 766 kişi enkaz altında kalmış. Sanayi sitesinde konuştuğumuz işçiler yıkılan evlerin ya kirişlerinin ya da kolonlarının dükkan yapmak için kesilen binalar olduğunu söylediler" dendi.

'MARAŞ NARLI'DA DEVRİYE GEZEN KOLLUK DIŞINDA DEVLET YOK'
Maraş'ın Narlı mahallesinde sağlık koşullarının gittikçe kötüleştiği, uyuz belirtilerinin olduğu; tifo ve dizanteri gibi hastalıklarının yüksek olduğu kaydedilen raporda, "Gönüllüler neredeyse bütün çalışmalara hakim. Devriye gezen kolluk dışında devlet yok. Acil olarak hijyen, çadır ve ısınma malzemelerine ihtiyaç var. İleride gıda krizi çıkabilir. Gideri ve suyu olan gezici tuvalet ve temiz su da diğer önemli ihtiyaçlardan. AFAD'ın kurduğu sağlık çadırında doktor ve sağlıkçı yok. Sağlık ihtiyaçlarını gönüllü olarak gelen İtalyanlar, Almanlar, Fransızlar ve ODTÜ'lü öğrenciler karşılıyor. Narlı'da depremin çocuklar üzerindeki etkilerini gidermek için yapılan tek çalışma da gönüllüler tarafından gerçekleştiriliyor" ifadeleri yer aldı.

'PAZARCIK'TA ALEVİ KÜRTLER İÇİN GÜVENLİK SORUNU VAR'
Maraş Pazarcık'ta çok fazla gönüllü olduğu ama koordinasyonun istenilen düzeyde olmadığına dikkat çekilen raporda, olası bir kayyum saldırısında gönüllülerin kendi içinde koordinasyon kurmasının çok önemli olduğu belirtildi. Raporda, şöyle dendi: "Demografik yapının değişimi Pazarcık için en büyük tehlikelerden birisi. Çadır ya da konteyner kentlerin AKP-MHP seçmenlerinin bulunduğu yerlere inşa edilmesi gündemde. Bu Pazarcık'taki Alevi Kürtler için büyük bir güvenlik sorunu ve tedirginlik yaratıyor. Silopi belediyesinin kurduğu aşevi çadırı günlük 500 kişilik üç öğün yemek veriyor. İlçenin yemek sorununu karşılayan en büyük merkezlerden birisi olması itibariyle epey bir takdir topluyor. SES her gün çadırlarda sağlık taraması yapıyor. Çocuklarda üst solunum hastalıkları, sirke ve bite rastladıklarını ve temiz suyun ve tuvaletlerin olmamasının ciddi hastalıklara yol açacağını söylüyorlar. Kaymakam halk sağlığı taraması yapan doktorları, sağlıkçıları tehdit edebiliyor. Narlı'da olduğu gibi AFAD'ın bölgede ismi var kendisi yok. Gönüllü siyasi çevrelerin ve meslek odalarının deprem bölgelerine nöbet usulüyle gelmeleri çalışmaların kalıcılaşması için önemli bir husus. Genel olarak rastlanan kadın ve çocuklara özgün zorluklar burada da var."

'ADIYAMAN MERKEZDE YIKILMAYAN BİNA NEREDEYSE YOK'
Adıyaman merkezde yıkılmayan ya da hasarlı binanın neredeyse olmadığı vurgulanan raporda, en az hasarlı yerlerin kuzey çıkışındaki ve dağlık bölgenin yamacındaki yerleşim yerleri olduğu belirtildi. Şehrin tarım arazisinin üzerine kurulan yerlerin adeta savaştan çıkmış bir kent görünümünde olduğunun altı çizilen raporda, "Bu durum da kentleşme politikalarının rant üzerine kurulduğunun en somut göstergesi. Şehir nüfusunun çoğunluğu göç etmiş durumda. Hayat neredeyse durma aşamasına gelmiş. Adıyaman merkezde de ihtiyaçların çok büyük kısmı gönüllü yardımlarıyla sağlanıyor. Çadır, ısınma, sağlık, tuvalet, temiz suya erişim ve beslenme temel sorunlar olarak öne çıkıyor. AFAD'ın kurduğu çadırlar birbirine bitişik yapılıyor. Marmara depreminde gördüğümüz gibi bu da sobadan dolayı yangın ihtimalini artırıyor. Dışarıdan gelen gönüllüler çok önemli bir boşluğu dolduruyor ve oraya canlılık, hayat, enerji sağlıyor. Bu da deprem mağdurlarına yalnız olmadıkları hissi ve tutunacak bir dal olanağı sağlıyor. Bölgeye gelecek yardımlar ve gönüllüler hiç eksilmemeli, uzun vadeli bir plan içinde sürdürebilir olmalı. Özellikle gönüllülerin ihtiyaç odaklı ve düzenli nöbetleşerek gelişleri uzun vadeli çalışmalar için kritik önemde" denildi.

'HDP'NİN YÖNETTİĞİ KRİZ KOORDİNASYONU HER GÖNÜLLÜYE KAPISINI AÇMIŞ'
Yenimahalle Cemevi'ndeki koordinasyonun en örgütlü deprem kriz koordinasyonu olarak önemli roller üstlendiğine dikkat çekilen raporda, "Bu koordinasyon bünyesinde şehrin birçok yerinde çoklu işler yürütülüyor. Yenimahalle Cemevi günün belirli saatlerinde şehirde kalan depremzedelerin gelip ihtiyaçlarını karşıladığı çok önemli bir merkez konumunda. Cemevi bahçesinde kurulan Diyarbakır Çınar Belediyesi aşevi, beş bin kişilik üç öğün yemek çıkarıyor. İstanbul Kadınlar Birlikte Güçlü İnisiyatifi de düzenli bir şekilde çalışmalara katılıyor. Gönüllü sayılarındaki düşüşler, sonraki günler için özel çalışma yapılmasını gerekli kılıyor. HDP'lilerin yönettiği bu kriz koordinasyonu, gelen her gönüllüye kapısını açmış. Dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan yardım ve dayanışmanın tam anlamıyla felsefesini dokuyor. Yereldeki siyasetçilerin ve yurttaşların çalışmalara etkin dahiliyeti, işlerin daha kolay yürütülmesini ve sonuç alıcı olmasını sağlıyor. Bu sayede bölgeye dışarıdan gelen yabancı gönüllüler de daha rahat ve emin çalışıyor, bölgede kalma süreleri uzuyor" ifadeleri yer aldı.

'KÖYLER ÇOK GÜVENLİ ANCAK DEPREM TRAVMASI SÜRÜYOR'
Adıyaman köylerinde hasarın çok az ve şehirde yaşayan depremzedelerin büyük oranda köylerine sığındığı ifade edilen raporda, "Köyler bu yönüyle çok çok güvenli. Ancak şehirde yakınlarını kaybettiklerinden deprem travması halen sürüyor. Gönüllüler çalışmalarının tıpkı Pazarcık'ta olduğu gibi engellenebileceği izlenimine sahip. Şehir merkezindeki birçok enkazın halen başıboş bırakılması, sorumluların görevlerini yerine getirmemeleri de gözlemlerimiz arasında. Devletin şehir merkezinde bu görünmeme halinin çaresizlikle birlikte kentin tamamen terk edilmesine yol açacak bir ıssızlaştırma politikası olduğu neredeyse herkesin ortak kanaati" denildi.

'ÇELİKHAN'DA HAYVANLAR STRES İÇİNDE'
Adıyaman Çelikhan'ın durumu ise şöyle aktarıldı: "İlçede hafif hasarlar var. İnsanlar çadırlarında yaşıyor. İlçede sadece insanlarda travma yok; hayvanların, özellikle keçilerin stres içinde olduğu ve normal yaşama dönemedikleri bilgisi mevcut. Bunun için hayvanlara stres ilacı verdiğini söyleyen yurttaşlar oldu."

'İKTİDARA YÖNELİK ÖFKE KABARMIŞ DURUMDA'
Raporun sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı: "Bu ve benzeri tespitlerden hareketle iktidarın neredeyse bütün deprem bölgelerinde bir itibar kaybı yaşadığını, hatta yurttaşların iktidara yönelik öfkesinin kabarmış olduğunu söylemek mümkün. HDP yetkililerinin, gönüllülerinin ve milletvekillerinin mütevazi ve halkçı çalışmaları şehirde muazzam bir sempatiye dönüşmüş durumda. Hatta bu gönüllü dayanışma ağı Kürtler içerisinde bir ulusal birlik havası da yaratmış.

'OYUNCAKLAR DAĞITILIRKEN BİLE SURİYELİLERE AYRIMCILIK YAPILIYOR'
Yardımlar dağıtılırken, hele hele çocuk oyuncakları dağıtılırken bile Suriyeli çocuklara ve insanlara ayrımcılık yapılması endişelendirici bir durum. Bu ayrımcı, ırkçı davranışların çocuklara kadar indirgenmesiyle birlikte göçmen ve mültecilerin ihtiyaçlarını karşılayan gönüllü çalışmalarının ne kadar hayati bir rol oynadığının ve gerekli olduğunun altını çizmek gerekiyor."